Gözlerin gözlerime değince
Felâketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım--------------------
Odada elimde kalemim ile öylece otururken, Atakan odaya girmişti, gözleri irileşmiş, saçları kötü kuaförlerin kötüsü bile beceremeyeceği şekilde dağılmıştı. "Ne sik- iyi misin, dostum?"
Homurdandım, ellerimi yüzüme sürttüm. "İyiyim."
"Bok gibi gözüküyorsun."
"Bugün cidden beni yordu." Kafamı sağa sola yatırarak kütlettim.
Neyse ki Atakan'ın dikkat aralığı kırmızı balığındakiyle aynıydı.
"Ne yaptın hazırlandın mı İzmir'e?"
"Evet iki üç bir şey alacağım, devamını oradan hallederim." dedim gülerek, yüzümdeki sersemlemiş ifadeyi silmeye çalışırken. "Odam da diğer gerekli eşyaların olacağını düşünüyorum."
"Olabilir." Bunu söylerken hemen yanımdaki sandalyeye kendini attı ve gerindi, ellerinin kafasının arkasına yerleştirdiğinde yanakları al al, teni parlak, yüzünde hoşnut olmuş bir sırıtışla karşısındaki kıyafetleri seyrediyordu.
Bir kaşımı kaldırarak ona dikkatlice baktım, "Bir şey yaptın değil mi?"
"Ben hallederim demiştim."
"Bak gözünü seveyim hallet hallet de, bok etme ya." dedim, ses tonum neşesizdi.
Atakan'ın kendini oldukça memnun fakat aynı zamanda suçlu hissettiğini düşünüyordum. Bu garip bir histi. "Bak İzmir sınırları içinde size karışmayacağım." duraksadı. "Söz veremem bunun için ama uzak duracağım."
"Allah kahretsin sana karşı 0 güvencem var."
Ciğerimdeki nefesi dışarıya verdim. Bardan sonra Atakan'ın yanına giderek, olan biteni ve artık nasıl yol alacağımı ona söylemiştim. O da beni cankulağı ile dinlemiş verdiğim karardan ne kadar memnun olduğunu hatta kendi kendime onun canını kurtardığımı söylemişti.
Yalan yoktu, Atakan şu zamanlarımda yanımda olmasaydı, kesinlikle hala kafayı duvara vuruyor olacaktım. Hatta umudumu kesmiş Arif ile Tuğba'nın arasını yapmaya koyulmuştum.
"İyi tamam, zaten Arif'in odası konusunda neler yaptığını az çok anladım."
"Ah bebeğim," dedi Atakan yüzünü bana döndürürken "sen o konuyu hiç dert etme. Git ve güzelce ağdanı felan yap."
"Çok komiksin sen ya, ne yapsan komedyen mi olsan." Gözlerimi devirdim, elimdeki kalemi döndürdüm.
"Yarı zamanlı yapıyorum merak etme, diğer zamanımda da mükemmel bir aşk koçuyum."
"Ne demezsin." burnumu kıvırdım.
"Ne yazıyorsun sen?"
"Skeç." Gözlerim kağıdın üzerinde dolaştı, skeçin ne olduğunu içeren herhangi bir şey yoktu. Sadece karalamalar, çizimler, kahve lekeleri ile doluydu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay & Güneş - ArCen
FanfictionBirisi Cenan'a mutlu olup olmadığını sorarsa, diğer kişiye kaşlarını çatarak bakar ve bunun herhangi bir soru için yeterli cevap olacağını bilirdi. Çünkü hayır, Cenan şimdi mutlu değildi. Cenan birkaç kelimeyle vasat bir güne başlamıştı ve değiştime...