9- Kulis aşkı

2.8K 330 101
                                    

Yorumlarını eksik etmeyin yoksa üzülürüm, üzülürsem depresyona girerim ve depresyona girersem yb yazamam 

"Aşkımız seni büyütecek." Alfa yerde uzanmış vaziyette zorlukla son sözlerini söylerken omeganın elini sıkı sıkı tutmuştu. Gözlerini, kahverengi gözlere kilitlemiş gibiydi. Birbirlerinden ayrılmıyorlardı. "Senden tek istediğim," diye kısık sesiyle konuştu. Birkaç kuru öksürük bırakmıştı salona. Ağzının kenarından akan kana elini uzatan omega dolu gözleriyle silmişti kanı. "aşkımız için yaşaman."

Taehyung başını iki yana salladı. Gözyaşları yanaklarından süzülürken hıçkırmamak adına dudaklarını birbirine bastırmıştı. Konuşamayacak haldeydi. Ağzından çıkacak tek kelimeyle alfayı kıracak, yarı yolda bırakacaktı. Bu yüzden susuyordu.

Alfa usulca gözlerini kapatıyordu. Omeganın elleri arasında kayıp düşen eliyle Taehyung bağırmış, akan gözyaşlarının dudakları arasında kaybolmasına izin vermişti. 

"Özür dilerim sevgilim." demişti alfanın üstüne eğilip. Bağırdığı için kısık tuttuğu sesi acı doluydu. Açıyı ayarlayarak alfanın yüzüne yaklaştırdı yüzünü. Salondaki sessizlik devam ederken her açıdan öpüşme izlenimi vermek adına alfanın dudağının kenarına dudağını bastırdı. 

Hemen kapanan ışık ve perdeyle az önceki sessizlik bozuldu. Alkış sesleri salonu doldurduğunda alfadan uzaklaştı. Hoseok açtığı gözleriyle omegaya gülümseyerek bakarken yerinden doğruldu. Yumruk yaptığı elini uzattı, Taehyung da karşılık verdi. Tokuşan yumruklarıyla yerden kalktılar. 

Diğer oyuncular yanlarına geldiğinde el ele tutuşmuş, tekrar açılan perdeyle selam vermişlerdi. 

Az önce ağlayan, acıyla bağıran o değilmiş gibi güzel gülümsemesini yüzünde tutarken onu uzaktan izleyen Jungkook da gülümsüyordu.

Küçüklüğünden beri tiyatro çıkışlarında sıkılmadan usanmadan beklediği omeganın hak ettiği gibi büyük bir salonda ve bir sürü izleyiciye oyun oynaması onu mutlu ediyordu. Hem ilk profesyonel oyununa yetişebildiği için ayrı bir heyecanla dolmuştu bedeni.

Tek sorun uzaktan seçebildiği, Taehyung'un dudaklarının üstündeki sahte kandı. Öncesinde öpüşmenin olmayacağını söylemişti ama alfası içini kemiriyordu. Omegasının yanındaki alfanın dudak çevresindeki kanı görünce de kendini dizginlemesi zor oluyordu.

Dışarıya nefesini verdiğinde kapanan perdeyle dağılmaya başlayan kalabalığa gözleri indi. Az önce dopdolu olan salondaki koltukla boştu. Herkes ayakta, kapıya yönelmişti.

Annesi, Taehyung'un annesiyle sohbet ederek ilerliyordu. İkisi de epey mutlu görünüyordu. Kıkırtılarını kalabalıkta seçmek kolaydı. Eşlerinin gerisinden gelen alfalar ise sessizdi. Tek dertleri şu kalabalıktan kurtulmak, dışarıya kendilerini atmaktı.

Mingyu, Jungkook'a yaklaşıp "Bir saate anca gelirsiniz. Kaçtım ben." diye mırıldandı. "Taehyung'u tebrik edeceğim geldiğinizde, sen de suratını asma çocuğun yanında. Başlatma kıskançlığına."

Alfa ters bakışlarını arkadaşında tutarken iç çekti. "Tamam, git sen."

Mingyu, Jungkook'un hislerini belli edeceğini bilse de en azından uyarısını yapmıştı. Arkadaşının önüne geçerek kalabalığı yardı ve hızlıca çıktı oradan.

Önden giden annesine seslenemeyeceğini anlayan Jungkook babasının yanına geçti. Hojun'un gözleri oğlunu bulduğunda sorgularcasına ona baktı.

"Taehyung'un yanına gideceğim."

"Git." diye umursamazca konuştu babası.

"Haber vereyim dedim."

SweetheartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin