-12-

24 2 9
                                        

bazı okurlarım sayesınde (onlar kendını bılıuolat) fıcı devam ettırme kararı aldım

.
Bir hafta sonra

Pazartesi olmuştu. Sabah zaten gözümü zar zor açtım bir de okula gidecektim. Pfff. Ama en azından okulda sevgilim var yani bu okula gitmem için bir sebep.

    Yataktan doğruldum lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Yemek yemekle hiç uğraşamayacağım için okul fomamı giyinip evden çıktım. Akşam Changbin'le sözleşmiştik. İkimiz de okulun yanındaki (yanındaki dediğime bakmayın yürmeyle en az 5 dakika uzakta) parkta buluşup okula öyle gidecektik.

    Parka vardım ve Changbin'i beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra metronun çıkışında belirdi ve koşarak yanıma geldi. Yanağıma öpücük kondurdu.

   "Üzgünüm biraz beklettim güzelim."

   "Hiç sorun değil bende yeni geldim zaten." gülümsedi ve elimi tuttu. Okula doğru yürümeye başladık. Okulun girişinde sıra arkadaşım Yeri ve Changbinlerin sınıfından olan kankası Rose ile karşılaştık. Onlara selam verdik ama onlar birbirine kenetlenmiş ellerimize bakıp göz devirdiler. Nedenini anlayamadım ama yine de suratımı asmadım. Changbin de anlayamamıştı sanırım.

    Sınıflarımıza geçerken yanağından öptüm ve iyi dersler diledim. Sınıfa girdim ve bizimkilere selam verdim. Hemen sonra;

   "Eniştemiz nasıl Jeong keyfi yerinde mi bari?"

    "Evet evet yerinde Lixieciğim!" biraz vurgulayarak söylemiş olmalıyım ki sınıftakiler bana bakıyordu. Ders zili çalar çalmaz hoca sınıfın kapısında belirdi. Kadın ışınlanmayı bulmuş resmen.

    İçeri girdi ve hemen yoklama almaya başladı. "Yeri!" dedi ama yeri sınıfa gelmemişti. Oysaki sabah onu Rose ile konuşurken görmüştüm. Bugün bir gariplik vardı ikisinde de.

    "Hocam Yeri'yi sabah okulun girişinde gördüm ama derse gelmedi." dedim. Çok da umrunda değildi kadının zaten hemen sıradaki kişinin adını okudu.

    Son ders zili çaldı. Bugün aşırı aşırı ultra sıkıcı geçiyordu. Okulun bitmesi için can atıyordum çünkü çıkışta sevgilimle buluşup lunaparka gidecektik.

Zil çaldı ve eve doğru koştum. Daha doğrusu eve gitmek için metroya koştum diyeyim. Eve varar varmaz üzerime güzel bir şeyler giyinip Chang'a mesaj attım ve lunaparka gitmek için metroya bindim.

Metrodan inip lunaparka doğru yürüdüm. Biletleri alıp Changbin'i lunaparkın girişindeki bankta beklemeye başladım. Oturduğum bankın yanına üç tane siyah giyimli maskeli adamlar geldi.

Changbin'den
Hazırlanıp evden çıktım ve lunaparka doğru yol aldım. Vardığıma Jeongin gelmiş mi diye etrafıma biraz bakındım. Gelmediğini fark edince onu aradım.

Telefonu tam olarak ayakkabımın yanında çalıyordu. Lunaparkın girişindeki bankın önünde. Yere eğilip telefonu aldım. Ve evet bu Jeongin'in telefonuydu. Büyük ihtimalle yere düşürüp fark etmemiştir diye düşündüm.

Lunaparkta biraz gezinip Jeongin'i aradım. Nasıl olsa telefonu burada kendi de buradadır. Dönme dolabın yanındaki küçük büfeye gittim. Orada da yoktu. Büfeden çıktım ve arka taraftan bağırış sesleri geldiğini fark ettim. O tarafa doğru yöneldim. Bir kaç kişi elindeki sopalarla yerde yatan gence vuruyorlardı. Yerdeki kişiye dikkatlice baktım. Bu... bu olamaz. Jeongin'di. Dövülen, yerde yatarak acı çeken kişi o'ydu. Sevgilimdi..

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯
cok usenerek yazdıgım bı bolum oldu kusura bakmayın (ayrıca cok kısa)
KAOS KOAS KOAS WOA

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯cok usenerek yazdıgım bı bolum oldu kusura bakmayın (ayrıca cok kısa)KAOS KOAS KOAS WOA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YOU CAN BOSS DADDY CAN YOU A BOSS DADDY 💥💥🔥🔥🥵

kelime sayısı:458

~yxesiim

school conser | jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin