Utanç

1.7K 157 222
                                    

Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor


------------

"UYANIN ULAN!" 

Cenan gözlerini üzerine doğru gelen beyaz kılıflı yastıkla uyanmıştı. Yüzündeki baskı ile gözlerini şok içinde açtı. Etrafında olup bitenleri anlamaya çalışmak için koltuğun üzerinde doğruldu. Uykusuzluktan dolayı başı ağrıyordu, gözleri uykuya dönmesi için yalvarıyordu, vücudu iflasa geçmiş gibiydi.

"Ne yaşadınız akşam bu ne hal böyle?" 

Karşısında ki bulanık yüz ses ile temiz bir görüntüye ulaştı. Metin ikinci bir yastıkla karşısında dikiliyordu. 

"Ne?" dedi beyin fonksiyonları yerlerine yerleşip akşam ne olduğunu hatırlatmaya çalışırken. Kaşları çatıktı, halinden memnun değildi içmemişti fakat içmiş gibi bir hali vardı. 

Etrafına bakındı, sahnedeydiler. Gri bir koltuğun üzerinde olduğuna emindi, fakat üzerinde bir battaniye yoktu. Bekle hiç bataniye olmamıştı ki zaten. Ama vücudu sıcaktı, ama sahne genelde soğuk olurdu. 

Gözlerini ellerinin tersi ile ovalayıp temiz bir görüş için temizledi. 

"Hadi uyanın abi ya sizi bekliyoruz."

"Tamam." dedi Cenan ellerini gözlerinden çekip esnedi "Bir dakika ne?" 

"Ne, ne?" Metin diğer yastığı Cenan'ın yanına attı. "Arif uyan ulan! Herkes sizin uyanıp sahneden çekilmenizi bekliyor." 

Arif.

Arif.

Cenan anında yanında ,çekyatın diğer bir kısmını, tamamen kaplayan bedene döndü. Arif, arkası dönük sanki hiçbir şey umurunda değilmiş gibi öylece uzanıyordu, ayakları yere düşmemesi için kırılmıştı. Ensesine gelen yastığı tamamen umrunda değildi. 

"Cenan uyandır oğlum şunu ya." Metin usanmış bir halde çekyatın ucunda kollarını birleştirdi. 

"Saat kaç?"  diye sordu Arif'in biraz daha uyuması için zaman kazandırmak için.

"Neredeyse öğlen, saatlerdir sizin uyanmanızı bekliyoruz. En sonunda Ayşegül çıldırdı uyandırma için de beni görevlendirdi." Halinden hiç memnun görünmüyordu. 

"Kusura bakma abi, akşam hiç uyumadık." tamamen yerinde doğrulmak için elini arkaya attı, dikdörtgen şeklindeki ince uzun bir telefon eline geldiğinde duraksadı. Arkasından çekip çıkardı. Arif'in şarjı bitmiş telefonuydu. "Bende diyorum bütün akşam ne beni rahatsız ediyordu." 

"Pek rahatsız ediyormuş gibi görünmüyordu." Metin dalga geçti. "Neyse ben prova için hazırlanmam gerek. Sizde Eser abi görmeden uyanın." Arif'in ölü gibi derin uygusunu gösterdi. "Ya da cesetten kurtul." 

"Tamam, tamam." Cenan başka bir engele karşılaşmadan koltuğun üzerinde dizleri yardımı ile dik durdu. Yumuşakça eşli nefes alıp veriyordu. 

Hala burada ne yapıyor?

Derin bir nefes aldı. Bir elini Arif'in sırtına koydu ve ittirdi. "Arif, şşh uyan hadi sabah oldu." 

Ay & Güneş - ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin