~Geri Dönüş~

17.9K 782 11
                                    

5 ay geçti tam tamına 5 ay.O kadar çok özledim ki bursayı,tuğçeyi ve poyrazı.Hiç bu kadar uzak kalmamıştım hiç birinden.Aslında iyi oldu.Çok değiştim.Haddinden fazla çok.Daha çok kendime bakıyorum kombinler yapıyorum pek çıkmasamda alışverişe gidiyorum.Tabikide hala alışverişi sevmiyorum ama değişimim ve kendime güvenimin gelmesi için bu şart.Birden aklıma tuğçe geldi en son dün konuştuk ve özledim yine sesini duymaya desteklerine ihtiyacım var onun.Hemen pjamamın cebinden telefonumu çıkardım aradım.Telefonu kapalı normalde kapatcak olsa bile haber verirdi.Kesin bişey oldu diye endişelenmeye başladım.Aklıma gökçe geldi evet gökçe poyrazın en yakın arkadaşı kardeşi gibi olan.Tuğçe,gökçeyle ben gittikten 1 ay sonra sevgili olduklarını söyledi o yüzden bi çırpıda gökçeyi aradım. Çalıyor... Çalıyor... Çalıyor... Kimse açmıyo bu sefer daha çok panik yapmaya başladım.Tuğçenin başına birşey geldiyse eğer yapanın yanına bırakmam.Hemen internetten bursa bileti ayarladım.Aslında 6-7 saat ama uçakla 1 saat falan akşam 8de uçak kalkıcaktı.Şimdi saat 5 demek oluyo ki 3 saatim var hemen hazırlandım bavulumu topladım beyaz kot şort üstümede siyah salaş bir gömlek giyip salona geçtim evin dağınıklığını topladım sonuçta tatil için yine gelirdik dağınık olmasın.İşlerimi hallettikten sonra biraz acıktım hemen biseyler atıştırıp evden çıktım.Taksi çagırdım 5 dakika içinde geldi binip havaalanına gidiceğimizi söyledim.Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.Daha gitmeme 1 ay varken erken gitmiştim tuğçeyi merak ettiğim için.Zaten okulun son ayı gitmesem olurdu kayıdımı bursaya aldıracağım hem.Ben bunları düşünürken havaalanına gelmiştik parayı ödeyip indim uçağın olduğu tarafa doğru yürümeye başladım.Bavulumu yerleştirip yerime oturdum.İşte dönüyordum çok güçlü bir tılsım olarak inadına herşeye gülümseyecek bir kız olarak hala poyrazı seven kız olarak.Asıl şimdi başlıyoruz poyraz bey şimdi.Yaklaşık 1 saattir sanırım yoldayız.Uçak şuan iniş yapıyor ve ben tuğçenin yanına gitmek için sabırsızlanıyorum.Bavulumu alıp hemen indim köşeden taksi çevirip evin adresini verdim yol boyunca dışarıyı izledim.Geldiğimizi fark edince parayı ödeyip indim.Evin ışıkları yanıyordu demek evde ama telefonumu açmadı sıçtım onun ağzına.Zile bastım kapı açılmadan konusmaya başladım ''Senin agzı-'' cümlemi tamamlıyamadım çünkü karşımda poyraz vardı.Ne işi var bunun burda? Hemen konuşmaya başladım ''Ne işin var senin burda? Tuğçe nerde? Hırsızmısın sen evimize giriyo-'' bu sefer lafımı poyraz kesti çok hızlı konuşmuştum. ''Sussan bi konuşacağım ama susmak bilmedin'' bende hemen ''Konuş dinliyorum'' dedim.Konuşmaya başladı ''Tuğçeyle gökçe kavga etmiş sanırım tuğçe bunun üzerine alkolu fazla kaçırıp arabayla kaza yapmış şuan hastanede ameliyatta ağlayıp mızmızlanma sakın arabaya bin hastaneye gidicez'' demesiyle donup kaldım ayaklarımı hareket ettiremedim olduğum yerde titriyordum tuğçeye birşey olmıycaktı beni yanlız bırakmaz o dimi? O gökçenin yüzünden oldu kesin diye düşünürken poyrazın beni çekiştirmesiyle kendime geldim.Arabaya bindik hastaneye doğru gitmeye başladık.Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum.Hastaneye geldiğimizde yavaş hareketlerle poyrazı takip ettim.Ameliyathanenin önüne gelmemizle gökçeyi görmem bir oldu.Ağlıyordu bitik görünüyordu hiç uyumamıştı sanki göz altlarında mor halkalar vardı.Bu benim umrumda değildi şuan ve koşturup gökçenin karnına vurarak ''Senin yüzünde arkadaşım,kardeşim burda eğer ona birşey olursa seni öldürürüm duydun mu?'' Poyraz beni gelip tuttu tekrar bağırdım ''öldürürüm seni'' diye.Konu değer verdiğim kişilere gelince cidden gözüm kimseyi görmüyor o an herşeyi yapabilirim.Hala poyrazın beni tuttuğunu farkedince ''Çek o pis ellerini üstümden'' diye onada bağırdım oda ''Bende sana meraklı değilim'' diye bana bağırdı bana ?? Hastanede olmasak yapıcağımı bilirdim ama şuan tuğçeyi düşünmekten laf yarışına gircek halim yoktu.O sırada ameliyathanenin kapısı açıldı ve tuğçe çıktı.O kadar kötü görünüyrdu ki zor tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım.Yüzünün heryerinde çizikler vardı ellerinin üştü hep yara.Ben tuğçeye bakarken doktor çıktı.Doktorun yanına gittim yutkundum ve konuşmaya başladım ''Nesi var i-iyileşicek dimi?'' Doktor çok rahat bi şekilde ''Arkadaşınızın hayati tehlikesi yok birazdan odaya alacağız 10 dakika sonra görebilirsin bugün burda kalsa daha iyi yarın taburcu olabilir '' diyince derin bir iç çektim ve tuğçenin odasına gittim arkamdan gökçe ve poyraz geldi ikisinede sert bi bakış attıktan sonra tuğçenin yatağının yanındaki koltuğa oturdum onu izlemeye başladım.O kadar kötü görünüyordu ki tekrar ağlamaya başladım o benim değerlimdi ona birşey olsa ben burda yokken kendimı hiç affetmezdim.Ben böyle hem düşünüp hem ağlarken tuğçe gözlerini açtı ''Tılsım sen ne zaman geldin hem sen niye ağlıyosun bakayım bomba gibiyim kızım ben sende gelmişsin iyi ki de kaza yapmışım diyorum'' diyip gülmeye başladı bu sefer dayanamayıp güldüm sonrada ''Biliyorum kötülere birşey olmaz ayrıca kaza geçirmeyip gelmemi isteseydin zaten gelirdim aptal'' diyip elini vurdum yavaşca ''Hey ben hasta bir kızım bana vurmazmısın'' diyip gülmeye başladık tabi gülmemizi gökçe bozmasaydı tuğçenin yanına gelip ''Sevgilim ben böyle olsun istemedim seni bilerek kırmam biliyosun ben çok özür dilerim seni kaybetmekten sana bişey olmasından çok korktum bidaha hiç yanlız bırakmıcam seni sende beni bırakma olur mu?'' diyince gözümden bir damla yaş aktı poyrazla biz böyle olamıcaktık çok zıttık.Sonra tuğçe konuşmaya başladı ''Seni hiç bırakmıcam şapşal zor kazandım seni kolay kaybetmem hatta hiç kaybetmem'' diyip gülüştüler.Bizde poyrazla böyle olsaydık keşke ağlıcaktım ama burda olmaz ''Aman be sizin vıcık vıcık konuşmanızdan sıkıldım ben biraz hava alıyım'' diyip sahte ama gerçek gibi duran gülüşümu suratıma yerleştirip konuşmalarına fırsat vermeden çıktım.Dışarda bir banka oturup sigara yaktım.Aslında içmiyordum ama anlatyaya gittiğim de başlamıştım iyi geliyordu.Sigarayı içime çekmemele gözlerimden yaşların akması bir oldu.Benim için çok zordu onu görüp dokunamamak bir sene beş ay sevdiğim adamın kokusu bilmemek çok zordu çok.Bir yandan sessizce ağlıyor bir yandan da sigaramı içime çekiyordum taki o sesi duyana kadar ''Tılsım sen sigara mı içiyorsun?'' diyince ona baktım poyrazdı ilk konuşmamızda bana ezik demişti şimdide ismimle hitap etti dayanamayıp kafamı kaldırıp gözlerine baktım ve konuştum ''Evet bu seni ilgilendirmez şimdi bana bakmayı kes ve git bir ezikle görmesin seni kimse'' diyip başka yöne bakmaya başladım.Baktığım yerde onu görmeyi beklemiyordum ne işi vardı bunun burada? Herşeyden çıkmasa olmuyor.

EZİĞİN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin