Cheerleader

17|London

New York'a iniş yaptıktan sonra bagaj alımı için sıraya girdim. Pasaport kontrolünden sonra hemen telefonumu çıkartıp emlakçıyı aradım. Evin adresini tam olarak aldıktan sonra taksiye adresi söyleyip yola koyuldum. Emlakçıyla evin önünde buluşacaktık. Biraz süren yoldan sonra evin önüne geldim. İki katlı bahçeli ve kocaman camları bulunan evin önünde indiğimde kafamı gülümseyerek kaldırdım. Yeni evim, yeni umutlarım olacaktı.

Emlakçıyla alım satım işlerini de hallettikten sonra evin içine girdim. Valizleri bıraktım ve telefonumu çıkartıp bizimkinlere indiğime, evde olduğuma dair mesaj attım. Dinlenecek bir yerim yoktu. Bu yüzden emlakçıyı arayarak burada bir temizlikçi tanıyıp tanımadığını sordum. O da 15 dakika içinde birini göndereceğini söyledi. Bende beklerken evi dolaşmaya başladım. Valizleri üst kata çıkardım böylece odamı seçip koyabilecektim. O sırada oda seçimini yalnız başıma yapmamam gerektiğini hatırlayıp kızları aradım. Görüntülü aradığım için işim daha kolay olacaktı. Telefonu açtıklarında ikisine de merhaba dedikten sonra evi dolaşmaya başladım. Alt kata indim ilk önce ve mutfağı gösterdim. Alt kattaki diğer odalardan sonra yukarı çıktım ve yukardaki odaları gösterdim. Üst katta 5 oda vardı. Yani 2 tane fazladan oda kalıyordu. Bunlarla ne yapacağımıza onlar gelince karar verecektik. Ben de tek tek odalara girdim. Bütün odalar neredeyse aynıydı. Bu yüzden kızlar bana istediğimi seçebileceğimi söylediler ve evin fiyatını sordular. Sonuçta onlar da burada yaşayacaktı ve benim şimdiden ödediğim parayı üçe bölecektik ve onlar da kendi paylarını ödeyeceklerdi. Bunları da konuştuktan sonra kapı çaldı ve telefonu kapattım. Temizlikçi gelmiş olmalıydı. Temizlikçiye gerekli olan talimatları verdikten sonra üzerimi değiştirip eşya almak üzere dışarı çıktım. Akşama kadar evi temizleyip bitirecekti ve böylece ben de akşama kadar en azından koltuk ve birkaç bardak falan almayı bitirecektim. Büyük yapı, ev eşyaları satan bir yere girdim. O sırada kızları aradım tekrar görüntülü olarak ve koltuk bölümüne gittim. Kızlarla beraber koyu gri bir koltuk takımı seçmiştik. Geri kalanını benim halledebileceğimi söylediler ve bende başımla onay verdim. Ordaki elemanlara bu koltuğu almak istediğimi, ancak bu akşama kadar teslim edilmesi gerektiğini söyledim. Onlar da bunun mümkün olduğunu, ben alışverişi tamamladığımda arabaya diğer aldıklarımla birlikte yükleyeceklerini söylediler. Bende perde, yatak odası takımı, bardak, tabak, tencere gibi şeylere yöneldim. Kızların odalarını da ben hazırlayacaktım. Benim aldığım beyaz yataktan 3 tane sipariş ettim. Onlar yarın gelecekti. Ancak hepimizin ki aynı olmasın diye, yatak örtülerini, perdeleri ayrı yapacaktım. Evde dolap zaten vardı. Yapan müteahhit bunu düşünmüştü. Hepimizinki beyazdı ve her şeye uyum sağlayacağından emindim. Kendi odama beyaz tül büyük bir perde aldım, çünkü dediğim gibi camlar çok büyüktü. Beyaz bir yatak takımı aldıktan sonra kızlara da birine mavi, diğerine açık mor aldım.

Mutfak için tabak bardak, salon için televizyon, ses sistemi falan aldıktan sonra alışverişi bitirdim. Parayı ödedikten sonra taksi çağırdım ve arkamdaki kamyondan beni takip etmesini isteyip eve doğru yol aldım. Evin önüne geldiğimizde temizlikçinin işini bitirdiğini, merdivenlerde beni beklediğini gördüm. Ona teşekkür edip parasını verdim ve eve girdim. Ustalar eşyaları montelerken bende mutfağı yerleştirdim. En son odaları da hallettikten sonra kıyafetlerimi yerleştirdim ve üzerimi değiştirdim. Dışarı çıkıp yemek yemem gerekiyordu. Evde yiyecek bir şey olmadığı için bir an önce dışarı çıktım ve en yakın restoranta kendimi attım. Çok acıkmıştım ve hemen siparişimi verip yedim. Yemeği yerken Lou ve kızlarla telefonda konuştum. Yemekten sonra eve dönüp üzerimi değiştirdim ve kendimi anında yatağa attım. Nasıl uyuduğumu bile hatırlamıyordum.

Sabah kalktığımda perdelerden güneş giriyordu. Bende beni uyandıran ilk New York güneşine gülümsedim ve kalkıp duşa girdim. Ondan sonra çıkıp kahvaltı ettim ve markete uğrayıp sebze, meyve, sosis, et gibi şeyler aldım. Eve döndükten sonra televizyonu açtım ve koltuğa yatıp dinlendim.