-4-

48 8 1
                                    

     "Jisung'un yanında ben kalırım sen eve git."

    "Hayır efendim olmaz öyle, bende buradayım."

   "Ya Jeongin git işte evine ben bekleyeceğim burda, hem git evinde rahat rahat yat burda nereye yatacaksın?"

   "Hayır gitmiyorum!"

   "İyi peki peki atamayacağım seni başımdan, başımın belası."

  "Hahaha."

   Jisung'un hastanede 2 gün yatılı kalmasını söylemişti doktor. Ama ikisi de Jisung'un neden o saatte kaza yaptığını bilmiyordu. Jisung uyanınca ilk işleri bunu sormaktı sanırım.

Jeongin'den
    Gece ikimiz de Jisung'un yanında kalacaktık. Felix evime gitmem için ne kadar  ısrar etsede inadım sayesinde onu burada kalmama ikna ettim 💪🏿. Üzerimize örtecek hiç bir şey olmadığı için kendi evime battaniye almaya gidiyorum. Hatta şuan evimin kapısının önündeyim. Cebimden anahtarım çıkardım ve kapının deliğine soktum. İki tur çevirmemle kapı açıldı. Hemen üst kattan iki battaniye kaptım ve mutfağa yöneldim. Atıştırmak için bir kaç yiyecek alıp poşete doldurdum. Evden çıktım ve motosikletime poşeti yerleştirdim. Hastaneye doğru sürdüm.

Vardığımda içeriye girdim ve poşeti masaya koydum. Jisung yarım yamalak bişeyler anlatmaya çalışıyordu. Gülmek karnım ağrıdı resmen. Ama o halini görseniz cidden çok komikti. Neyse. Poşetin içinden bir elma alıp Felix'e fırlattım tek seferde tuttu valla.

"Ee ne yaptınız bakayım ben yokken?"

"Jeongin salak mısın amına koyayım. Çocuğun kolu başı kırık bişeyler anlatmaya çalışıyor. Sende gülüp 'NaPTınIz BakALIm?' diyorsun aq"

"Tamam kanka özür valla gülmem bir daha."

...

Gece 3 civarı değişik bir mırıltıya uyanmıştım. Çok rahatsız edici bir sesti. Kafamı kaldırıp baktığımda sesi çıkaran kişinin Jisung olduğunu gördüm. Bir şeyler anlatmaya çalışıyordu uykulu haliye ama ne dediğini belli olmuyordu. Sarhoş gibiydi kısacası. Serumun etkisiydi sanırım bu sarhoşluğu. Kalkıp yanına gittim. Gerçi zaten yanındaydım da birniki adım attım işte. Felix'e seslendim bir kaç kere kalkması için. Hâlâ uyanmıyor oc. Bir anda üstüne atlamamla kalkması bir oldu.

"MAL MISIN OĞLUM SEN SİKERİM SENİ ORAYA GELİRSEM."

"Ya kanka Jisung bişeyler mırıldanıyor. Bize bir şey anlatmaya çalışıyor bence kalk bi dinleyelim."

   Felix yataktan kalkınca Jisung'a doğru yönelik.

   "M-minho m g-gitti k-koşun Mminhom Minho."

   "Minho mu? O Changbin'in arkadaşı olan Minho değil miydi? Jisung, o Minho'fan mı bahsediyorsun?"

  "Evet gitti M-minho git ti."

  "Nereye gitti ne oluyor?"

  "Tamam Felix dur da sabah uyanınca düzgünce anlatsın. Hem şu an serumun etkisinde sarhoş gibi yani."

   Dememle birlikte Felix yattığı koltuğu gitti ve kendini bıraktı. Çok uykusu var gibiydi. Ama Minho'nun ne işi vardı? Jisung Minho'dan mı hoşlanıyordu? Neden onun adını söyleyip gitti diyordu? Neden?

...

   "Jeongin hadi kalk artık. Sayıklayıp duruyorsun neden neden diye."

   Gözümü zor açmıştım. Ne? Sayıklıyor muydum, hemde 'neden' diye mi. Sanırım gecenin etkisinde kalmıştım.

Odaya bir anda doktor girdi. Jisung'un kol kırığı dışında gayet iyi olduğunu ve bugün taburcu olabileceğini söyledi. Teşekkür ettik ve odadan çıktı. Bir andan Jisung'un eşyalarını topluyorduk poşete bir yandan fa buradan çıkıp Jisung'un herşeyi anlatması için nereye gitsek diye planlıyorduk. Odadan çıkıp hastane kapısına doğru ilerledik.

school conser | jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin