Soğuktu,hava gerçekten çok soğuktu. Çıplak ayaklarımın değdiği her karış buz gibiydi. Ancak ben ilerlemek zorundaydım. Bu yüzden üzerimdeki ağır sigara kokusuyla ve elimde dumanı tüten sigara ile ilerlemeye devam ettim.
Üşüyen ellerimi sigaranın dumanı ile az da olsa ısıtmaya çalışıp etrafıma bakındım. Hiç bilmediğim bir yerde, ormanlık bir alandaydım. Etrafımda uzanan uzun kavak ve çınar ağaçları bana oldukça güvensiz hissettiriyordu.
Özellikle o aptal yanımdayken...Sıkıntıyla bir iç çekip sağıma döndüm. Tahmin ettiğim gibi Luke yine tam yanımdaydı. Üstündekilere bakıp yüzümü buruşturdum.
"Bu soğukta o yırtık pırtık şeylerle nasıl donmuyorsun aklım almıyor..."
Luke omzuna varan ipek saçlarını yavaşça geriye attı,ardından bir tebessümle "ben hiçbir şey hissetmem bir kere," dedi.
Doğruydu,o hiçbir şey hissetmezdi. Neden hissetmiyordu bilmiyordum. Bazıları ona hayal diyordu. Kafamdan uyduruyormuşum onu... Hayır, inanmıyordum. Luke çocukluktan beri en yakınımdı. Hatta daha 14 yaşımdayken bir tımarhaneye düşmemin sebebi de oydu.
Ancak şu an o aptal hastaneden kaçıyordum,yine Luke ile beraber...
Orman boyunca onunla konuşup durdum. Bir yandan da sürekli olarak etrafı kolaçan ediyordum.
Ormanın sonundaki dereye varana kadar korkuyla ilerledim. Ve o derenin huzur veren sesini duyduğum an,içimdeki korku parıltıları küle döndü.
Hızla o berrak akıntıya koşup Luke ile beraber derenin kenarına oturdum.
Sigara küllerine bulanmış ellerimi temizledim önce, ardından yüzümü yıkadım. Luke ise öylece dere kenarında bağdaş kurup oturdu.
"Şimdi nereye gideceğiz Taehyung?"
Onun çaresiz sesine dudağımı büktüm.
Aslına bakarsanız,bunun cevabını ben bile bilmiyordum...
"Şehire vardıktan sonra gidecek bir yer buluruz illa ki."
"Öyleyse devam edelim yola."
Luke oturduğu yerden yavaşça kalktı. Üzerini kabaca silkeleyip bana elini uzattı.
Sağ elimi ona uzattım. Ve tam Luke ile ellerimiz birleşeceği esnada büyük bir gürültü duydum.
Tüm ormanı ayağa kaldıran bir el silah sesi.
Korkuyla bir adım gerilediğimde Luke arkasına döndü. Endişeyle etrafına bakındı ve hızla benden uzaklaşmaya,ormana koşmaya başladı.
"Luke!"
Peşine düşmek için hareketlendiğim esnada o ağaçların arasına girdi ve ben daha adımımı atamadan karanlığın içinde kayboldu.
"Luke!!"
Büyük bir bağırışla etrafıma bakındım.
Ancak tek bir çıt sesi bile yoktu. Yalnızca yanı başımda çağlayan derenin dingin sesi duyuluyordu.Arkama döndüm.
Luke'un gittiği yere doğru adımımı attım.
Tam o esnada yoğun bir kahve kokusu etrafımı çevreledi.
Ve ensemde bir nefes hissettim.
"Nereye gidiyorsunuz küçük beyefendi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Schizophrenic
FanfictionBir gece ansızın kaldığı akıl hastanesinden firar eden Kim Taehyung,yolda giderken o hastaneden kaçanları öldürmekle görevli olan cani subay Jeon Jungkook ile karşılaşmıştı... tk' 261023