5- Hayal Ve İnanç

3K 407 230
                                    

Beni yorumsuz bırakmayın ✊🏻

Günümüz

Taehyung

"Son prova bitti arkadaşlar, herkese teşekkürler."

Kulüp başkanı nihayet bizim için günü sonlandırdığında kendimi yere bıraktım. Haftaya oynumuzu sergileyecektik ve o yüzden son provalarımız daha sıkıydı. Üstüne bir de kendi bölümlerimizin baskısı olunca yoruluyorduk.

Bazı kişilerin gittiğini kapı sesinden anlarken benim gibi kendini yere bırakan bedene gözlerim değdi.

Hoseok hemen yanımda kırmızı saçlarının iki yana dağılmasına izin vererek uzanıyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde oyundaki partnerime karşılık burnumu kırıştırdım.

"Yorucuydu." diye mızmızlandım. Bana gülerek başını salladı.

"Fakültemin derdi yetmiyormuş gibi neden tiyatroya giriştim diye düşünmüyor değilim."

"Şimdilik bunu düşünme. Haftaya kadar sık dişini."

Sahnede doğrulup seyirci kısmında gözlerimi gezdirdim. Mingyu'yu kollarını birbirine dolamış, duvara yaslanmış şekilde gördüğümde kocaman gülümsedim.

Aynı şekilde karşılık aldığımda yerden kalktım ve Hoseok'a döndüm. "Geliyor musun bizimle? İçmeye gideceğiz."

Önüne gelen saçlarını eliyle düzenlerken düşündüğünü belirten mırıltılar çıkardı.

"Koruman beni bakışlarıyla öldürmezse olabilir?"

"Tanrım," Gülmeye başladığımda aklıma doluşan anılarla bakışlarım Mingyu'yu buldu, hâlâ aynı yerde beni bekliyordu. "o bir kere oldu sadece.

"Bende etkisini hâlâ koruyor." diye gülüşüme eşlik etti. Yerden kalkarken "Pazartesiye yetiştirmem gereken projem var. Bir dahakine katılırım size." demişti.

Başımı sallayıp onu onayladım. Kendisine iyi günler dileyerek yanından ayrıldım ve karşısına dikildiğim arkadaşımı kolundan çekiştirerek çıkışa yönlendirdim.

Mingyu'nun koluna girmiştim ama sweatinden alışık olmadığım bir koku alıyordum. Şekerli ve karpuzlu bir kokuydu. Her gün dipdibe olmamızdan kaynaklı olarak çevresindeki herkesi tanıyordum. Hiçbir arkadaşının karpuz kokusu olmadığına emindim, üstüne üstlük şekerliydi. Garip bir kokuydu ama hoştu.

Şüpheli bakışlarım yanımdaki bedene dönmüştü ama o hiç buralı değildi. Öylece yürüyor, bakışlarını yerden çekmiyordu. Dalgın ve durgun halleri beni iyice şüphelendirip tedirgin ederken barda konuşmayı aklıma not ettim.

Hafif çatırkeyifken onunla konuşmak daha kolaydı. Şimdi konuşmaya çalışsam itişip kakışırdı benimle. Kavgalı anlaşma şeklimiz yerini koruyordu geçmiş yıllara rağmen.

Tiyatro salonuna oldukça yakın olan barın önüne geldiğimizde korumalara kimliğimizi göstermiş, ardından içeri girmiştik. Çok kalabalık olmayan, daha sakin müziklerin çaldığı bu yer sıkça uğradığımız bir yerdi. Nadiren olay çıkardı ve sıkça geldiğimiz için güvenli alandı bizim için. Genelde buraya uğrayan kişileri tanır ya da göz aşinası olurduk.

Beraber masalardan birine geçtiğimizde ceketimi çıkarıp kenara koydum. Çevremizdeki masalarda da az kişi vardı ve hoş müzik sayesinde baş ağrım tetiklemiyordu.

Masalara servis yapan betanın tepsisinden iki tane shot bardağını aldı Mingyu. Birini kendine alırken diğerini önüme koymuştu. Hiç konuşmadan küçük yudumlarla alkolü mideme indiriyordum ama benim aksime arkadaşım tek dikişte bitiriyor, yenisini alıyordu ardından.

SweetheartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin