Ay, Güneş'e Söyler

1.8K 167 347
                                    


Ay gökçek bir oğlan, güneş de güzel bir oğlanmış. Ay güneşe âşık olmuş. Onbeşlediği bir gün, Ay bu aşkını Güneş'e açıklamış. Güneş de zaten Ay'a aşıkmış ve bu aşkını bir türlü söyleyemiyormuş. Ayın sözlerinden cesaret alarak, o da onu sevdiğini söylemiş. Ayın her onbeşlemesinde ay ile güneş buluşuyor geleceklerine ait tatlı hayaller kuruyorlarmış.

______________

Yavaşça uykumdan uyanmaya başladım, sıcak davetkar yatağım beni bağrına alıp sarmalamıştı. Yorgan temiz hava ve deterjan kokuyordu. Zayıf ılık güneş ışıkları yüzüme düşmeye başladı. 

Yumuşak bir ses uykumu dağıttı. "Günaydın." 

İki kez gözlerimi kırptım. Nasıl olduysa Arif benden önce uyanmıştı. "Günaydın." Uykulu bir şekilde göz kırptım. "Saat kaç?" 

Kendi yatağı üzerinde oturuyordu, yüzüm ona doğru dönük olduğu için yerimden kıpırdamaya cüğret etmedim. "Neredeyse 8 olmak üzere." 

Mutsuz bir şekilde mırıldanıp yüzümü yastığıma gömdüm. Öğlene kadar tiyatrodan beklenmiyoruz, ama kargalar bokunu yemeden uyanığım. 

"Daha fazla öyle durursan boğulursun." Görmesemde somurttuğunu biliyordum. 

"Neden bu kadar erken uyanmak zorundayız ki?" hala uykulu olduğum için boğuk sesimle. Kesinlikle bir şeyler anlamadığına emindim. 

"Dediğin herhangi bir şeyi anlamadım." 

Başımı kaldırdım ve kollarımdan destek alarak doğruldum. "Diyorum ki neden bu kadar erken uyanmak zorundayız."

Yatağının başına yaslanırken yüzünü tekrar bana döndü. Telefonunun ekranını kapattı, yanına bıraktı. "Yemek yememiz ardından hazırlanmamız lazım." 

"Daha 4 saatimiz var ulan." 

"Provayı öne çekmişler, erkenden havuza gidecekmişiz." 

"Hiç sanmıyorum, siksen olmaz!" dedim, kafamı yastığıma tekrar gömdüm. 

"Cenan kalk." dedi sakince, yerinden kıpırdandığını ve yataktan indiğini hissettim. "Kalmazsan diğer yastıkla seni boğarım."

"Çok güzel erkenden ölmüş olurum." 

"Seni duymuyorum." sinsi bir kıkırtı duydum ardından yüksek sesle bir bağırış; "BİTTİN ULAN!" üzerimde ani bir ağırlık hissettiğimde ciğerlerimde ki tüm havayı verdim. 

"LAN!" kafamı yastıktan çekerek derin bir nefes için çabaladım. Arif üzerime atlamıştı, tüm ağırlığı üzerimdeydi. Kollarını açarak  tüm vücudumu sarmalıyordu. Kahkahası tüm odayı doldurmuş, açık camların arasından rüzgarla dışarıya süzülüyordu. "Beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Hayır." 

Yerimden dönmeye çalıştım, içime kokusunu çektim ve bedeninin bedenime kenetlenmesinin nasıl bir his olduğunu düşündüm. "Ama şuan yapıyorsun." 

Neyse ki ondan biraz daha güçlüydüm, yana doğru dönerek  üzerine çıktım altta kalan vücudunu vücudum ile ezdim. "Altta kalanın canı çıkar." 

Kahkaha attı, acı dolu sesi kahkahasına karışıyordu. "Benden daha ağır olduğunu unuttum." 

Yerinden kaçmaması için vücudum ile sıkıştıtarak vücudumu ona doğru çevirdim. "Nasıl bir hismiş ezilmek."

"Acı verici." Kaşlarını çatıyor, gözlerini kısıyor ve yüzüne altın gülümsemesini yerleştiriyordu. Tüm vücudum titredi. Tüm hislerime kaos yaşsatmak için gülüyordu. Tüm sinir uçlarım alev almıştı ve nefes almak benim için imkansızdı. "Piç." 

Ay & Güneş - ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin