Mutlu Bir Sabah

52 5 5
                                    

Uzun zaman sonra ilk defa mutlulukla açmıştım gözlerimi. İlk defa sabah olsun da uyanayım demiştim içten içe. Uyuduğum zaman gözlerimin önüne gelen bir çift mavi gözle ile vücuduma dolan huzura engel olamamıştım. Bu neydi, bu duygu neydi bilmiyordum. Yavaşça yataktan kalkıp tuvalete gittim. Ayna da karşılaştığım Gökbörü kimdi. Asla unutmam bu Gökbörü'yü. 

Bu 6 yaşındaki Gökbörü. Karı seven, annesinin mis kokulusu, babasının aslan oğlu, kardeşinin kahramanı olan, hayatının en mutlu anlarını geçiren Gökbörüydü. Babası gibi yeşil gözlere sahip parıl parıl parlayan Gökbörü. 

''En son bana küsmüştün. Ne oldu da şimdi ortaya çıktın. En ufak bir sevgi parçacığında ortaya mı çıktın. Çıkma çünkü ben buna asla izin vermeyeceğim.'' Sanki içimdeki o küçük çocuk beni anlamış gibi anında gözlerinin içinde ki parıltıyı söndürmüş benim bildiğim Gökbörü gelmişti yerine. İşte buydu ayna da kendisine boş gözlerle bakan, hayatı sorgulayan Gökbörüydü bu. Daha fazla yüzüme bakmadan elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Üstüme askeri üniformamı giyip dışarıya çıktım, umarım benim tim toplanmıştır yoksa onları güzel bir ceza bekliyor olacaktı. Bahçeye indiğim zaman bizimkiler çoktan bahçede durmuş, aralarında konuşuyorlardı ama çoğunlukla Ali'yi döver gibi halleri vardı. Dün söylediklerim yüzünden ne olduklarını öğrenmişlerdi yoksa boşuna çocuğu hırpalamazlardı. 

Yanlarına doğru ilerlediğim  zaman Agah benim geldiğimi görünce anında önüne dönüp ''Dikkat.'' diye bağırması bir olmuştu. Onun bağırmasıyla diğerleri de anında hazır ola geçip beklemişlerdi. Agah'ı sevmiştim ciddi duruyordu ama komutanın dediğine göre sinirli bir yapısı varmış. Eh bakalım hepsinin tepkilerini bugünkü eğitimde ölçecektim. ''Rahat olun arkadaşlar.'' Anında rahata geçerken Ayas duramadan konuşmaya başladı. ''Komutanım bugün neler yapacağız? Ne tür eğitimler göreceğiz? Çok zor olacak mı? Su eğitimi görecek miyiz?'' diye soruları bir anda yağdırınca içimden sabır dilendim. Diğerleri de anlamış olacak ki ona susması için bakışlar atarken Enes önüne dönmesi için onu dürtmüştü. 

'' Eğer ki konuşmazsan ne olacağını söyleyeceğim. Var mı bir sıkıntı? anında ''Yok komutanım.'' demişti. Kafamı sallayıp ''Peki, bak istersen bana herşeyi sorabilirsin ama konuştuğun her saniye antremanını arttırırsın.'' Kafasını hayır anlamında sallayınca ''Güzel. Neyse şimdi gelelim konuya. Unutmayın bu time girmiş olmanız bundan sonra eğitimleri bırakacağınız anlamına gelmiyor. Asıl eğitim şimdi başlıyor. Siz bundan sonra bu timin bir parçasısınız yaptığınız en ufak hata bir diğerini etkileyebilir. Bana bir şey olmaz düşünce ile yaşayamazsınız. Artık siz bir bordo berelisiniz. Siz ölüsünüz, siz yaşamıyorsunuz bundan sonra. Attığınız her adım bir iz bırakmadan kaybolucak. Anneniz sizin için ağlayacak ama siz asla diz çökmeyeceksiniz. Anlaşıldı mı?'' Hepsi hep bir ağızdan ''Anlaşıldı komutanım.'' dediğinde kafamı sallayıp konuşmaya devam ettim

''Şimdi hepiniz 15 km koşacaksınız ardından 100 şınav 100 mekik çekeceksiniz. Lakin bu 15 km yolda dikkat edin size süprizlerim var.'' Hepsi kafasını sallayıp eğitim için hazırlık yaparken bende asker kapşonumu çıkardım. Üstümde yeşil tişörtümle kalınca üstümdeki bakışlar ile bakışlarımı çevirdim. ''Komutanım siz de mi katılacaksınız? demesiyle kaşlarımı çattım. ''Niye asker komutan katılamayacak diye bir kural mı var? , ''Yok komutanımda siz süpriz filan deyince ne bileyim?'' Ulan bunlar niye bu kadar meraklı anasını. İlk Ali sonra Ayas şimdi de Aytuğ. ''Ya sabır. Evet Aytuğ'cum size süprizim var. Ayrıca hem sizi izlemem gerekiyor hem de benim de korumam gereken bir formum var değil mi?'' Kafasını sallayıp  ''Anladım.'' demişti. Yok bu çocuk bu sabah beni sınamak için gönderilmişti. Ulan uzun zaman sonra bir sabah mutlu uyanmıştım şimdi bu gerizekalı yüzünden bütün huzurum da mutluluğumda kaybolmuştu. ''Lan çabuk yerine  geç kafanı kırdırtma bana. Yemin ederim seni öyle bir döverim ki hayatının sonuna kadar unutamazsın. Arkadaşın mı var senin karşında.''

GÖKBÖRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin