A Court of Shadows || ACOTAR SERIES FANFICTION

EPISODE FOUR | Missing Family Member.

*This book series belongs to its own author, Sarah J. Maas.*

P A R T O N E
Through the Darkness

.

EPISODE FOUR | Missing Family Member.
Velaris.

"Azriel'ın bir eşi olmadığını sanıyordum." diye mırıldandı Feyre, Azriel ve Rowena konuşmak üzere yemek odasından ayrıldıktan bir süre sonra. Gözleri temkinli bir şekilde bir Rhysand'ın bir de Mor'un üzerinde geziniyordu. Ama keskinlikle Elain'in olduğu tarafa dönmüyordu. Orada göreceği kırgınlık Feyre'yi korkutuyordu çünkü. "Ya da tahtın sadece üç tane sahibi olduğunu."

Rhysand konuşmak için dudaklarını araladı ama Mor sözü devraldı. "Rowena biraz tuhaf bir hayat felsefesine sahip." Cassian tıslar gibi güldü, Mor ondan tarafa bakıp gözlerini devirdi. Sonra da konuşmasına devam etti. "Yalnız kalmayı seviyor. Bizim dışımızda kimseyle iletişim kurmamaya çalışıyor. Her işini de kendisi yapmayı tercih ediyor. Sanırım... Kimseye yük olmak istemiyor. Veya birinin onun sorumluluğunu almasını kaldıramıyor."

"Sırf bu yüzden Rowena'yı göremiyoruz. Hem de yıllar boyunca." diye devam ettirdi Cassian Mor'un sözlerini. Amren onu onaylarcasına kafasını aşağı yukarı salladı. Gri gözleri kocaman sis bulutları gibi açık ve aydınlıktı. "En son onu elli yedi yıl önce gördük. Şeyden önce..."

"Rowena bize yük olacağını düşünüyor." diyerek Cassian'ın sözünü kesti Mor. Feyre Cassian'ın söylemek istediğini anlasa da ses çıkarmadı, tepki de vermedi. Cassian'ı anlıyordu, kimse o kadının adını ağzına almak istemezdi. "Ve değer verdiği insanları kaybetmekten ölesiye korktuğu için bize değer verdiğini herkese göstermektense kendi içinde yaşamayı tercih ediyor. Dediğim gibi, biraz tuhaf. Rhysand'la ikisi birbirine çok benziyor aslında."

Rhysand Mor'a bakarak gözlerini devirdi, ardından da konuşmaya başladı. Sanki herkes sırayla Rowena hakkındaki düşüncelerini söylüyordu. "Rowena küçükken ailesini kaybetti. O zamanlar periler arasında küçük ama kanlı bir savaş vardı. Rowena bu savaşın ortasında kaldı ve annesiyle babası onu kurtarmak için canlarını feda ettiler."

"Abisi onu hiçbir zaman affetmedi." dedi Cassian, yumruklarını sıkarak. "Rowena'ya her şey onun suçuymuş gibi davrandı. Hatta onu köle tüccarlarına satmaya bile kalktı. Rowena daha küçücüktü... Ama Rhysand'ın babası buna engel oldu. Çünkü Rhysand'ın babasının iyi tek bir özelliği vardı: o da hiçbir perinin köle olmayacağını düşünmesiydi."

"Rowena bir süre bizim yanımızda kaldı." dedi Rhysand. Bir süre o konuşuyor, sonra sözleri Cassian devralıyor, arada Mor bazı eklemeler yapıyor ve Amren kafasını sallayıp onları onaylamakla yetiniyordu. Nesta, Feyre ve Elain ise pür dikkatle dinliyordu. Üçünden çıt bile çıkmıyordu. "Büyüdü ve kendini savunmayı öğrendi. Ben annemle Illyria kamplarına gittiğimde, o hala babamın yanında kalıyordu."

"Sonra kendine bir ev buldu ve Rhysand'ın babasının yanından ayrıldı." dedi Mor. "Ama son bir kez Rhysand'ı görmeye gitmek istediğini söylemiş Rhysand'ın babasına. O da Rowena'yı Illyria kamplarına getirdi. Benim, Cassian'ın, Azriel'ın ve Rhysand'ın bir arada olduğu kampa..."

"Böylece Rowena, diğerleriyle tanışmış oldu." Feyre, Rhysand'ın gözlerindeki parıltının çok nadir olduğunu düşünmekten kendini alamadı. Rowena onlar için çok değerli olmalı, diye mırıldandı kendi kendine. Gerçekten de öyle olmalıydı. Çünkü Rhysand'ın cümlelerinin içinde belirgin bir sevgi gizliydi. "Bizim yanımıza geldiği gün Cassian'la Azriel yine bir kavgadan çıkmıştı. Cassian birkaç sıyrıkla kavgadan sıyrılmayı başarmıştı ama Azriel... O zamanlar dövüşmeyi tam olarak bildiği söylenemezdi ve güçlerini kontrol etmeye çalışmaktan antrenmanları tamamen boşlamıştı. Yani anlayacağın, bizim yanımıza geldiğinde ayakta bile zor duruyordu."