KÇ•30

3.2K 273 113
                                    

Ben önde, Ulukan arkamda yürürken ikimizde sessizdik. Ulukan üzgün olduğumu sanıp bana zaman tanıyordu. Oysaki tam aksine üzgün değil sinirliydim. Kadının yaptığının yanına kalmasına sinirliydim.

Ciddi bir hasar alsaydım olayın derinine kadar inerdim. Fakat herhangi bir hasarım yoktu. Elmacık kemiğim dokunulmadıkça ağrımadığı için çok üzerine düşmeden olayı kapatmaya karar vermiştim. Gerçi ben böyle düşünüyordum ama Ulukan için aynı şeyi söyleyemezdim. O kapatmamıştı benim gibi olayı.

"Evcen." Arkamdan bir kez daha seslenince bu sefer duymazdan gelmek yerine derin bir nefes alıp durdum. Kafamın dağınıklığından benimle ilgilendiğine bile sevinememiştim.

Durmamı beklemediği için hazırlıksız yakalanmıştı. Bu yüzden bir süre duraksadı. O duraksayınca konuşmaya devam etsin diye yönümü ona çevirdim. Verdiğim komutu çok geçmeden alıp, hareketsiz kalmaya son vererek yanıma yürüdü.

"Nasıl hissediyorsun?" Dedi adımlarını yanımda son buldurduğunda. Ellerimi cebimden çıkarmadan omuz silktim.

"Biraz sinirli." Dedim tekrar yürümeye başlarken. Benimle aynı anda hareket ederek yanımda yürümeye başladı.

"Yarın kamera kayıtları ile beraber Polise gidip şikayet edelim."

Kafamı olumsuzca iki yana salladım. "Bir işe yaramaz, ifadesini alıp bırakırlar. Sadece unutalım gitsin bugünü."

Tekrar bir şey söylemek için ağzını açtı. Sonra vazgeçerek sessizce kafasını sallayıp önüne döndü. Şuan ne yapacağını bilmediğine emindim. Çünkü bende bilmiyordum. En azından şimdilik hiç düşünmemek daha iyi hissettiriyordu.

Ortamı dağıtmak için gülmeye çalıştım. "Tek sıkıntı eve gidince yanağımda ki kızarıklık ile anneme yakalanacak olmak."

Sokak lambalarının ışığı ile aydınlanan yanağıma baktı. "Biraz kızarmış,buz koyarsan bir iz kalmaz." Dedi sakince. Bu soğukta yanağıma buz sürmek istemiyordum. Fakat yapmazsam sert bir darbe aldığım için kızarıklık iyice mora dönüşecekti. Böylece annemin fark etmesi de zor olmayacaktı.

Yavaş adımlarla yürürken, önüme gelen bir taşa rastgele vurdum. Eve gitmeden nasıl bulacaktım ben buzu.

"Buz işi sıkıntılı. Yapacak bir şey yok mecbur anneme gözükeceğim."

Umutsuz çıkan sesimle duraksadı. Yan yana yürüdüğümüz için o duraksayınca bende duraksadım. "Aslında senin için bir sorun olmazsa-" Devam etmek yerine susunca merakla devam etmesi için başımı salladım.

Elini saçlarından geçirip, tutamalarını dağıttı. Söyleyeceği şeyden çekiniyor gibiydi. O böyle yapınca daha da meraklanmıştım. Düşündüğüm şeyi yapmayacaktı demi?

"Yani senin içinde sorun olmazsa yanağına buz koymak için benim evime gidebiliriz. Krem de süreriz o sırada."

Utangaç çıkan sesiyle konuşmuştu. Tam da düşündüğüm şeyi yapmıştı. Beni evine davet etmişti. Fakat ondan böyle bir teklif beklemediğim için şaşırmıştım. Şuan beni ciddi ciddi evine mi davet etmişti?

Kafama dank eden şeyle afalladım. Teklifini kabul edersem ilk defa Ulukan'ın evini görecektim. Hemde onun isteğiyle. Anneme mesainin uzadığını söylersem geç kalmam bir sorun da olmayacaktı. Ulukan benden bir cevap beklerken, omuzlarıma düşen saçlarımı geriye attım. Midem de kelebek, karınca yada başka bir şey, her ne varsa içeride durmadan tepiniyordu şuan.

Kasiyer Çocuk |texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin