KORKULAN VARİS

7 3 0
                                    

1850, Giz Adası| Anastasia Petrov.

Avedis Keller ile tanışalı günler oluyordu. Ne Sarim ne de Avedis, ikiside durmuyordu. Nice hediyeler, nice iltifatlar ile karşımda duruyorlardı. Sarim aşkını çaresizce dile getirmek için çırpınıyor, benim ondan kaçtığım her an büyük bir hayal kırıklığına kapılıyordu.

Avedis ise tüm inadı ve inancıyla karşımda duruyor, küçük jestlerle beni mutlu etmeye çalışsa da hep bir adım geride duruyor ve ona gitmem için bekliyordu.

Peki ben ona gidecek miydim?

Bilmiyorum.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Üstelik Valeriya'nın baskıları beni delirtecek gibi hissediyordum. Avedis veya Sarim, artık birisini seç ve o aileye sız deyip duruyordu.

"Anna?" Tatiana yanıma gelip oturduğunda başımı çevirip ona baktım. Geceden beri uyumamış, burada kalmıştım. Elma ağacının altında öylece etrafı izliyordum. "İyi misin? Nicedir uyanıp bakıyorum sana, bir an olsun kalkmadın şu ağacın altından."

Yutkundum. "İyi hissetmiyorum kendimi Tatiana... Ne yapacağımı bilmez oldum."

"Öyleyse anlat bana derdini, ben seni dinlerim." Bir saç tutamımı alıp kulağımın arkasına attı. "Biz hep senin omzuna yük olduk, Anna, biliyorum... Ancak bir kere de izin ver senin sıkıntını derdini ben yükleneyim."

"O nasıl söz öyle Tatiana? Sen benim biricik kardeşimsin, Valeriya da öyle. Siz bana anne ve babamdan emanet kaldınız, elbette sizi sırtlanacağım, gerekirse koruyacağım. Siz bana yük değil can yoldaşı olursunuz anca."

Gülümsedi. "Sende öyle, Anna. Hadi anlat artık derdini."

Yüzümdeki gülümseme yavaşça solarken önüme döndüm. Gözlerimi ilerideki patika yolda gezdirdim. "Avedis ve Sarim, hiç durmuyorlar. Ben ne yapacağım bilmiyorum bile, Valeriya'nın gözü öyle bir intikam hırsı ile dolmuş ki utanmasa beni şu dakika ikisinden birisiyle evlendirecek."

"İstemiyor musun? Gönlün yoksa ikisinde de, yapmak zorunda değilsin. Cidden bak, tamam en başta Valeriya'yı haklı buldum ama eğer seni üzüyo—"

"Avedis Keller'a aşığım, Tatiana." Kurduğum cümlenin ağırlığı yüreğime daha da fazla batarken hiç şaşkın olmayan gözleri ile bana bakıyordu. "Sen?"

"Görüyorum, Anna." Elini kalbime koydu. "O adamın yanında değişen her bir ritimi biliyorum, duyuyorum."

"Ne yapacağım ben? Ailesinden intikam almak isterken onun kollarının arasına nasıl gireceğim? Nasıl güleceğim, nasıl kandıracağım onu?"

"Sen ona mı ihanet etmek istemiyordun yoksa kalbine mi?"

"Kalbim o değil mi zaten?" Gözlerim ona döndüğünde başını iki yana salladı.

"Kalp dediğin yaşamdır, yaşatandır. Kalp dediğin ailene, benliğine aittir Anna."

"Peki öyleyse o nerede?"

Elini uzatıp şakağıma dokundu. "Burada Anna. Aşk bir düşüncedir, bir takıntıdır, bir süzgeçtir... Ve birisine kalbinle değil, aklınla aşık olursun."

"Sen Dean Keller'a aklınla mı aşık oldun?"

"Evet," geriye yaslandı. "Ama o bende bir akıl bile bırakmadı."

"Ne yaptı?" Merakla ona baktığımda acıyla gülümsedi.

"Helena Stewart, Donovan ve Khloe Stewart'ın küçük kızları... Ona aşık olmuş, onunla evlenmek istiyormuş." Bir an Avedisin bir başkasıyla evlenmek istediğini düşündüm ve kalbime acı bir sızı oturdu. Bu oldukça kötü bir histi, kız kardeşimin bu hisle kavrulması beni içten içe mahvediyordu.

GİZ ADASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin