7- Sevgi sınırları

3.2K 392 146
                                    

Jungkook en son ne zaman bu kadar huzurlu hissettiğini bilmiyordu.

Ailesiyle geçirdiği zaman dilimi elinden alınacakmış gibi hissettiğinden dikkatlice, herkese odağını vererek dinlemiş, zaman geçirmişti. Uzunca sohbetler edilmişti salonda. Herkes onu soru topuna tutmuştu. Neler yaptığını, nasıl geçtiğini ve burada ne yapmayı düşündüğüne kadar her şey konuşulmuştu.

Sohbetin sonuna gelindiğinde Taehyung, Jungkook'un elinden tutarak odasına çıkarmıştı. Mingyu yarım saat önce ruh eşine gideceğini söyleyerek gitmişti zaten. İkili baş başa kalmanın verdiği rahatlıkla birbirlerine sokulmuştu.

Jungkook geri dönüşü boyunca korkmuştu, döndüğünde beklediğinin aksine aralarına giren mesafenin kendini belli etmesinden delicesine korkmuştu ama şimdi görüyordu ki bunların hepsi boşunaydı.

Taehyung'la sanki dün ayrılmışlardı ve bugün tekrar bir araya gelmiş gibilerdi. Büyüyen tek şey bedenleri, sevgileriydi. Mesafeler hep küçüktü, bunu şimdi anlıyordu.

"Jungkook," Mızmızlanırcasına konuşan omega ile bakışları kahverengi gözlere tutundu. "neden dinlemiyorsun beni?"

Taehyung dudaklarını büzmüş, üzüntüyle bakışlarını kaçırmıştı. Jungkook'a heyecanla katılacağı tiyatroyu anlatıyordu ve izlemeye gelmesini söylemişti ama alfanın ifadesiyle dinlenmediğini anlaması zor olmadı.

Buna üzülmüştü.

Jungkook büyük ellerini Taehyung'un yumuşak yanaklarına çıkardı. Başını kaldırıp yüz yüze gelmelerini sağladığında büzülü dudaklara dudaklarını bastırdı. Kelebek öpücüğüydü ama bu ikilinin de bedenlerinde belli başlı farklılıklara sebep olmuştu.

Alfa heyecanla kalbinin göğsünü nasıl zorlandığını hissedebiliyordu. Özlediği yumuşak dudaklar onu farklı bir dünyaya ışınlıyordu. Uzak kaldığı bedene daha fazla öpücük vermek istiyordu. Yüzünün her noktasına, hatta bedeninin her hücresine dudaklarını bastırmak istiyordu.

Taehyung titreyen ellerini Jungkook'un tişörtünün eteklerine sabitlemişti. Avuçları içinde toplanan kumaş parçası umrunda değildi, destek almalıydı bir yerden.

Yüzünün her noktasına değen dudaklar gözlerinin dolmasına sebep olmuştu tekrardan. En son bu öpücüklerle ne zaman kutsandığını hatırlamıyordu bile.

Ruh hali sabahtan beri o kadar hızlı değişiyordu ki bi' an mutluluktan gülüp kahkahalar atarken, diğer anda gözleri dolu dolu oluyordu.

Yanağının üstünde dinlenen dudaklar geri çekildiğinde mesafesini azaltmadı. İnce dudaklar hâlâ teninin üstündeydi, hissediyordu.

"Seni düşünüyordum bebeğim." diye fısıltıyla konuştu. Ses tonunu yüksek tutsa odadaki büyü dağılacakmış gibi hissediyordu. "O kadar özlemişim ki..."

Taehyung büyük bir dürtüyle yatakta havalandı. Dizlerinin üstüne çıktı ve Jungkook'un uyluklarına yerleşti. Dizlerini alfanın iki yanına koymuş, rahat oturmak adına biraz daha yanaşmıştı.

Bedenleri arasındaki mesafelere katlanamıyordu. Özlemlerini arttıyor gibi hissediyordu, elinde değildi.

Oturduğu kalın uyluklara tüm ağırlığını vermişken alfanın şaşkın ifadesine karşı başını eğmişti. Jungkook'un bunu beklemediği belliydi ama itirazı da yoktu. Elleri omeganın belinin aşağısına, kalçasına yerleşti. Baskı uygulamadan yumuşak bir tutuşla destekliyordu kalçalarını.

Taehyung bu hareketten aldığı cesaretle başını kaldırdı. Anında Jungkook'la göz göze geldiklerinde gözlerini çekmedi. Meydan okurmuşcasına yaklaşıp alfanın çene çizgisine dudaklarını bastırdı.

SweetheartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin