Evin kapısını açar açmaz odama doğru ilerleyeceğim sırada Emir bağırmaya başladı.
"Öyle kolay kurtulabileceğini mi sanıyorsun küçük hanım? Gel buraya konuşacağız."
"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok."
"Gel buraya dedim!" diye bağırdığında yüzümü ona döndüm. "O it herifle ne işin var senin?"
"Sana ne be sana ne?" dedim sinirle üstüne yürürken. "Sen artık bana soru falan soramazsın. Öldürüyordun lan az daha Bartu'yu."
"Ağzına alma şu şerefsizin adını." dedi o da üstüme gelirken. "Gebertmediğime dua etsin."
"Seni öldürürüm." dedim ellerimle göğsüne vururken. "Eğer bir daha ona zarar verecek bir şey yap, yemin ederim Esra diye bir kardeşin olduğunu unutursun."
"Kızım, sen onun ne bok olduğunu biliyor musun da böyle konuşuyorsun?"
"Biliyorum." dedim bağırarak. "Senin de onun da ne bok olduğunu biliyorum." Bilmiyordum ama ona karşı bunu belli etmeyecektim. Aralarında bir sorun olduğunu anlamıştım sadece.
"Ve hala onunla birliktesin öyle mi?" dedi histerik bir ses tonuyla.
"Aynen öyle." dedim dik dik gözlerine bakarak. Eyvallah dercesine başını salladı.
"Öyle olsun o zaman." dedi geriye bir adım atarken. "Bizi görmek istemiyordun zaten, bir daha da görmezsin artık." Kapıya doğru ilerledi ve çarparak çıktı. O sırada başından beri kapının orada dikilen Burak abiye takıldı gözlerim. Başını iki yana salladı ve hayal kırıklığı içinde baktı gözlerime.
"Hiçbir bok bildiğin yok senin." dedi üzgün bir ses tonuyla. "Öğrendiğinde her şey için çok geç olduğunu anlayacaksın, pişman olacaksın ama yapacak bir şeyin kalmayacak."
"Git." diyebildim sadece. O da kalmaya istekli değildi zaten. Kapıyı açtı, çıktı ve gitti. Ayaklarımın daha fazla beni taşıyamayacağını hissettiğimde kendimi yerde buldum. Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Bağırmak istedim, nefesimi kesmek istedim ama sadece ağladım. Gerçekleri öğrenmeme gerek yoktu pişman olmak için. Abimi üzmek, canımdan bir parçayı üzmek beni yeterince mahvediyordu.
Ayağa kalktım. Odama ilerledim. Üzerimdeki ceketi çıkarırken telefonun titrediğini hissettim. Telefonu elime alıp yatağıma oturdum.
Sevgilim: İyi misin?
Esra: Değilim iyi falan
Sevgilim: Bir şey yaptılar mı sana?
Esra: Emir asla vurmaz bana.
Sevgilim: Biliyorum, güzelim.
Sevgilim: Ama sana değil bana sinirliydi, gözü dönmüştü.
Sevgilim: Yanına geleyim mi, ister misin?
Esra: Hayır, daha kötü olsun istemiyorum her şey.
Esra: Sadece anlatmanı istiyorum.
Esra: Aranızda neler döndüğünü bilmek istiyorum.
Esra: Birbirinizi tanıyordunuz.
Sevgilim: Evet.
Esra: Emirle bir sorununuz vardı, tek sorun ben değildim.
Sevgilim: Evet.
Esra: Burak abiyle de tanışıyordunuz.
Sevgilim: Evet.
Sevgilim: Ve lütfen abi deme şu herife.
Esra: Benden önce mi tanıyordun onları sonra mı?
Sevgilim: Senden önce.
Sevgilim: Ama yemin ederim seni tanımamla onları tanımam arasında hiçbir bağlantı yok.
Esra: Nasıl tanışıyorsunuz?
Sevgilim: Aynı mekanın farklı iki grubuyuz diyelim.
Esra: Hangi mekan?
Sevgilim: Ay'Bar
Esra: Neden kavgalısınız?
Sevgilim: Grup kavgası.
Esra: Daha da aç mevzuyu.
Sevgilim: Abinin eski sevgilisi ondan sonra bana yazmıştı bir süre.
Sevgilim: Abin de o kız onu benimle aldattı sandı.
Esra: Burcu mu?
Sevgilim: Evet.
Esra: Burcu abimden sonra seninle mi takıldı?
Sevgilim: Oldu öyle bir durum.
Esra: İğrençsin Bartu.
Esra: Burcu'yla nasıl birlikte olabilirsin ya?
Sevgilim: Burcu'yla birlikte falan değildim ben.
Sevgilim: Grup çatışmasından dolayı abini sinir etmek için Burcu'nun bana olan ilgisini kullandım o kadar.
Esra: Bunu yapmış olamazsın.
Esra: Gerçekten birinin duygularıyla mı oynadın?
Sevgilim: Öyle değil.
Sevgilim: Burcu da onu kullandığımın farkındaydı.
Sevgilim: Ve herhangi bir şey yaşanmadı aramızda.
Esra: Peki, gerçekten de Burcu Emir'le birlikteyken onunla konuştun mu?
Sevgilim: Hayır tabii ki Esra.
Sevgilim: Gerçekten beni öyle bir insan olarak mı görüyorsun?
Esra: Kafam çok karışık Bartu.
Esra: Ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum artık.
Sevgilim: Anlıyorum yavrum ben seni.
Esra: Bir tarafta abim var, bir tarafta sen ve benden taraf seçmemi istiyorsunuz.
Sevgilim: Bir taraf seçmeni falan istemiyorum, güzelim senden.
Sevgilim: Abin o.
Esra: Ama ikiniz de birbirinizi sevmiyorsunuz. Ve ben arada kalıyorum.
Esra: Emir bana bağırmaz, Emir bana kızmaz, Emir beni ağlatmaz.
Esra: Ama bugün...
Sevgilim: Güzelim abin bana kızgındı, sana değil.
Sevgilim: Yarın hatasını anlayıp senden özür dileyecektir.
Sevgilim: Üzme sen kendini.
Sevgilim: Konuşmamı ister misin onunla?
Esra: Hayır, hayır.
Esra: Daha kötü olur.
Esra: Lütfen bir süre uzak dur Emir'den.
Sevgilim: Tamam güzelim, yeter ki sen iyi ol.
Esra: Teşekkür ederim sevgilim.
Sevgilim: Ben teşekkür ederim benim sevgilim olduğun için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı
ChickLit@esrayılmaz: Burak abi, @esrayılmaz: Rahatsız ediyorum bu saatte ama, @esrayılmaz: Abim yanında mı?