BÖLÜM 2-KANAYAN YARA

25 4 0
                                    

Okuldan eve doğru gidiyordu küçük kız. Annesine sınavdan 100 aldığını söylemek için sabırsızlanıyordu.
"La la la laaaa~" zıplaya zıplaya şarkı söylüyordu. Çok mutluydu bugün. İngilizceden 100 almıştı.
O kadar çok mutluydu ki yanına yaklaşan siyah arabayı fark etmemişti bile...
Araba kızı takip ediyordu. Küçük kız hala onları fark etmemişti. Kanayan yaralarının sebebini...
Kız birdenbire durdu.
"Hmm?"
Yanındaki arabaya baktı. Arabadaki adam (artık her kimse) kıza gülümsedi.
Kızda ona karşılık olarak gülümsedi.Ama bu gülümseme kızın düşündüğü kadar iyi niyetle yapılmamıştı...
Kız yürümeye devam etti. Araba da onu takip etmeye...
Arabadaki adam arabadan indi. Kıza doğru yaklaştı.
Kız hemen yanına baktı. Bu adam kendisine gülümseyen adamdı.
"Merhaba küçük kız.." dedi adam yüzünde ürkütücü bir gülümsemeyle
"...m-merhaba?"
Kız ürkmüş bir sesle adama doğru konuştu. Korkmuş gibiydi...
"Eğlenmek ister misin?" Dedi adam yüzündeki aptal sırıtışı bozmadan.
Kız korkmuştu. Olduğu yerde adama bakakaldı. Kaçmalıydı, yardım istemeliydi. Yapabilirdi, şimdi kaçıp yandaki dükkanlardan birinde birisinden yardım isteyebilirdi. Ama yapamadı,hareket edemiyordu...
"Şey.." dedi kız titreyerek. Ürkmüştü. Bu adam kimdi? Ve neden kendisiyle 'oyun' oynamak istiyordu?
"...ben.... Annem kızıyor. Gitmem gerek-" dedi ve koşmaya başladı.
Ama ne büyük talihsizlik... Ne büyük talihsizlik! Adam onu yakalamıştı. Ve sıkıca tutmuştu... Hareket etmesini engelliyordu.
"Ah, hayır, hayır hayır Küçük kız.." dedi adam tuhaf bir ses tonuyla.
"Şimdi oynama vakti..."
"BIRAK BENİ!" diye bağırdı kız annesinin gelmesi umuduyla...
Adam onu arabanın içine attı. O yüzündeki gülümseme birdenbire söndü.
Yüzündeki güvenilir (Ki yersen) gülümseme artık yoktu.
                             -----------
Uyandım, etrafıma baktığımda kimse yoktu. Ne olduğunu anlayamamıştım bile. Elim,kolum bağlanmıştı. Hayır,bir koltukta değildim. Bir... Pentagram?
Bende o an gözlerime inanmadım. Ben bir...pentagramın... içindeydim?
Çığlık attım. Ama içindem. Kimse beni duyamıyordu,kimse beni kurtaramazdı.
Etrafta kimse yoktu. Sadece ben ve benim iç sesim vardı. Ki onu da sadece ben duyuyordum.
İçimden çığlıklar atıyordum. "YARDIM EDİN!" Diye bağırıyodum. Ama kimse duymuyordu,kimse...
En sonunda,bir adamın geldiğini hatırlıyorum... Bana sırıttı.
"Prenses uyanmış... Vay be"
Sözleri söyledikten sonra bir kahkaha attı. Hiç de güzel bir niyetle atılan bir kahkahaya benzemiyordu...
Ondan sonra... sonrasını hatırlamıyorum... Daha doğrusu... Hatırlayamıyorum...
                              --------
Kaçıncı kez yaptığımı bilmediğim bu tuhaf mumla konuşma seansımı da böyle bitirdim. İç çekil mumu söndürdüm.
"Bu mum... Beni insanlardan daha iyi dinliyor..."
Dedim kendi kendime. Küçük bir kahkaha atıp mumu geri yerine koydum. Rahatlamıştım,bu mumla yapılan her seans beni rahatlatıyordu.
(Bu arada Maria mumla yaptığı konuşmalara "seans" diyor."terapi seansı"...)
Yatağıma geçip oturdum. O lanet karı Amelie yine sinirlerimi bozmuştu. Beni zayıf yönümden vurarak...
"Canın cehenneme Amelie!" Dedim kendi kendime.Gülüp telefonumu alıp internette gezinmeye başladım.
(Maria'nın kendi kendine konuşma gibi bir huyu var. Bu size garip gelmesin. Merak etmeyin,zamanla alışırsınız bu duruma...)
         -ZAMAN GEÇİMİ. SAAT GECE 2.30- 
Yatağa uzandım. Gözlerimde bir ağrı, göz kapaklarımda bir ağırlık vardı.
Tam gözlerimi kapattım an telefonuma bir bildirim sesi geldi.
-DİNG!-
"...Huh?"
Yatağın yanındaki masanın üstünde duran telefonu elime bile almadan kim mesaj atmış diye baktım.
--------------------------------------------------------------
                    19 KASIM 2025
                      SAAT 2.30
  -"Cadı Amelie moruğu" Adlı kişiden bir yeni mesaj-

Selam Maria! Biliyorum,saat çok geç. Ama... Sana önemli bişey dicem. Beş dakika bakar mısın tatlım?
--------------------------------------------------------------
"....YİNE Mİ BU KADIN?!"
Zildic derin bir iç çekti. Bu saatte bu kadın niye ona yazıyordu ya?!
".... Bekle bir dakika...."
Zildic bir an duraksadı. Aklına bişey geldiği çok belliydi...
"....BEN BU KADINI ENGELLEMEMİŞ MİYDİM LAN-"
Zildic yine iç çekti. Bu manyak yaşlı ona heryerden ulaşıyordu. Artık nasıl başarıyorsa...
Telefondan yine bildirim sesi geldi.
"Maria, canım orda mısın?"
"yokum ben. Öldüm. Aldılar ruhumu. Ömrümü tükettin be kadın..."
Zildic telefonu eline aldı. Hemen mesaj yazmaya başladı.
"Buyrun? Ne oldu? Umarım bu saatte rahatsız etmeye değecek bir olaydır bu..."
"Ah,merak etme canım. Bu seferki öncekinden bile ciddi..."
"... Ne oldu? Umarım biri ölmüştür."
(Zildic bunu yazarken gülüyor)
"Evet... Birisi öldü, canım..."
Zildic kaşlarını çattı. Bu bir şaka mı?
"....Ne?"
"Evet, canım benim. Birisi öldü. Hemde senin çok yakından tanıdığını birisi..."
Zildic gözlerinin yaşla dolduğunu hissetti...

....

Karanlık Köyün Öyküsü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin