15 I Paris

146 14 4
                                    

Canlarım, beklettiğim için çok üzgünüm. Ama inanın elimden gelen bir şey yok.

Sizi seviyorum.

İyi okumalar xx

2 Hafta Sonra

Mezuniyet, kep derken, ne kadar çabuk zamanın geçtiğini anlamadık. Dylan ile abi kardeş ilişkisini sürdürürken, Zayn ile de çok iyi gidiyorduk. Beni anlıyor, beni dinliyor ve gerçekten beni sevdiğini hissettiriyordu. Canım yandığında yardımıma koşuyor, mutlu olduğumda benim kadar gülümsüyordu. Sanki sevgili değil de, en yakın arkadaşım gibiydi.

Zayn, Taylor, Harry, Dianna ve Dylan ile bir seyahate çıkıyorduk. Nereye gittiğimiz konusunda en ufak bir fikrim bile olmasa da mutluluk ve heyecandan, benim için bir önemi yoktu. En sevdiğim insanların yanımda olması bana yetiyordu. Ama fısıldaşmalarına bakılırsa Paris'e ya da öyle bir yere gidiyorduk. Gerçekten nereye gittiğimiz umurumda bile değildi. Olmasını da istemiyordum. Ne kadar sürdüğünü bilmediğim bir uçak yolculuğundan sonra sonunda inmiştik. Geldiğimiz yeri doğru tahmin etmiştim. Burası Paris'ti. Çok heyecanlıydım. Daha önce gelmiştim fakat Zayn ile göl evine yaptığımız ufak kaçamaklardan sonra ilk tatilimizdi.

"Çok yoruldum." Zayn'e yakarışlarımdan sonra beni kolunun altına alıp neredeyse geldiğimizi söyledi. Büyük bir otelin önünde arabamız durdu. Eşyaları bellboylara verdikten sonra dinlenmek üzere odalara gittik. O kadar yorgundum ki üstümü bile değiştirmeden yatağa attım kendimi. Zayn de kısa bir süre sonra yanıma uzanıp saçlarımı okşamaya başladı. Bu hallerini seviyordum. Saçı başı dağılmış, sakalları hafif çıkmıştı. Son günlerde çok zayıflıyordu. Nedenini araştırmayı kafama yazarak uykuya daldım. Kalktığımda 3 saat uyuduğumu farkettim. Yanımda Zayn yoktu. Kalkıp aynanın önündeki telefonumu aldım. Zayn'in numarasını tuşladığımda açmadı. Merak etmiştim. Taylor'un numarasını çevirdim. İki ya da üçüncü çalışta açtı. "Sel? Günaydın, sonunda uyanabildin." Kıkırdadım. "Neredesin? Zayn'e ulaşamıyorum." "Biz aşağıda lobideyiz, çocuklar kenarda bilardo oynuyorlar. Zayn sen yorgunsun diye uyandırmak istememiş." "Pekala, duş alıp geliyorum." Telefonu kapattım ve valizimden bir kaç parça eşya aldıktan sonra duşa girdim. Kesinlikle iyi gelmişti. Duştan çıkıp altıma Vanslarımı ve şortumu giydim. Üzerime de salaş t-shirtlerimden birini giyip hafif makyaj yaptım ve nemli saçlarımla aşağıya indim. Ben indiğimde hep beraber koltuklarda oturmuş muhabbet ediyorlardı. Dylan ve Zayn'in arasına girip oturdum. Dylan kolunu omzuma attı. "İyi misin?" Onu başımla onayladım. "Akşam napıyoruz?" diye sorduğumda Harry atıldı. "Önce yemeğe gidiyoruz, sonrasına da bakarız. Amcamın buralarda bir mekanı var. Oraya gidebiliriz." Onu herkes onayladıktan sonra telefonumdan saate baktım. Neredeyse 6'ya geliyordu. "O zaman ben hazırlansam iyi olacak. Tay, Dianna geliyor musunuz?" Beni başlarıyla onaylayıp arkamdan geldiler. Asansördeyken ikisi sürekli kıkırdıyordu. "Ne oldu?" diye sorduğumda hiçbir şey olmadığını söyleyip muhabbet etmeye devam ettiler. Odalarımız yan yanaydı. Dianna ve Dylan tek başlarına kalıyorlardı. Dianna ve Tay kendi odasına girdikten sonra ben de koridorun sonundaki odama yöneldim. Valizime düzenle katlayıp koyduğum açık v yaka lacivert mini elbisemi üzerime geçirdikten sonra düzleştiriciyi çalıştırdım. Kemeriyle uyumlu olan altın küçük bir kolye taktıktan sonra çok abartılı olmayan bir makyaj yaptım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken Zayn odaya girdi. Başıyla onayladığını belirttikten sonra dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı ve ardından duşa girdi. Saçlarımı da hallettikten sonra çantamı hazırlayıp koltuğa oturdum. Saat 19.30'du. Zayn de düğmelerini biraz açık bıraktığı bir gömlek ve kumaş pantolonunu ayağına geçirdikten sonra saatini taktı ve muhteşem bir şekilde saçlarını yapmaya başladı. Onu böyle izlemeyi seviyordum. Hayır, giyinirken değil. Saçlarını yaparken. Şaçlarıyla işini hallettikten sonra telefonundan Harry'i aradı. Onların da hazır olduğunu öğrendikten sonra odadan çıktık. Ben Dianna'yı çağırdım ve o da Dylan'a seslendi ve hep beraber aşağıya indik. Paris güzel geçiyordu ve umarım hep böyle geçerdi.

CheerleaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin