8 bölüm:Yolculuk (sezon finali)

119 13 3
                                    

(Yazarın anlatımıyla)

Bir saaten çok doktoru bekliyorlardı. Murat ortalarda yoktu. Onu hastaneye bıraktıktan sonra gitmişti. Lara da yoktu. Doktor çıktığında herkes ona taraf koştu. "Bıçak bir çok yere saplanmış hasarlar bırakmış. En önemlisi hanımefendinin kanaması var. Duracak gibi görünmüyor.Hayati tehlikesi var!" Annesinin elleri titrerken yere düştü. Bağırıp, çağıranlar vardı. Ama bunun yanında intikam alanlarda vardı. Murat Larayı karşısına almıştı. Yanında Saraç da vardı. Onlar çok eski bir arkadaştı. "Neden yaptın? Sana sordum Lara! Yıllar önce sana gözü kapalı  güvenerek Lenayı sana emanet etmedim mi?" Laranın gözünde korku vardı.

"Sevdim ben seni Murat! Lenadan kıskandım. Yap-" Muratın üstüne yürümesiyle sustu.

"Sevmek ha?!" Diye bağırdı Murat. "Ben gözü kapalı güvenipte emanet ettim sana Lenayı Lara! Ne sevmesinden bahsediyorsun! Sen benim hep küçük kız kardeşim oldun! Şimdi bakıyorumda..." Larayı baştan aşağı süzdü. "Asla pişman olmayacağım. Seni öldürdüğüm için, asla ama asla pişman olmayacağım. Son sözün nedir?!"

Gözlerindeki yaşları firar etmeye başlamştı Laranın.


(Laranın anlatımıyla)

Böyle olacağını düşünmemiştim. İçimde ateşler yanıyor ve etrafını yakıyordu. Ben sevdiğim adamla böyle hayal etmemiştim. "be-ben" dedim kekeleyerek. "Hiç pişman olmayacağım! Senin için yaptım. Bizim için yaptım." Yüzüme bir eşyaymışım gibi baktı. Lenayı bıcakladım. Ama kendim için yaptım. Bana güvenen, beni tek seven birine ihanet etmiştim ama bu benden sevdiğim adamıda almıştı. Ailem tarafından hiç sevgi görmemiştim. Sonra Muratın güvenini kazanıp, yanında çalışmıştım. Sonra bana güzel bir kız çocuğuyla gelmişti. Ona bakmamı bunun içinde bana ayrı bir para ödeyeceğini söylemişti. Bakmıştım. Sonra kız çocuğu büyüyüp, yıllardır sevdiğim adamı benden almıştı. Ne yaparsam yapayım yine ben kaybetmiştim. Sevdiğim adam karşımda durmuş beni öldüreceğini söylüyordu. Bana güvenen bana sevgi gösteren son iki insanı da kaybettiğime göre yaşamak için bir çaba sarf etmiyordum. Yaptığım yanlıştı. Oldukca pişmandım. Ama bunu asla dışıma yansıtmayacaktım. Yanında baya iri cüsseli bir adam vardı. Siyah saçlı mavi gözlü bir adamdı. Bana bakıyordu. Yeteri kadar ifadesizdi. "Biliyormusun Murat? Benim ailem beni hiç sevmedi. Bir gece yastıkla boğulurken uyandım. Bir gece suyla boğulurken uyandım. Ve ya da başka bir şey! Ben hiç sevilmedim. Bilmem belki babamın sevgisini göremediğim için birazcık gülümsemene bile kandım. Bunu bana acıman için söylemiyorum ki, unutma. Benim hayatım yalanlar üzerine kuruldu. Mesela az önce de yalan söyledim." Durdum ardından burnumu çektim. "Pişmanım. Beni seven, bana güvenen iki insanıda az önce kaybettim. Yaşamak için bir çaba sarf etmeyeceğim. Lena ya da sadece özrümü iletirsin. Şimdi. Şimdi öldür beni. Nefes almam günah benim!" Belki bir özrümle açtığım yara kapanmaycaktı ama ben giderken bilsin istedim.

(Yazarın anlatımıyla)

Muratın gözünde acımasızlık hakimdi. Belki de, kimse Larayı buradan sağ çıkaramaycaktı. Murat durmazsa kendine verdiği sözü çiğneyecekti. Burada olanların hepsinin kanlı bir geçmişi vardı. Bu geçmiş onlarda hasarlar bırakmıştı. Bir kadına el kaldıracak en önemlisi onu öldürecekti. Saraç ayaklanarak, Muratın yanına geldi. Muratın kulağına, "Murat kendine bir sözün var. Bana bırak. Ben hall ederim. Lena şu an seni bekliyordur. Onu bekletmek istemezsin demi?" Diye fısıldadı. Bu olanlara yorgun ve anlamaz gözlerle izliyordu Lena. Murat arkasına dönerek deponun çıkışına doğru koştu. O Saraç' a gözü kapalı güveniyordu. Saraç bile değil Lena şuan onu bekliyor olmasaydı, sözünün bir anlamı kalmazdl. Saraç, Muratın arkasından baktıktan sonra hızla çömelip, Laranın ayağını ve bileğindeki ipleri çözdü. "Ben sana yardım edeceğim ve sende yurt dışına çıkacaksın. Sonra da seni öldürüp, cesedini yaktığımı söyleyeceğim Murata." Dedi Saraç Laraya sesizce.

Lara şaşkın bir şekilde ona bakarak, "Neden? Bunu neden yapıyorsun?" Diye sordu.

"Sana acıdım. Git yurtdışında yaşa ve seni seven biriyle ilişki yaşa. Ha birde kimseye ihanet etme!" Dedi. Elinden tutup kaldırdı. Saraç arka kapıya doğru gidip, adamlara, "işim bitti siz gidin ben ön kapıdakilerle götürürüm cesedi!" Diye bağırdı.

Kapının diğer tarafından, "anlaşıldı." Diye bir ses yükseldi. Bir kaç dakika bekleyip, gittiklerine emin olduktan sonra, ön kapıya doğru gidip, "işim bitti siz gidin ben arka kapıdakilerle götürürüm cesedi." Diye bağırdı. Aynı şekilde "anlaşıldı." Diye bir ses daha yükseldi. Depo o kadar büyüktü ki arka tarafta bir şey olursa ön taraftakiler duymazdı. Aynı şey ön tarafada aitti. Saraç hızla gelip, Larayı kaldırdı. Çekiştirerek arka kapıdan çıkardı. Depodan biraz uzaklıkta olan arabay doğru sürükledi Larayı. Arabayı bindirip kemerini kapattı. Kendiside binip kemerini kapattı. Ardından şöyle bir soru "gerçekten boğularak mı uyandın?" Yöneltti. İkiside bir birinin gözlerine bakıyordu.

"Evet" dedi Lara.

"Kaç yaşındaydın?"

Gülümsemeye çalışarak, "daha 17 yaşımdaydım." Eli kahverengi saçlarına gitti. Kulağının arkasına sıkıştırıp, önüne döndü.

"Seni bir otele bırakacağım sonra ise yurtdışı için en yakın uçuş biletini alacağım. İÇok vaktimi almaz yani bir kaç saatimi. Ama seni yanımda şirkete götüremem. Orası Muratın adamlarıyla dolu o yüzden buralardaki bir otele bırakıcam seni."

Lara ona dönerek, "teşekkür ederim. Gerçekten teşekkür ederim. Senin yerinde başka biri olsa bunu yapmazdı." Dedi.

(Laranın anlatımıyla.)

Daha bir kaç saat önce umutsuzluğa kapılıp, ölmeği göze almıştım. Ama sonra Muratın bir arkadaşı beni kurtarmıştı. Ve şuan da onun tuttuğu bir otel odasında bir bilet almasını bekliyordum. Hayat mucizelerle doluydu. Bedenim, fiziksel olarak buradaydım. Ama ruhum aklım fikrim Lenanın yanındaydı. Onu düşünme hakkım yoktu ama onu o kadar çok özlemiştim ki, onunla geçirdiğim süreçte bana hem anne, hem ablam olmuştu. Ona sarılmak, nasıl olduğunu bilmek istiyordum. Bir hata yapmıştım ve bunun artık geri dönüşü yoktu. Çünki belki de artık onlar için ölmüştüm. Diri diri mezara koyulmuştum. Şimdiye kadar ölüm haberim Muratın kulağına ulaşmıştır diye düşünüyorum. Belki de Lenanın bile haberi vardır. Belki de o sağlamdır ve uyanmıştır. Bu belkilerimi bölen kapımın tıklatılmasıydı. Kapıya doğru giderek açtım. Karşımda Muratın arkadaşını görünce içeriye geçmesini bekledim. İçeri geçerek, "sen artık ölüsün. Anlaşıldımı?" Dedi. Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Bir soru sora bilirmiyim?" Kafasını olumlu anlamda salladığında sorumu yönelttim "Lena. O nasıl?"

"Lena hayatı tehlikesini atlatmış. Yoğun bakımda." İçime su serpildiğini hisettim.

"Teşekkür ederim."

"Biletini aldım. Eşyalarını hazırlattım. Gideceğin yerdede bir ev aldım. Her şeyin hazır. Sen hazırmısın?"

"Buna mecburum gidelim."


(Yazarın anlatımıyla )

Lena hayati tehlikesini atlatmıştı. Yoğun bakımdaydı. Başında ise Murat vardı. Lenanın uyanmasını herkes iki gözle bekliyordu. Ama Lena ısrarla uyanmamayı seçiyordu. "Uyanmak istemeyeceğin kadarmı tatlı uykun?" Dedi Lenanın elini tutarak. "Yıllardır o hapisden çıkıp da seni bulmak için ne kadar uğraştım ben biliyormusun Gün ışığım?" "Bak ben geldim. Ama bu seferde sen yoksun."

Hemşirenin, "beyefendi beş dakikadan fazla izin vermiyoruz. Bu tehlikeli." Diye bıkkın sesini duydu. Bu sefer umutsuzca ayağa kalktı Murat. Ama parmağının üzerinde hafif bir baskı hisettiğinde hızla yüzüne Lenaya çevirdi. Onun parmağı Muratın parmağını sıkmıştı. Murat, "o haraket etti. Hemşire! O haraket etti." Hemşireler hemen doktoru çağırınca ortalık karıştı.

Kader ise Larayı belki de yıllar sonra yeniden Lenayla karşılaşacağı uzun bir yolculuğa çıkardı...

                              Not:

Nasıl bir sezon finaliydi ama? Beğendinizmi? Düşünceleriniz benim için çok önemli. Böylelikle Kaderin Anahtarlarıda çok kısa bir süre yolculuğa çıktı gün ışıklarım. Yeni bir kitapla sizlerle olucağım. Sevgiyle kalın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

"Kaderin Anahtarları"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin