Kod Adı: Börü

32 4 7
                                    

Bir kurdu hayatta bırakırsan koyunlar asla güvende değildir.

Game of thrones 

08/20/2000

Aybala Tekin

Her zaman ki gibi sallanan salıncağa oturmuş, karşıda ki dağları izlemeye dalmıştı Aybala. Karşısında ki ağaç sürüsünü, ormanı görünce aklına sevdiceğinin gözleri geliyordu. Sanki dünyada ki bütün ormanları, bitkileri kocasının gözlerini sığdırmış gibiydi. Ortalarına doğru kahveleşen ve dış kısımlarına doğru yayılan yeşillikler. Sadece kocası değil şu dünyada başka kimseye değiştirmeyeceği iki evladı da sevdiği adamın gözlerini taşıyordu. Huzurlu huzurlu oturup sallanırken duyduğu ağlama sesi ile kafasını arkasına doğru çevirdi. En büyük oğlu Gökbörü yanına ağlayarak geliyordu. Oğlu kendisini görünce hemen yanına koş

''Oğlum ne oldu? Niye ağlıyorsun?'' Endişeyle sorduğu soru ile oğlunun kafasını kendisine daha çok bastırması bir olmuştu. Bu tepki karşısında daha çok endişelendi. Oğlu çok ağlayan birisi değildi, bebekken çok ağlamazdı bu yüzden bir sıkıntısı var diye çok korkmuşlardı. Onlar için Gökbörü'nün ağlaması akıllarına gelebilecek son duyguydu ama ağlıyorsa da bunun için çok büyük bir olayın olmasını biliyorlardı. Sıcacık olan ellerini, oğlunun ağlamaktan kızarmış yanaklarını tuttu ve onunla yüz yüze gelmesini sağladı. ''Canım oğlum, mis kokulum ne oldu da seni bu derecede ağlatmayı becerdi. Söyle bakalım bana, konuşarak her şeyimizi çözelim.'' Konuşması üzerine oğlunun yüzünden bir damla daha düşmüştü ama Aybala için bu bir damla gözyaşı yüreğine inen bir ateşti. Hep öyleydi ki o, ailesinden gördüğü gibi ona hiçbir şekilde el kaldırmamıştı. Onu hep el bebek büyütmüştü. Diğer herkes yapma bu gidişle bu çocuk çok şımarık olacak dese de hiçbir zaman onlara aldırmadı. Kızarmış burnunu çekti içine, oğlunun ağlamış halini görmesi onun da gözlerini doldurdu. 

''Anne diğer çocukların benim ismimle dalga geçmesine artık dayanamıyorum. Bana ağıza alınmayacak şekilde garip takma isimler koyup, ismimle dalga geçiyorlar. Neden benim ismimi Gökbörü koydunuz ki?'' Aybala içinden diğer çocuklara karşı sinirlenip, onlara kızdı. Daha önce de böyle bir olay yaşanmıştı ve Aybala diğer aileleri teker teker önermişti ama hiçbir aile bunu önemsememişti demek ki. Komik olan ise uyardığı ailelerin kendisini uyaran insanlar olmasıydı. Bir kez daha babasının dediğini hatırladı Aybala. ''Çocuklar bir bitkidir, sen bir bitkiye suyu nasıl verirsen, ona güneşi nasıl gösterirsen bitki de öyle büyür. O yüzden bir çocuğun olduğu zaman onu en iyi şekilde büyüt.'' dersi hep. Ailesi onu her zaman bu şekilde büyütmüştü ama sırf bir asker ile evlendi diye ona arkasını dönüp gitmişlerdi. Nedenini bilmediği halde ailesi askerlerden nefret ederdi, garip bir şekilde onlara karşı bir kin beslerlerdi. Varlıklı bir aileden olmasına rağmen sırf sevdiği adam için ailesine, kardeşlerini karşısına alıp, Hakkari'ye kadar gelmişti. Yaptığı şey için kendisini suçluyor muydu? Hayır, iyi ki de yapmıştı çünkü bu aşktan doğan iki tane oğlu olmuştu. Allahtan daha ne isteyebilirdi ki? Oğlu bir kez daha içli içli bir nefes çekip, burnunu çekmişti. Bu haline gülümseyip, onu kollarının altından tutup kucağına oturttu.

''Hım sana anlatmanın zamanı geldi o zaman.'' Oğlu yüzüne meraklı meraklı bakarken yüzünden akan gözyaşını, elinin tersiyle silip gülümsedi. ''Senin isminin anlamı Mavi kurt demektir. Çoğu insan bu ismi bilir lakin anlamını bozkurt olarak bilir ama onlar yanlış biliyordur.'' , ''Bozkurt ile mavi kurt arasında ki fark ne ki?'' Oğlunun cümlesini bitirmeden meraklı bir şekilde soru sorması ile daha çok gülümsedi. ''Bozkurt normal kurttur ama mavi kurt Türk efsanesinde çok önemli bir hayvandır çünkü kendisi 100 yılda bir veya iki kez ortaya çıkar. Her çıktığında ise Türklüğün arttırdığı söylenir.'' Oğlunun yüzüne baktığında kendisini pür dikkat izlemesi ile burnuna küçük bir fiske vurdu. Bu hareket karşısında oğlu ağlamaktan kurtulup, güldü. '' İşte böyle gül. Neyse ben devam edeyim. Gökbörü evcilleştiremeyen tek kurttur. Diğer kurtlar da evcilleştirileme ama Gökbörü bu konuda daha farklıdır. Eğer ki kendisini evcilleştirmeye çalışan bir insan olursa, kendi boğazını parçalar. Biz bu isme bu yüzden verdik. Özgürlüğüne düşkün ol, seni evcilleştirmeye çalışan birisi olursa asla ona yenilme diye verdik.''

GÖKBÖRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin