09

316 51 69
                                    

tekrar uzun bi aradan sonra yb vaktiiii~~~
****

jeongin

her şey yolunda ilerliyor tuhaf bir şekilde. vizelerim iyi geçti. arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. hiç trafik cezası yemiyorum. yazın ve tatillerde çalışıp kazandığım paramdan hâlâ bana uzun süre yeticek kadar var. okul hayatım sakin geçiyor. ama sanki beni iyi hissettirmeyen bir şeyler var. bazen dalıp gidiyordum yanımda birileri olsa bile. aynı şu an da olduğu gibi.

"ay bu kadar da salak olunmaz ama." hyunjinden çıkan ses ortamdaki sessizliği bozmuş, beni de kendime getirmişti. izlediğimiz filmden bahsediyordu. bizim grup ve artık bizim gruptan sayılan hongjoong ile beraber benim evimde toplanmış film izliyorduk.

"senden daha salakaları da varmış demek ki." demişti yerdeki pufun üzerinde oturan soyeon.

"dua et sevgiliminin kolları arasındayım yoksa gelir saçını başını yolardım." hyunjin ve minho da yerde oturuyorlardı. minho koltuğa yaslanmış, hyunjin de onun göğsüne yaslanmıştı.

hongjoong da dizlerinde yatan chan'ın saçlarını okşayarak koltukta oturuyordu. diğer eliyle de hem patlamış mısır yiyor hem de chan'a yediriyordu. chan da arada bir ellerinden tutup öpüyordu. bazen ikisinin bu düzenli ve sevimli ilişkisine özeniyordum ama eminim ki benim ilişkim bu kadar sakin olmazdı.

"ya soyeon şu telefonu elinden bırak artık toplandık film açalım dedik sen yine telefondasın." diyerek isyan etti minho kardeşine.

"ya ne yapabilirim aynı anda hem manitamla konuşup hem de okulun gündeminden geri kalmamalıyım."

"miyeon da gelseydi o zaman."

"canım aşkım karım hayatımın anlamı ailesinin yanına gitti jeongin bebeğim. o yüzden maalesef uzun bir süre tek ve yalnız başıma buralarda kimsesizim."

"gerçek drama queen."

"yalnız chan o benim takma adım."

"ben sevgilim adına sizden çok çok özür dilerim hwang hyunjin hazretleri."

"affedildiniz." demişti yandan bakış atarak.

"hassiktir!" dedi yüksek bir sesle soyeon.

"noldu?" diye doğruldu chan.

"hemen okulun şu dedikodu için olan twitter hesabına bakın. hemen acil." diğerleri ve özellikle hong ve hyun meraklarından hemen telefonlarına koşmuşlardı. okulda bizim içinde olmadığımız hiçbir konu gerçekten hiç umrumda değildi.

"bu seungmin değil mi?" hyunjin'in ağzından çıkan ismi duyduğum gibi odama fırladım. şarjda takılı olan telefonumu aldım. telefonumun şarjı tamamen bittiği için öncelikle açmam gerekiyordu ve şansıma siktiğimin telefonu bir türlü açılmıyordu. telefonu açtığım gibi twittera girdim ve diğerlerinin yanına döndüm. neden bu kadar telaş yaptığımı bilmiyordum. tüm gün içimden silinmeyen kötü hissi bu duruma bağlıyordum sadece.

"şu hesabın adını söyleyin bana."

soyeon hemen adı verdiğinde girdim. karşıma hemen çıkan twite bastım. çok fazla etkileşim almıştı. belki de hesabın en çok etkilemiş aldığı gönderisi olabilirdi. asla beklemediğim bir şey yazıyordu ve iki tane de fotoğraf vardı. tek umrumda olan şu an seungmin'in ne durumda olduğuydu.

"oğlum üniversitenin sahibiyle seungmin ne alaka lan."

"yalan haberdir şöyle şeylere inanmayın." dedi soyeon.

"zaten babası yaşında adam ne alaka sevgililik falan. çok saçma inanmayın."

onlar kendi aralarında bu olayın gerçekçiliğini tartışırken ben dalıp gitmiştim. yazı da seungmin ve üniversitenin sahibinin yani babasının ilişki yaşadığına dair şeyler yazıyordu. fotoğraflarda aynı arabada olduklarını gösteren fotoğraflardı. olayın saçmalığı gerçekten mide bulandırıcıydı. adamın babası yaşında gözükmesi de ayrı trajikomik çünkü zaten babası.

"acaba seungmin bunu görmüş müdür?" kendi kendime bunu söylerken arkadaşlarım durmuş ve bana bakmıştı.

"yani sanırım görmüştür."

o an yaptığım şeylerin farkında olmadan odamdan ceketimi ve motor anahtarını alıp kapının önüne geldim. botlarımı ayağıma geçirirken diğerlerinin nereye gidiceğime dair olan sorularına cevap veremedim.

"ufak bir işim var gidip gelirim hemen. takılın siz kafanıza göre zaten hyunjin de anahtar var. bira isterseniz buzdolabından alırsınız." dedim ve çıktım evden.

motoru çalıştırıp bildiğim yola doğru ilerlemeye başladım. evdeyken okuduğum yorumlar aklımdan çıkmıyordu. seungmin'in notlardan tut paraya kadar o adamın altına yatabileceğini söyleyen insanlar vardı. ben bile bu kadar etkilendiysem seungmin'i düşünemiyordum. hele ki birde öz babasıyla kendisi hakkında böyle konuşulması onu daha da derinden etkiliyordur. böyle iğrenç insanlarla aynı alanda bulunduğum için iğreniyordum.

seungmin'in aslında içten içe ne kadar hassas biri olduğunu gördükten sonra böyle şeylere maruz kaldığını düşünmek beni çokça tedirgin ediyordu. üst üste yaşadığı şeylerin bıraktığı izler derin olacaktır. şu an neden bu kadar önemseyip de evine kadar gitme ihtiyacı duydum bilmiyorum. ama onu bugün yalnız bırakırsam rahat hissetmiyceğimi biliyorum.

geldiğim sitenin bahçesinde motoru park ettim ve kaskımı çıkardım. o anda biri de taksiden iniyordu telaşlı bir şekilde. tanıdık yüz bana doğru geldi.

"sanırım aynı sebepten buradayız."

"sus ve içeri gir jisung." 

****
çok güzel yerde bitmedi mi ama ya
valla bugün iyi hissediyordum
bu aralar ufak tefek şeyler olmasa mutluyum aslında umarım sizde iyisinizdir nasılsınız aşkolar

bu fici seviyo musunuz doğru söyleyin 🤨🤨🤨

neyse şu an diğer bölümü de yazıcam atarım bu hafta yine umarım öpüldünüz bb 💋💋💋

cliché / jeongsungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin