5°Bazı Gerçekler

112 4 2
                                    

Medya: Alev Er (Hancı)


Flashback~

Cengiz'den

Alevim hayatımın anlamı, aşkı.. O kadar masum ve güzel ki... onu o kadar çok seviyorum ki çırpı bacakları, bakımsız elleri, yanmış saçları, o çatlak dolu bacakları, ilk çocuğumu doğurduktan sonra ki o çatlak karnı... Onu çok seviyorum yarabbim.

Oğlumuz... canım oğlumuz annesi onunla hiç ilgilenmesede annesine oldukça düşkün olan bir de oğlumuz var tabii... 5 senelik aşkımızın meyvesi o.. Oğuzkaanım biricik oğlum.

...

Şirkete gittiğimde yeni stajyerlerle ilgilenmem gerekti. Ama içlerinden biri vardı ki benim aleve bin basardı. Dört çeker araba gibiydi mübarek. Onu görür görmez bana bir haller geldi.

Onunla yalnız kalabilmek için fırsat kolluyordum. Sonra gözlerinin içine bakarak " Hey sen lanet olası" dedim, bir anda şaşırdı ve "Sana birkaç sorum olucak. Sen kal." diyerek devam ettim.

O da şaşırarak " Tabi efendim" dedi. Ama gözlerinde farklı bir şey görmüştüm. Ses tonunda ki erotizmde küçüğümü kaldırcak şeyler vardı. Efendim deyişi.. Özellikle efendim deyişi çok erotikti. Tanrım çok iyi. Gözlerinde ve sözlerinde olan o isteği fark edip onu kucağıma çektim. Asla itiraz etmedi.

İyi ki de yüzüğümü çıkartmıştım.

Yeni kız dudaklarıma fısıldayarak " Beni öpmek mi istiyorsun... efendim" dedi.

"Evet efendin seni öpmek istiyor." deyip dudaklarına kapandım. Kapının açıldığını yanımıza ufak bir çocuk geldiğini duyamayacak kadar tutkulu bir öpücüktü...

Çocuğun ağlamasıyla ona döndüm. Gördüğüm şeyle şok geçirdim. O benim oğlumdu... Oğuzkağandı.

"OĞLUM" diyerek bağırdım. Çocuk çok korktu. 4 yaşında çocuk el kadar korkar tabi mal! Diyerek kendimi azarladım. Kahrolası Cengiz Hancı!

Oğlum odadan çıkmadan kolundan tutup "SAKIN ANNENE BİR ŞEY SÖYLEMİYORSUN! SEN CENGİZ HANCI'NIN OĞLU OĞUZKAĞAN HANCI'SIN KENDİNE GEL" diyerek onu tembihledim.

Kucağımda oturan sarışın kızın kalktığını fark edince kolundan tutup onu durdurup " Adın ne düşeş?" diyerek sordum.

"Aslı..."

...

Ana kuzusu piç oğlum annesine düşeşimle beni aramda geçen ateşli mevzuyu anlatmıştı.. Ne yani ben babayım böyle kaçamaklar yapabilirim. kuzi keri seni pis çocuk...

Neyse her ne olursa olsun o benim biricik oğluşumdu.. onu çok seviyordum.. Sonuçta biricik karım Alevimle benim ilk meyvemizdi. 5 senelik bu evliliğimizde Alevin bir hayat mottosu vardı "Helalime göz dikenin gözünü oyarım." işte bu yüzden de Aslı için çok endişeleniyordum..

Onun hiç bir suçu yoktu.. Tek suç benim uçkuruma düşkün olmamdı. O gece korkudan eve gidememiştim sonuçta karım Alev, Aslıya zarar verebileceği gibi bana da zarar verebilirdi değil mi?? Bir otelde de kalamazdım karım nerde olduğumu hemen bulurdu bende parkta bi bankta kıvrılmaya karar vermiştim. Hayat bazen çekilmez olabiliyor...

Sabah oldu ve ne yapacağımı hala bilmiyorum işe gidemem karım beni bulur, acaba.. acaba o yeni kıza mı gitsem!? adı neydi.. Asrın mıydı ki? Salak kız hızlıca söyleyip çıkmıştı hiç bir şey anlamamıştım.

En iyisi yeni gelen stajyerlerin numaralarının olduğu dosyaya bakayım belki adını görünce hatırlarım deyip telefonumu aldığım sırada telefonuma bir arama düştü.. Karımdan...

DÜŞEŞ ~YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin