7.bölüm Hüzün

98 7 5
                                    

                    ~1 Ay sonra~

Gözlerimi hışımla açtığımda  ağzımdan çıkan ilk kelime "anne"olmuştu. Kendimi yatağın üstünden doğrultarak etrafıma bakındım. Yavaş yavaş kendime geldiğimde bu gördüklerimin bir rüya olduğunu anladım. Keşke rüya olmasaydı keşke hayat bana bu zor şartları sunmasaydı. Annemi bana geri verseydi. Umutsuzca hayattan annemi bana geri vermesini diliyordum.

Göz yaşlarımın akmasına izin verip yataktan biraz daha doğrularak üstümde ki örtüyü geriye ittim. Bacaklarımı kendime doğru çekip ellerimle etrafını sardım. Kimse yoktu yanımda yine yanlızlığımı yanıma alıp öylece yatakta oturuyordum. Burası Murat'ın eviydi. Annem vefat ettikten sonra Aynur teyze beni zorla buraya getirmiş Aynur teyze Murat'ın annesiydi. Annem vefat edeli tam bir hafta olmuştu. Bugün son okuma günüydü. Tabi bunu niçin yaptıklarını anlayamasamda hayattan soğumuş bir kişi olarak dedikleri şeyleri onaylıyordum. Çünkü onlarda annem gibi müslüman olduklarından yapacakları şeylere hiç bir tepki vermiyordum.Tam bir haftadır evde okuma yapmışlardı. Fazla kişi gelmiyordu çünkü annemi burda hiç kimse tanımıyordu. Etrafta bir kaç komşu vardı. Onlarla birlikte annemin bazen elinde gördüğüm arapça harflerle yazılı bir kitabı okuyorlardı. Ve şunu inkar etmemeliydim ki okudukları arapça kelimeler bana çok huzur veriyordu.  Bunun sebebini bilmesemde kulaklarımı o arapça harflerle doldurmak içimi ferahlatıyordu. Annem de evde çok okurdu bu kitabı. Annem okurken arada yanına gider öylece oturur dinlerdim onu. Ama şimdi ondan değil tanımadığım bir insandan dinliyordum bu huzur verici kitabı.

Bundan sonra ne yapacaktım tek başıma,hayata nasıl tutunacaktım. Bana bunları gösteren annem şimdi yoktu yanımda o da beni bırakıp gitmişti. Benim için artk dünya karanlıktı. Beni bu karanlıktan kurtaracak kimsem yoktu. Ne babam ne de annem vardı.

Alnımı bitişik olan iki dizimin üstüne dayayıp. Usul usul gözyaşlarımı yağdırdım. Içeriye biri girmişti kafamı dizlerimden uzaklaştıracak şekilde kapıya doğru baktım gelen zeynepti.

Zeynep Murat'ın kız kardesiydi. Onu  yüzsüzce istifa ettiğim yere tekrar çalışmaya gittiğimde görmüştüm. Ve yanıma gelerek kendini tanıtmıştı. Çok cana yakın bir kızdı. Benden 3 yaş küçüktü yani 15 yaşındaydı.Ve göründüğünden daha fazla akıllıydı . 

Zeynep üzülmüş bir yüz ifadesiyle kapıdan içeriye girdi.

"Maria abla ağlama artk lütfen ben seni böyle görünce çok üzülüyorum. Seni böyle görmek istemiyorum hem sana ağlamak hiç yakışmıyor benden söylemesi"

Göz yaşlarımı ellerimin tersiyle silmeye çalışırken dudaklarıma çok itici bir gülümseme yansıtarak zeynebe baktım. Onu gerçekten  üzmek istemiyordum beni bu evde tek anlayan biri vardı o da zeynepti;

"Peki zeynepcim bak artk ağlamıyorum"

Zeynep yatağın üstünde oturmuş vücudu bana dönük bir şekilde  ellerimi o küçük elleriyle sararak ;

"Üzülme abla bir gün hepsi geçecek isyan etme sakın. Rabbim isyan edenleri sevmez. Nefsine uyma insan'ın  en büyük düşmanı nefsidir bunu unutma.Hayat çok güzel. Rabbimizin varlığı zaten hayatın en güzel gerçeği "

Bunları yavaş yavaş anlatırken bir an da annem gelmişti aklıma zeynep tıpkı annem gibi nasihatlar veriyordu. Ta bi annem bunları bana anlatırken hiçbirşey  anlayamazdım. Ama zeyneple tanıştığımdan beri çoğu söylediklerini anlayabiliyordum. Bazen ağzım açık dinliyordum zeynebin dediklerini. Bana İslami sevdirmişti. İslamla ilgili bilmediğim çoğu şeyi zeynepten öğreniyordum.

Zeynep o gün işe gittiğimde gelmişti kafeye. Ve annem vefat edene kadar hep kafede benimle birlikte duruyordu. Bu kız gerçekten mükemmeldi. Ve o da fatmayı pek sevmiyordu. Tabi ben hiç sevmiyordum o ayrı mesele. Zeynep bana müslümanlığın bütün vasıflarını anlatmıştı. Çok anlayamasamda anladıklarımla yetiniyordum. Fatma delisi beni müslümanlıktan soğutmuştu ki kurtarıcısı zeynep olmuştu.

Neden sevdin beni ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin