Karanlık Köyün Öyküsü

BÖLÜM 5-NE BİLİYORSUN DÖKÜL BAKALIM?

"Hayır birisi ölmedi. Yani, benim tanıdığım değil..."
"Ne demek istiyorsun Maria? Anlatamıyorum."
Bu lanet sürtük aptal rolünü oynuyordu ve bu benim damarıma çok basıyordu.
"Şu köy varya hani..."
"Eee? Yani? Bir tanıdığın mı öldü?"
Bu aptal sürtük cevabını bildiği aynı lanet soruları sorup duruyordu!
"hayır.birisi ölmedi. Yani,o köye nasıl giderim?"
Maria hiç düşünmeden direk konuya dalmıştı. Ve evet. Belkide büyük bir hata yapmıştı..
"NE?!DELİRDİN Mİ SEN?!"
Maria bu cevaba hiç şaşırmadı. Arkadaşının 'tamam canım' diyip koordinatları vermesini beklemiyordu zaten.amacıca bu değildi. Asıl amacı, köydeki sırları çözmekti.
"Köyle alakalı ne biliyorsun?"
"Orada ne sikim dönüyor?"
"Bahsedilen cinayetler gerçekten cinayet mi?"
"Bu köy bu kadar çok tehlikeliyse neden girişi kapatmıyorlar? giriş kapalıysa köye gidip ölenler nasıl içeri giriyor?"
"Tüm bu kişileri kim veya kimler öldürüyor? Bu kadar cinayeti kısa sürede işlemek hem mental olarak hem fiziksel olarak imkansız çünkü."
"Bütün o ölen kişilerin öldüğünü nerden biliyoruz? Cesetleri görmedik ki."
"Bütün bu dedikodular kimin ağzından çıktı? Yani,evet Amelie teyze yaptı biliyorum ama nasıl ve neden?"
"Amelie teyze bütün bu bilgileri nerden biliyor?cinayetleri o mu işliyor yoksa?"
"Orası gerçek mi?"
"Köyle alakalı neler biliyorsun?"
Arkadaşının telefonu bütün bu mesajları kaldıramamıştı ki ekranda "Offline" yazısı belirdi. Ya da... Telefonu mu kapatmıştı?
"Hey, bana cevap ver."
Evet.Sürtük karla telefonu kapatmıştı.
Maria derin bir iç çekti. Bu devirde güvenecek kimsesi kalmamıştı.
"Kahretsin..." Diye kendi kendine mırıldandı. Eğer kimse ona bilgi vermezse kendisi bütün bir şehri tarayıp o lanet köyü bulacaktı.
"Kahretsin... Kahretsin!"
Diyerek elini telefonuyla yatağına vurdu.
Ve kriz geçirmeye başladı. Sinir krizi. Ve Belki de söylentiler doğruydu. Bu köy insanı gerçekten çıldırtıyordu.