Hepinize merhaba
Bölümden önce ufacık bir şey söyleyeceğim
Mr. Schizophrenic'e çalıntı,kopya ya da 'bunu görünce aklıma x fici geldi' diyenler var.
Ben her ficim için oturup saatlerce konu düşünüyorum, bölümlerin geç gelmesinin sebebi de bu zaten. Dediğiniz gibi çalıntı fikirlerle de ilerleyebilirdim,bu hem daha kolay olurdu hem de çok sık bölüm gelirdi. Ama bu bana uymaz. Yazıyorsam özgün bir şeyler yazmak isterim.
Çok fazla tutmak istemiyorum sizi,sadece bu beni rahatsız ettiği için böyle bir açıklama yapmaya karar verdim.
İyi okumalar dilerim.
°°°°°
Ve belki de,Subay'ı gerçek manada tanıyacaktım.
Bu düşünce bir an beni korkutmuştu. Çünkü o gerçek manada bir katildi. Sırları da onun kadar korkunç olmalıydı.
Sıkıntıyla gözlerimi yumup birkaç saat boyunca kestirdim. Yeniden gözlerimi araladığımda ise daha Güneş ışığı odaya dolmamıştı. Doğrulup terliklerimi ayağıma geçirdim ve yataktan çıktım. Ellerimle gözlerimi ovuşturup odadaki banyo olduğunu düşündüğüm yere ilerledim. Daha önce buraya hiç girmediğimden ne olduğunu bilmiyordum. Kapı kulpunu tutup içeri girdim,tahmin ettiğim gibi bir banyoydu.
İçerisi en az oda kadar genişti. Banyonun yarısı ise bir havuz büyüklüğündeki muhteşem küvetten oluşuyordu. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya yaklaşıp suyu açtım. Soğuk su ile tenimi buluşturup ayılmaya çalıştım. Aynadan bir süre kendimi süzüp banyodan çıktım.
"Bugün güzel bir gün."
Odadan çıkıp bir süre etrafıma bakındım. Daha hiç kimse uyanmamış gibiydi,evde çıt yoktu. Bunun rahatlığı ile nerdeyse zıplayarak aşağı indim. Boş salonun loş ışıklarını açıp içeriye özgürce göz attım. Bir süredir burayı tek başıma gezmek istiyordum, çünkü bu evin her bir parçası incelenmeye değerdi.
İlk olarak,gözüme çarpan koca 'Judas'ın Öpücüğü' tablosuna yaklaştım. Ellerim tabloda gezinirken bunun hikayesi kulaklarımdaydı. Sonra arkamdan bir ses duydum, çok yakınımdan.
"Judas'ın Öpücüğü ihanettir Deli. İsa'yı çarmıha germek için hazırlık yapan Romalılarla otuz gümüş karşılığında bir ihanet planı kurmuştur Judas. Askerler İsa'nın yüzünü bilmezken o askerlere İsa'nın kim olduğunu kanıtlamak için onu öpmüştür."
Başımı hafifçe arkama çevirip yüzüne baktım. Mavileri muzırlıkla parlıyordu yine. Saçları hafif dağınık,çehresi büyüleyiciydi.
Yumuşakça yutkunup "günaydın Subay," dedim.
Buna karşın dudağını tek tarafa kıvırarak güldü. Bu yaptığı,çok hoş bir görüntü oluşturuyordu ama bunu ona söylemeyecektim.
"Sana da günaydın Deli."
Tamamen arkama döndüğümde aramızda dört adımlık bir mesafe vardı. Hafifçe onu süzdüm. Daha Güneş bile doğmamışken üstünü değiştirmiş,çok şık bir siyah gömlek ve siyah bir pantolon giymişti. Üzerimdeki pijamalar ile ona oldukça zıt duruyordum. Gerçi burada giyebileceğim bir şey de yoktu.
Bu düşünce ile başımı kaldırıp ona baktım. Çekinceyle "burada alışveriş yapabileceğim bir yer var mı," diye sordum. Hafifçe tebessüm etti,saçlarını tek eliyle geriye attı. Ardından "ne istiyorsun," diye konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Schizophrenic
FanfictionBir gece ansızın kaldığı akıl hastanesinden firar eden Kim Taehyung,yolda giderken o hastaneden kaçanları öldürmekle görevli olan cani subay Jeon Jungkook ile karşılaşmıştı... tk' 261023