sonsuza kadar acı
sen ve yağmur,
başa dönemezsiniz.
öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.🌬️🌊
"yedek anahtar mı bu?"
"evet."
"alabilir miyim?"
"üzgünüm, senin için yaptırmadım."
"hadi ya..." jeongguk hüzünle anahtarı yerine geri koyarken kıyamamıştım ama o anahtar onun değildi. "şey, istersen gidip bir tane çıkarabilirsin."
"yok, zil çalarım ben de. her an ayağa kalkmak zorunda kalırsın."
jeongguk, chuseok yemeğine katılmamıştı.
namjoon beni çağırmadığı için, ki bunun sebebi yoongi'nin beni yalnız yakalamak istemesiymiş, geceyi evde geçirecektim. jeongguk da bensiz durmak istememişti onlarla. taehyung ikimizin yalnız kalması için bizimle kalmazken, ondan rahatsız da olmazdım aslında, jeongguk geldiğinden beri etrafı toparlamaya çalışıyor ve arada bir de balıklarımla konuşuyordu.
yoongi'ye hesap sorma işini tamamen iptal etmiştim çünkü buna gücüm yoktu. daha sabah olmuştu her şey. akşamında gelip bana sarılışı bir şeylerin üstüne işe yaramaz yara bantları yapıştırmış da olsa hâlâ her hareket ettiğimde, her lavaboya gittiğimde, her konuşmamda bir şekilde varlığını hissediyor gibiydim. yokluğunu ispatlamak benim için varlığını ispatlamaktan daha zordu.
"dövmelerini nerede yaptırmıştın?" diye sordum akvaryumun camını silen jeongguk'a. "buraya yakın mı?"
"yakın... dövme yaptırmayı mı düşünüyorsun? sen canın acır diye istemiyordun yaptırdığım zaman."
"küçük bir hatıra dövmesi istiyorum sadece. bana yerini tarif eder misin? randevu alınması gerekiyors-"
"jimin, iyi misin sen?" jeongguk elindeki toz bezini bırakıp oturduğum koltuğa yaklaşınca gözlerimden ne hissettiğimi anlayacak diye çok korkup başımı çevirdim ama izin vermedi. "tuhaf davranıyorsun, bir şey mi oldu?"
"neden beni aramadın?" sürpriz yapmaya çalıştığını biliyor olsam da sordum işte o an. "bana gelmeden önce, keşke arasaydın."
"kırıldın mı? özür dilerim, ararsam anlardın burada olduğumuzu o yüzden bir gün aramasam bir şey olmaz diye düşündüm. özür dilerim, telafi edeceğim. olur mu?" kollarını sırtıma yasladığında konuşmadım ya da ona geri sarılmadım. beni kendinden ayırırken gözleri dolu doluydu. "neden anlatmıyorsun? yoongi hyung geldi diye mi? ama onu görmeden önce de böyleydin. namjoon hyungla mı kavga ettin yoksa? seni çağırmadı diye üzüldün mü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
annabel lee | yoonmin ✓
Fanfiction[tamamlandı] annabel lee, messina kumsallarından birinde fildişi tarağını unutur. iki apayrı deniz kasabasında yaşamak, iki apayrı hayata sahip olmak veya iki farklı kişi olmak kaderin bu iki şeyi bir araya getirmesine engel değil. min yoongi messi...