Bölüm 9- Hayal Kırıklığı

3.1K 175 105
                                    

 Jiyan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Jiyan

Zihnimin duvarlarında yankılanan çığlıklarım yıllardır bir yolunu bulup özgür kalamamıştı. Ancak son zamanlarda sanki alan daralıyor ve hiç olmadığım kadar sıkışmış hissediyordum.

Karşımdaki manzara görmeyi hiç beklemediğim bir görüntüydü. Öpüşmelerini, birbirlerine şehvetle bakmalarını, belki çok daha ileri bir durumda olmalarını bekliyordum. Ancak yanılmıştım. İçimde hiç bilmediğim kindar bir ses ' keşke düşündüğün gibi olsaydı' diyordu.

Baver gözlerimin önünde şefkatli bakışlarını Nilay'ın suratına dikmişti. Hiç görmediğim bir bakıştı bu. Bana böyle bakması için çok şeyden vazgeçebileceğim bir bakıştı. Nilay'ın sırtı bana dönüktü yüzünü göremesem de içini çekmesinden ağladığını anlayabiliyordum. Baver'in elleri Nilay'ın suratındaki yaşları sildiğinde öfke yavaşça içimde büyümeye başladı. Bu adam beni her gün ağlatırken başka birinin yaşlarını siliyordu. Hemen ardından Baver daha fazla dayanamıyormuş gibi Nilay'ı kollarına aldı ve başını göğsüne yasladı. Düşüncelerim kaçacak bir yol bulamayıp boğazıma dizildiğinde yutkundum. Gözyaşlarım benden izinsiz akıyor, kalbim gözümün önünde yaşanan bu sevgi gösterisini inkar etmek istiyordu.

Onun elleri Nilay'ın saçlarını bulduğunda ve okşadığında sadece kendime kızıyordum. Aptaldım. Bir ihtimal beni sevebileceğini düşünmüş, Nilay'a meydan okumuştum. Ancak Nilay haklı görünüyordu. Baver saçına bir öpücük kondurduğunda emin olmuştum.

Gözyaşlarımı sessizce silip kapıdan uzaklaştım. Daha fazlasını görmek hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Odama geçip kapıyı kapattım ve sırtımı koltuğa yasladım. Sevilmeyecektim. Şimdi de sevilmiyordum, ileride de sevilmeyecektim ve aptal gibi bunun olabileceği ihtimaline bağlanmıştım. Her şeyi göz ardı etmiş ve kalbimin Baver'in peşinden gitmesine izin vermiştim. Fakat kimseye kızmıyordum. İnsan kimi seveceğini seçemiyordu. Ben de seçememiştim. Seçme şansım olsaydı kalbimi beni en çok sevene verirdim. Onunla iyileşir, yaralarımı sarardım. Ancak ben o yaraları açan herkesi çok sevmiş, iyileştirmeye kimseyi bulamamıştım.

Küçükken babam bana bağırıp çağırdığında ağlamak için kendime saklanacak yerler bulur ve babamın beni çok sevdiği hayaller yaratırdım. Sonra bir şekilde nerede saklandığımı bilen abim gelir, bana sarılır, aşırdığı şekerlerden verip mutlu olmam için her şeyi yapardı. Kalbim ne kadar acısa da o üzülmesin diye gözyaşlarımı siler ve gülümserdim. Sonra üzüntümü unutmuş gibi davranıp oyunlar oynardım. Fakat hiç unutmazdım. Küçücük aklım üzüldüğüm her anı biriktirirdi. Şimdiyse biriktirdiğim tüm anılar koca bir dağ olmuş karşımda duruyordu. En acısı da abim de o dağın bir parçasıydı.

Sevgisizlik suratıma tokat gibi çarptığında acıya dayanabilmek için hayal kurmaya başladım. Beni seven bir adam hayal ediyordum. Tanımadığım. Babam, abim, Baver... Hiçbiri değildi bu konumdaki. Bambaşka biriydi. Beni sevebileceği en üst seviyede seviyordu. Kalbime yayılan sıcaklık hissiyle gülümsedim. Bu kadar aciz bir durumdaydım.

SENSİZ OLAMAM (TÖRE)Where stories live. Discover now