3| Party

541 51 6
                                    

Ağlamayı kesip sakinleştiğimde Zayn'i okula arabasının yanına bıraktım. "Teşekkür ederim Zayn. Beni o çocuktan kurtardığın ve yanımda olduğun için." Arabayı çalıştıracakken sesiyle olduğum yerde durdum.

"Hey Selena, ya sen beni gerçekten çok yanlış tanımışsın. Sana ezik dediğim için gerçekten çok ama çok özür dilerim. Kendimi affettirmeme izin verir misin?" Başını arabamın camından içeri sokmuştu. Elimi direksiyona koydum. Yüzümü yavaşça ona çevirip telefonunu vermesini söyledim. Telefonunu elime verdiğinde numaramı girip eline geri verdim." Aradığın zaman aradığın yere gelirim. Ama sadece tek bir şansın var Malik. Görüşürüz." Ardından gülümseyerek arabamın gazına bastım.

Ne yapıyorsun Selena? O bir piçin teki. Seni haketmiyor.

Hayır Selena, o seni hak ediyor. Sen onu daha tam tanımıyorsun ki? Hem gülünce gözlerinin yanında oluşan kırışıklar ne kadar tatlı duruyor farketmedin mi?

"İkiniz de susun!" diye bağırdım iç seslerime. Piç olduğu konusunda haklıydı 1. iç ses ama gözlerinin yanında oluşan kırışıklar hakkında da 2. iç ses sonuna kadar haklıydı. Kesinlikle harika görünüyorlardı. Umarım ona verdiğim şans için üzülmezdim. Evin garajına arabamı bırakıp tam ineceğim sırada telefonum çalmaya başladı. Yabancı bir numaraydı.

"Alo?"

"Merhaba Selena, Zayn ben." Sesini duyduğumda içimde değişik böyle abidik gubidik hareketler oluşmaya başladı.

"Ah, merhaba Zayn. 30 dakika önce görüşmüştük. Bir sorun mu var?"

"Yok, hayır. Ben seni şey için aradım."

"Ne için aradın?"

"Akşam, yanı saat 11'de bir mekanda arkadaşım parti veriyor. Gelmek ister misin diye soracaktım." NE? BENİ BİR PARTİYE DAVET ETMİŞTİ!!

"I-ıı, olur ya. Olur evet olur." Ne kadar çok olur demiştim öyle?!

"O zaman benim seni almamı ister misin?"

"Olabilir. Kaçta alırsın?"

"Saat şu anda 5. İstersen saat 7 gibi alırım. Bir yemek yeriz oradan geçeriz."

"Kulağa iyi geliyor. 7'de hazır olurum."

"Peki."

"Peki." Ardından telefonumun kapanma sesini duydum. Koşturarak arabadan indim. Çantamın içinden anahtarları bulana kadar kapıyı yumrukluyordum. Kapıyı Lou açtı.

"Ne oluyor be? Borcumuz falan mı var sana? Ne biçim çalıyorsun kapıyı, hey Tanrım!"

"Canım teyzeciğim, çok üzgünüm kapıyı böyle çaldığım için ama 2 saat sonra Malik beni almaya gelecek o yüzden; bana sonra kızarsan çoook sevinirim!" Yanağına bir öpücük bırakıp merdivenlerden odama çıkmaya yöneldim. Arkamdan Lou'nun çığlığıyla durdum.

"Neeeee!!! Hemen anlatıyorsun!!!"

"Gel odama, giyinirken anlatırım." O da arkamdan gelerek odama girdi.

Duştan çıktıktan sonra iç çamaşırlarımı giyip aynı zamanda Lou'ya olanları anlatırken kıyafet seçmeye çalışıyordum. Siyah straplez mini elbisemde karar kıldıktan sonra üzerime geçirdim. Saçımı salık bırakıp dalgalandırdım ve gözüme siyah bir kalem çektim. Buğulu bir görünüm verdikten sonra dudaklarıma koyu pembe parlatıcımı sürüp çantamın içine gerekli eşyalarımı koydum. Siyah yüksek topuklularımı giydikten sonra Lou'ya döndüm.

"Ee nasıl?"

"Ben Zayn olsam şuracıkta seni becerirdim." Söylediği şeyle gözlerimi büyüttüm. Elime geçen oyuncak ayımı ona fırlattıktan sonra "Ne kadar terbiyesizsin ya!" dedim. Gülerken telefonuma gelen çağrıya baktım. Zayn arıyordu.

"Efendim?"

"Kapıdayım."

"Geldim." Lou'nun yanağına bir öpücük bırakıp odamdan çıkarak merdivenlerden indim. Zayn siyah kotu ve dövmelerini açık bırakacak kadar düğmelerini açtığı siyah gömleği ile siyah Range Rover'ının kapısına yaslanmış sigara içiyordu. Yüzümü buruşturdum. Sigarasını yere atıp ezdiğinde onun yanına varmıştım bile.

"S-Selena sen ç-çok harika görünüyorsun! Tanrım kekeledim mi az önce?" Kahkaha attık. Ardından arabasına binip oradan uzaklaştık. 10 dakika sonra güzel bir restaurantın önünde durduk.

***

Yemeğimizi yerken Zayn'e baktım. Bana bakıyordu.

"Bir şey mi söyleyeceksin Malik? Niye bana öyle bakıyorsun?"

"Yoo, artık senin gibi bir arkadaşım olduğu için mutluyum sadece. Arkadaşlığın benim için çok değerli Sel. Bana bu fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim."

Arkadaş mı dedi? Tanrım, tamamen yanlış anlamıştım. Benden hoşlandığını sanmıştım. Şimdi de arkadaş mı olmak istiyordu? Bozuntuya vermedim.

"Ben teşekkür ederim."

"Ee bitirdiysen gidelim artık?"

"Pekala, bir lavaboya gideyim önce." Ayağa kalkıp kızlar tuvaletine doğru ilerledim.

Tanrım arkadaş olmak istiyordu. Ondan hoşlanmamalıydım, ona hiç yaklaşmamalıydım. Bakışlarını, gülüşünü yanlış anlamışım. Lanet olsun sana Marie! Lanet olsun sana Selena Marie Gomez!

Parlatıcımı sürdükten sonra kendime son bir kez bakarak Zayn'in yanına adımladım. Kapıda bekliyordu. Siyah deri ceketimi üzerime geçirdim ve dışarı çıktım. Zayn'in arabasına binerek oradan uzaklaştık.

Arkadaş olmak istiyorsa, arkadaş olurduk.

4 saat sonra

"Aman Tanrım!! Hahaahahah." Kahkaha atan Harry'e baktım. Yaklaştık 4 saattir beraber bir partideydik. Zayn benim bir yanımda, Harry ise öbür yanımda oturuyordu. Sürekli gülüşüyorduk ve çok fazla içmiştik. Zayn tuvalete gideceğini işaret ederek kapıdan çıktı. Belki de gerçekten arkadaş olmalıydık. Ona aşık olmadığımı anlamıştım. Belki de iyi bir arkadaş olurdu.

"Ee Sel, erkek arkadaşın var mı bakalım." Masaya uzanıp enerji içecekli vodkamı aldıktan sonra Harry'e döndüm.

"Hahah, hayır yok kıvırcık. Ne o? Erkek arkadaşım mı olmak istiyorsun yoksa?" Tamamen sarhoştum. Ellerimi açık bıraktığı gömleğinin yakasından kırlangıç dövmelerine götürdüm. Ellerimi tutup kucağımda parmaklarımızı kenetledi.

"Evet. Senin erkek arkadaşın olmak istiyorum Selena." Bana yaklaştığında geri çekilmedim. Dudakları dudaklarımı bulduğunda ellerimi saçlarına götürdüm.Kollarını belime dolayarak beni kendine çekti. Dedim ya, tamamen saçlarımdan ayak tırnaklarıma kadar sarhoştum.

Zayn'in Ağzından

Ona arkadaş olmak istediğimi söylemiştim, çünkü öyleydi. Arkadaş olmak istiyordum. Perrie denen orospuya hala aşıktım ama Selena'dan çok hoşlanıyordum. Perrie'ye aşıkken onunla çıkamazdım. Ve Harry'de Selena'ya...

Gördüğüm manzara, içimde deli gibi bir kıskançlığa neden olmuştu. H-harry ve S-Selena ö-öpüşüyorlardı. Yanlarına hızlıca yürüyüp koltuğa oturdum. Sert oturuşuma karşılık ikisi de ayrıldı. Benim varlığımın farkında bile değillerdi sanırım. Harry gülümseyerek alnını Selena'nın alnına dayadı. Kardeşim olmasa, Harry'nin alnını kazımıştım. Ama biliyordum ki Selena'yı çok seviyordu. Selena'dan hoşlandığım için kendimden nefret ediyordum. Konuştuktan sonra Selena bana dönüp telefonunu uzattı. Fotoğraflarını çekmemi istiyordu. Başımla onayladım ama şu an o telefonu kıskançlıktan yerden yere çarpmak istiyordum. Beyaz iPhone 5S'in kamerasını açıp fotoğraflarını çektim.

Harry 32 diş gülümsüyordu ve Selena da dudaklarını büzüp Harry'e yaklaşmıştı. Fotoğrafı çektikten sonra

daha fazla dayanamayacağımı anlayıp telefonu Selena'ya bırakıp partiden çıktım. Aşırı sinirliydim ve bu sinirimi birinden çıkarmam gerekiyordu.

Selamlar, selamlar! Çok uzun olmadığını biliyorum ama daha fazla bekletmek istemedim. Atabilirsem yarın da Don't Forget Where You Belong'a yb atıcam. Sizi seviyorum. Vote ve yorum sınırı koymak istemiyorum o yüzden lütfen yaparsanız sevinirim. Teşekkürleeer!

CheerleaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin