Cheerleader

18| Wedding

Bugün aslında nasıl bir duygu içersinde olduğundan pek emin değilim. En yakın arkadaşım teyzem evleniyordu. Zaten New York'a taşındığımdan beri ayrı yaşıyorduk ama şimdi tamamen değişecekti. İkimizin de ailesi sadece birbirimizdik. Şimdi başka bir ailesi olacaktı ve ben bunun için onun adına çok mutluydum, ama benim için tek ailem o ve Dylan olacaktı.

Uyandığımda saat 9:10'du. Hemen kalkıp herkesi tek tek uyandırdım ve ardından duşa girdim. Bugün iskelenin olduğu yere saat 11:00'de gidecektik çünkü herkes orada hazırlanıcak, fotoğraf çekimleri orada olacaktı. Duştan çıktıktan sonra üzerime kolayca çıkartabileceğim bir elbise giydim ve aşağı indim. Kahvaltı hazırladım, kısa süre sonra bütün kızlar aşağı indi ve birlikte kahvaltı ettik. Kahvaltı ettikten sonra saatin 10:30 olduğunu farkedip hep beraber bizi almaya gelen arabaya doğru yol aldık.

Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından iskelenin olduğu yere gelmiştik. İskelenin yanındaki taş binaya gidip oradaki gelin hazırlanma odasına girdik. Yan tarafta da damat ve sağdıçlarının hazırlanacağı odaları vardı. Bir süre bekledikten sonra kuaför ve makyözler geldi. Elbiselerimi zaten orada asılıydı. Ve biz de bir an önce hazırlanmaya başladık. Lou önce hazırlanacaktı çünkü gelindi ve fotoğraf çekimine gidecekti. Onunla birlikte bizde fotoğraf çekinme gidecektik. Ama o gelin olduğu için hazırlanması daha uzun sürüyordu. Kısa bir süre sonra kuaförler bize de bornozlarımızı giyip koltuklara oturmamızı söylediler. Bizim de kısa bir süre sonra saçlarımız yapılmaya başlandı, zaten bizimkiler o kadar abartılı bir şey olmayacaktı. Sadece düzleştirilip çiçekli taçlarımız takılacaktı. Aslında birazcık heyecanlıydım çünkü bu düğüne onun da geleceğini biliyordum. Onu derken kimi kastettiğimi gayet iyi biliyorsunuz. Aslında karşılaşmaktan birazcıkta olsa korkuyor gibiydim. Çünkü her ne kadar göstermek istemesem de ona hala deliler gibi kızgındım. Bu konuyu şu anda konuşmak istemiyordum o yüzden makyajımın nasıl olacağına odaklanmaya karar verdim.

Tam 4 saat sonra bütün kızlar hazırdı. Aslında birazcık geç kalmıştık çünkü saat 5:00'ti. Düğün saat 7:00'de başlayacaktı ve şimdi hemen üzerimizi giyip fotoğraf çekimlerine gitmemiz gerekiyordu. Kısa bir süre sonra hepimiz hazırdık. Tam kapıdan çıkarken Lou hepimizi durdurdu. Bize bir hediyesi olduğunu söyledi. Ben de "Neymiş o?" diyerek yanıtladım. Ardından yanındaki yardımcılar birkaç tane kutu getirerek bize uzattılar ve biz de kutuları büyük bir özenle açtık. İçersinde bileklik halinde çiçekler çıktı. Kafamıza takılan çiçekli taçlar ile uyumluydu ve Lou'nun gelin çiçeği de bunlarla uyumluydu. Hepimiz ona sarılıp teşekkür ettik. Tam kapıdan çıkıyorduk ki Lou beni durdurdu. Benimle konuşmak istediğini söyledi ben de onu her zaman dinleyeceğimi söyleyerek yanında durdum.

"Yüzüğü senin vermeni istiyorum." dedi. "Nasıl yani? Bunu Michelle yapar sanıyordum" yanıtladım. "İstemiyorsan bunu Michelle de yapabilir ama ben senin yapmanı istiyorum." Dedi. "Eğer senin istediğin buysa bunu yapmaktan mutlu olurum." dedim. O da beni sarılarak yanıtladı. Aslında bunu ondan bu hareketi beklemiyordum. Çünkü Michelle onun en yakın arkadaşıydı. Konuşmayı yaptıktan sonra yüzük kutusunu bana verdi. Ve kızların yanına gittik.

Çekimler tahmin ettiğim gibi tam bir buçuk saat sürmüştü. Şimdi düğüne yarım saat vardı bizim makyajımı tazelememiz ve bozulan saçımızı düzeltmemiz için sadece yarım saat vardı. Çok heyecanlıydım. Aslında gelinden bile çok heyecanlıydım denebilir, çünkü onu çok seviyordum ve mutlu olmasını istiyordum.

Nasıl olduysa yarım saat içersinde hepimiz işleri hallettik. Bunun ardından birlikte mihraba yürüyecektik. Teyzemin duvağını kapattıktan sonra, onun önünde yürümeye başladık. Mavi halıdan geçip onu mihraba bıraktıktan sonra biz de yanına da dizildik. Kısa bir süre sonra seramoni başlamıştı. Teyzem ve müstakbel eşi yeminlerini ettikten sonra yüzükleri vermem için beni tekrar Lou yanına çağırdı. Sanırım birazcık titriyordum. Ama yine de görevini başarıyla tamamlayıp yüzükleri verdim. Şu anda teyzem artık evli bir kadındı ve ailesini kurmaya hazırdı. Onun için çok mutluydum. Kimse kendisini bana o kadar değerli hissettiremezdi.