1850, Giz Adası | Anastasia Petrov.
Korkaklar ancak arkadan yaklaşır, seni ortadan kaldırmak uğruna savaşırdı. Kaybedeceklerini anladıkları anda ise yalanlar söyler ve kaçarlardı.
Ramsey Keller korkağın tekiydi.
Öyle ki ailemi öldürmüş, bize olan korkusunu kontrol altına alamamıştı. Bu evde dakikalar önce yaşanan her şey zihnimin içindeydi. İntikam ateşi ise ruhumun dört bir yanında.
Ve öyle ki gökyüzüne bakmak dahi beni iyileştirmiyordu.
Anne ve babamın bedeni ayaklarımın ucundaydı. Baktığım özgür gökyüzü değil, iki cesetti. Kalpleri yerinde olmayan iki ceset. Öfkem onlara baktıkça daha da harlanıyor, zihnimi ele geçirmeye çalışıyordu. Ancak durup gözyaşı dökemezdim.
Başımı kaldırıp salonun az ilerisinde duran aynada kendimle göz göze geldim. Hırslı, öfkeli gözlerim beni bile korkutabilirdi çünkü öldürme arzusunu ilk defa iliklerime kadar hissediyordum.
"Bekle beni Keller," derken dudaklarıma tatmin edici bir gülümseme yerleşti. "Geliyorum." Arkama döndüm ve evden çıktım.
Ramsey Keller beni bekleyebilirdi, onun felâketi ben olacaktım çünkü. Aileme yaptıklarının hesabını bir bir verecekti. Yanıma aldığım önemli birkaç kitap ve birkaç eşya ve mücevherler ile birlikte sığınağa ilerledim.
Bu öyle bir sığınaktı ki ne ailem, ne o evde olan yardımcılarımız ne de bir başkası. Hiç kimse bilmiyordu. Sadece biz, üç kız kardeş biliyorduk.
Sığınağın oraya geldiğimizde etrafa baktım, kimsenin olmadığına kanaat getirince eğilip ağaca dokundum ve büyülü sözlerimi fısıldadım. Screara.
Ağacın kökleri bir anda ortaya çıktığında ve yerde daireler oluşturmaya başladığında yer titremeye başladı. Bunu ilk defa yaşayan birisi tedirgin olabilirdi ama hayır, ben kesinlikle değildim. Sonunda her şey durduğunda ve ayaklarımın ucunda etrafı kökler ile sarılmış daire şeklinde çukur oluştuğunda gülümsedim. Yavaşça çukurun içine girdim. Ben içeri girdikten sonra tek bir el hareketim ile kapı ardımdan kapandı.
Karaimdaki koridordan ilerleyip sığınağın büyük odasına vardım. Tatiana ojeli tırnakları ile stres içinde oynarken Valeriya odanın ortasında volta atıyordu. "Bizi niye gönderdi ki? Niye her şeye tek başına kalkışıyor?"
"Valeri sakin ol artık." Dedi Tatiana. "Anastasia sadece zarar görmemizi istemiyor."
"Ya o zarar görürse?" Sanki asıl korktuğu şey buydu. "Tiana, nasıl bu kadar sakinsin?"
"Sende sakin miyim? Gerçekten mi?" Öfkeyle soludu. "Anne ve babamıza ne olduğunu bilmiyoruz ve ablamız ortada yok! Sence nasıl sakin olabilirim Valeriya?"
"Kızlar," kendimi gösterdiğimde telaşla bana döndüler. Elimdekilere baktıklarında ise kaşları daha çok çatıldı. Tatiana dolmuş gözleriyle elime bakarken Valeriya bir adım geri çıktı. "Sanırım Tatiana," dedi usulca. "Anne ve babamıza ne olduğunu artık biliyoruz." Öfkeli ve üzgün gözleri bana döndü. Hissettikleri bana değildi, biliyordum. Burnunu çekti ve çenesini havaya dikti. "Ve öldürme sırası bizde."
Tatiana üzgünce koltuğa oturdu. "Ramsey Keller," dedim buz gibi bir sesle. "Yakında ölecek." Valeriya onunla aynı fikirde olduğum için mutlu görünüyordu. Ancak Tatiana birisini öldürmek konusunda hiç rahat değildi. O aramızda en hassas olandı. Ancak mecburduk. Biz yapmazsak onlar yapardı.
Ve bunu biliyormuş gibi kabullenmiş gözlerle baktı. "Ne yapacağız? Plan nedir?"
"Plan yok," dedi Valeriya. "Gırtlağına çökelim. Biz bu dünyada ki en güçlü varlık değil miyiz? Keller ailesinde bizim kadar güçlü olan yok. Öldürürüz onları."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ ADASI
Fantasyİntikam mı yoksa aşk mı? Korkularınla yok olmak mı yoksa uğruna savaşabileceğin her şeyi koruyarak kazanmak mı? Bu bir Oyunbozan ve Oyunbazın hikayesi. Bu ikilemlerin hikayesi. Peki bu hikayenin kazananı kim? Ya da bir kazanan var mı? Kapak tasarım...