1850, Giz Adası | Valeriya Petrov.
Anastasia ile Avedis evleneceklerdi. Bu oldukça beklenmedik bir andı. Öyle ki haftalardır bunu atlatamıyordum. Bir yandan da amacıma ulaşmıştım.
Neden mutlu değildim?
Beni mutlu olmaktan uzak tutan şey Sarim'in değişen tavırları mıydı yoksa ben içten içe ablamın hayatının bir intikam uğruna mahvolmasına mı üzülüyordum emin değildim.
Gerçi Anna'ya göre o sevdiği adamla evleniyordu. Ve sevdiği adam haricinde tüm Keller ailesini öldürebilirdi. Buna karşı çıktığımda ve Sarim'i savunduğumda bana bir aptal gibi davrandığımı söylemişti. Hayır, aptal gibi davranan oydu. Senelerce Avedis'in bu eve adım atmıyor olması, Ramsey Keller'ın izinden gitmediğine kanıt olamazdı.
O adam belki de Ramsey Keller'ın yurtdışındaki ayağıydı.
Etrafta oyunbazlar ve oyunbozanlar bir tilki gibi dolanırken, bir adama bu kadar kolay inanması saçmaydı. Ben Sarim'e inanıyordum çünkü onu tanıyordum. Onun masumiyetini biliyordum. Peki o? O ne kadar tanıyordu Avedis'i?
"Ne düşünüyorsun?" Oturduğum yerden başımı kaldırıp gelene baktığımda gülümsedim çünkü Sarim ile her zaman buluştuğumuz bu çayırlıkta buluşacaktık. Ve gelen oydu. Onu dört gündür hiç görmemiştim.
"Ablamı," dedim sakince. "Biraz tartıştık."
"Olur arada öyle," derken yanıma oturdu. "Sıkma sen güzel canını. Bak sana kütüphaneden aldığım bir kitabı getirdim." Uzattığı kitabı aldım. Bu bir yemek kitabıydı. Sarim'e dört gün önce yemek yapmakta zorlandığımızı ve aslında bir kitap yardımı olsa fena olmayacağını söylemiştim.
Ve bana bir yemek kitabı getirmişti. "Sarim bu yepyeni!" dedim şaşkınca ona bakarak. Gülümsedi. "Bu kitabı ben yazdım dört günde. Türlü türlü kitaplar araştırdım, içlerinden en güzel olanları derledim. Deri kapağı aç," dediğinde kapağı açtım. İlk sayfada süslü bir yazım şekliyle, Valeriya'nın yemek defteri, yazıyordu. "Beğendin mi?"
"Bayıldım!" Uzanıp sıkıca sarıldım ona. "Bu harika, teşekkür ederim."
"Rica ederim." Derken geri çekildi hafifçe. Üzerinde bir gerginlik vardı. Bunu hissedebiliyordum ancak konu ne bilmiyordum. Keşke tam şu anda zihnini okuyabilseydim ama aptal kolyemi çıkarmak benim felaketim olurdu.
"Bir sorun mu var?"
"Ne gibi?"
"Bilemiyorum," dedim kararsız kalmış gibi. "Biraz gergin gördüm seni."
Gülümsedi ama bu bile gericiydi. "Annem ile konuştum biraz," gözlerini az ilerideki kasabaya çevirdi. "Evlenmem ve soyumuzu devam ettirmem gerektiğini söyledi."
"Sen bunu yapacak mısın peki?"
"Belki evlenirsem susar," diyerek bana döndüğünde kaşlarım havalandı. Sarim Ramsey Keller, kesinlikle ablamı unutmamıştı. "Sence ne yapmalıyım?"
"Bu senin verebileceğin bir karar. Aklında birisi var mı?" Dediğimde gözlerime baktı. Ne diye bana bakıyordu? "Ne?"
"Birisi var," derken bana bakmaya devam ettiğinde yutkundum. "Benimle mi evleneceksin?" Yok daha neler? Delirmiş miydi? Anastasia ikimizi de öldürürdü!
"Evet. Yani sende istersen.. Sen benim biricik dostumsun, Valeriya. Ve ikimizde biliyoruz ki ben birisine aşık olup evlenemem." Gözlerini kaçırmıyordu. Oldukça cesur cümlelerdi. "En azından seninle evlenip annemin baskısından kurtulmak benim yararıma olur. Sonuçta sen benim dostumsun, yanımda olan varlığın beni rahatsız etmiyor aksine mutlu ediyor. Üstelik annem..." Yanakları kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ ADASI
Fantasiaİntikam mı yoksa aşk mı? Korkularınla yok olmak mı yoksa uğruna savaşabileceğin her şeyi koruyarak kazanmak mı? Bu bir Oyunbozan ve Oyunbazın hikayesi. Bu ikilemlerin hikayesi. Peki bu hikayenin kazananı kim? Ya da bir kazanan var mı? Kapak tasarım...