Giriş

4.5K 203 14
                                    

başlama tarihi 24.01.24

-

Ölüme yaklaşırken en büyük pişmanlığım sevdiklerim daha az üzülsün diye onlardan uzaklaşmış olmaktı. Keşke diyordum, keşke anneme son bir kez bile olsa sarılabilseydim.

Kalbimin ağrısı arttı, evet gelmiştik o sona işte. Makinelerin o iğrenç sesine karışan çığlıklar beynimin içinde yankılanırken kablolara bağlı bedenim hafifledi. Bilincim tamamen kapandığında bir damla yaş kapalı göz kapaklarımdan sızdı.

*

"Uyanıyor sanırım doktoru çağır Güzay."

Gözlerimi araladığımda hiç yabancı olmayan hastane tavanıyla karşılaştım. Bekle, çoktan ölmüş olmam gerekiyordu. Ayrıca ciğerlerimdeki hafif sızı haricinde kendimi iyi hissediyordum.

Saçlarıma uzanan elle- LAN! Saçlarım ne ara çıktı? Komada mıydım acaba? "Güzel kızım Peri'm... Çok korkuttun beni." diyen adama alık alık baktım.

Tanımadığım birinin teması hoşuma gitmediği için elini itmek istedim ama sırada minik eller incecik bir bilek görüş açıma girince çığlık attım.

Başımda beni sakinleştirmeye çalışan insanlar korkumu arttırdı. Onlar kimdi? Ben kimdim? Cevap arayamadan yeniden gözlerim karardı.

*

İkinci şans sana bahşedildi, onu güzel kullan. Akıllı bir kızsın iyi bir hayat yaşabilirsin.

Aynı odada uyandığımda bu sefer tektim. İkinci şans demişti kafamdaki ses? Çok saçma lan webtoonun içinde değildik ki anasını satayım! Benim ruhum bu bedendeyse asıl sahibi neredeydi?

Başıma giren ağrıyla inledim. Gitgide karmaşıklaşıyordu, ölmüş olmam lazımdı bu küçük bedene nasıl hapsoldum?

"Doktor, hala şokta olduğunu söyledi Devrim abi." Biri esmer diğeri daha kumral iki kişi kapıyı aralayıp kendi arasında konuşmaya devam ediyordu taa ki onları seyrettiğimi fark edene kadar.

Kumral olan hızla yanıma gelip üzerime eğildi. "Abim nasıl hissediyorsun kendini?"

Peltek dilimle "Den kimtin?" dediğimde önce afalladı sonra diğer adama baktı. Bir süre sessiz kaldılar.

"Hatırlamıyor musun çiçeğim?" Başımı iki yana salladım. Bu veletin hayatını bilmediğim için hatırlamıyor gibi davranmak en iyisiydi.

"Üzerine gitme abi belki de lütuftur hatırlamaması." dedi esmer olan. Dudaklarımı büzdüm küçük kızın başına neler gelmişti?

Bu iri yarı adama güvenmek istemesem de bedenim yanında rahat ve huzurlu hissediyordu. O yüzden şimdilik içgüdülerimle hareket etmeye çalışacaktım.

Kumral büyük avucunu açtı ve kucağıma koydu. "Tanışalım mı prensesim? Devrim ben."

Minik ellerimle parmaklarıyla oynamaya başladım. İstemsiz bir şekilde yapıyordum bunu bir refleks gibi. Bu bebek bedenin ne tuhaf alışkanlıkları vardı. "Devyim?" diye mırıldandım.

Başımı kaldırıp ona bakınca dudaklarım aralandı. Gözlerinden yaşlar art arda akmasına rağmen öyle bir gülümsüyordu ki sanki tüm dünya avuçlarındaydı.

Başını yatağın demirine yaslayıp boştaki elini yumruk haline getirdi. Artık yüzünü görmüyordum ama kendisini sıktığını anlamıştım. "Çok şükür rabbim, çok şükür onu bana geri verdin."

Burnumun ucu sızladı, kalbim acıyordu ama sebebini bilmiyordum. Güzay,esmer olan, Devrim'in sırtını sıvazladı. "Abim yapma böyle bak Peri de etkileniyor."

Devrim elini kucağımdan çekip arkasını döndü ve yüzünü hızla elinin tersiyle sildi. Ayağa kalktığında kocaman sırtını bana dönmesi sanki kırmıştı beni. Oysa hiç hakkım yoktu, ben onun Peri'si değildim.

Kendime engel olamadım. "Devyim ditcek?"

Yüzünü sıvazlayıp burnunu çekti. "Gitmem abim, korkma tamam mı hep yanında olacağım." Serumlu koluma dikkat ederek kucağına aldı beni. Başım omzuna yaslanmıştı, kokusu uyandığımdan beri ihtiyacım olan tek şeymiş gibi sakinleştirdi beni. Kendine gel kızım tanımadığın adamın koynunda uyuyacak değilsin ya! Huysuzlanıp geri çekilmeye çalıştım.

O sırada Güzay'ın telefonu çaldı. Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra hazır ola geçti ve "Emredersiniz komutanım!" diye yükseldi sesi.

Birden bağırdığı için irkilip Devrim'e sığındım. Anladım küçük, Devrim senin için önemli birisi.

Devrim dudaklarını başıma bastırıp sırtımı okşadı ağır ağır. "Şhh bir şey yok bebeğim."

"Komutanım dönmemiz gerekiyor."

Güzay'ın söylediği bu üç kelimeyle hayatımın gerçekten değiştiğini anlamıştım. Henüz bilmediğim şeyse bu değişimin büyüklüğüydü, bana getirecekleri ve benden götürecekleri.

Mesela YaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin