EPISODE ONE | Shadowsinger.

20 2 0
                                    

*This book series belongs to its own author, Sarah J. Maas.*

P A R T  O N E
Through the Darkness

.

EPISODE ONE | Shadowsinger.
Velaris.
*Azriel*

Günler, Gece Sarayı için oldukça sıkıcı fakat huzurlu geçiyordu.

Feyre ve Rhysand, yeni doğmuş çocukları Nyx yüzünden tamamen evlerine kapanmış durumdaydılar. Kendilerini tamamen Nyx'le ilgilenmeye adamışlar, onu riske atabilecek herhangi bir ihtimale karşı kendilerini neredeyse tamamen izole etmişlerdi. Arada sırada birkaç refakatçi eşliğinde yaptıkları geziler dışında, dışarı çıktıkları veya kendilerine vakit ayırdıkları söylenemezdi. Tek yaptıkları Nyx'i tekrar ve tekrar uyutmak, ağladığı zamanlarda sakinleştirmek ve güzel, huzurlu bir bebeklik geçirmesini sağlamaktı.

İkisinin de bu konuda bilgi sahibi olduğu söylenemezdi. Ama iyi birer ebeveyn olmuşlardı. İyi bir aile.

Cassian ve Nesta,  Rüzgar Evi'ndeki kapalı kapılar ardından çıkma konusunda çok zorlanmışlardı. Yatak odalarından. Düğün yapılalı, ikisi birbirine birer sözle bağlanalı aşağı yukarı üç ay olmuştu ve Nesta'yla Cassian, bu üç ayı her yeni bağlanan eş gibi yatak odalarında geçirme kararı almışlardı. Ayrıca Cassian ve Nesta, Azriel'a Rüzgar Evi'nde kalmasını teklif etmişlerdi. Bu yüzden Azriel gece veya gündüz fark etmez, ne zaman ikilinin kapıları önünden geçse o tatsız kokuyu hissedebiliyor, hatta bazen hiç hoşuna gitmeyecek sesler duyuyordu.

Eşleri birbirinden ayırmak zordu. Özellikle de ilk bağlandıklarında.

Mor tekrardan gitmiş, Amren çatı katındaki evine kapanmıştı. Emerie, Illyria kamplarından ayrılıp Nesta'nın da isteğiyle kendine Velaris'te bir ev bulmuştu. Rhysand'ın yardımıyla da bir iş. Artık Emerie; Velaris'teki bir dükkanı işletecek, bu dükkanı işletirken yanında çalışanlar sayesinde Illyria'daki dükkanının kontrolünü de sağlayabilecekti. Kan Ayini'ni başarıyla tamamlamanın bir karşılığı olarak düşün, demişti Rhys ona. Böyle söyleyince Emerie, zorda olsa ikna olmuş ve mahçup bir şekilde işlerin başına geçmişti.

Kısacası her şey, yavaş da olsa düzelmeye başlamıştı. Azriel ve onun hayatı dışında.

Azriel'ın herhangi bir problemi yoktu. Sadece... Yalnızdı. Bu yalnızlığı ilk defa iliklerine kadar hissediyor, kimsesiz olmak ilk defa onu bu kadar rahatsız ediyordu. Oysa Azriel yalnızlığı severdi. Karanlığa karışıp etrafındaki gölgelerin altında kaybolmayı, onların şarkılarıyla gerçek dünyadan kopup kendi başına olmanın tadını çıkarmayı... Ama şu sıralar yolunda gitmeyen bir şeyler var gibiydi. Azriel, gölgelerinin bile bundan etkilendiğini ve yalnızlığını gidermek adına kendisine daha da çok sarıldıklarını hissediyordu. 

Cassian savsak adımlarla yemek odasına girdiğinde de Azriel, aynı bu şekilde bir gölge kozasına sarılmıştı. İfadesiz, sert yüzü gölgelerin arasından neredeyse seçilmiyordu. 

"Bazen beni bile korkutuyorsun," diye homurdandı Cassian boş sandalyelerden birine kendini bırakırken. Ev, onun isteklerine hizmet etmek istercesine masaya hemen bir tabak, kahvaltılıklar ve içki bıraktı. Uzun saplı, kesme bir kadehle birlikte... Artık Cassian rahatça içki içebiliyordu, Nesta içki içmekten kendi isteğiyle vazgeçtiğinden beri Ev bu konuda kendi sınırlarını genişletmeye karar vermişti sanılırsa. "Şu gölgelerini üzerinden çek. Yüzünü göremiyorum."

Azriel elinden geldiği kadarıyla gölgeleri etrafından kovaladı. Gölgeler çok fazla uzaklaşmamıştı ama en azından artık keskin ve soğuk yüz hatları gün yüzüne çıkabilmişti. Cassian göz ucuyla ona şöyle bir baktı. Ardından yemeğine çatalını batırıp iştahla yemeye başladı. Azriel daha yemeğine dokunmamıştı. "Günler senin için sıkıcı geçiyor, farkındayım. Ama sadece dayanmaya çalış, Az. Bu huzurun tadını çıkar."

A Court of Shadows || ACOTAR SERIES FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin