Aynı Sınıf mı? Yok Artık.

6.5K 339 9
                                    

Sabah gözlerimi lanet olasıca bir alarmla açmadım veya gözüme vuran güzel!!! güneş ışıklarıyla,şuan davarın biri evin kapısını kıracak şekilde çalıyor ve beni uyandırdı.Paytak adımlarla kapıya açmaya gittim açmaz olaydım,kapıyı açmamla buğradan suratıma yumruk yedim içimden yımrık yediğiiim sol yanımdaan yaralandıım eyyy diye geçirmeden duramadım tabusude.Bu dingil buğra kapıyı yumruklamaya o kadar odaklanmış ki açtığımi farketmedi ve bana yımrıh attı bana bana bihterinee.Sabah sabah erken kalkınca böyle oluyo tabiki de bunu fırsat bilip buğraya çemkirdim
''Yav salakmısın çocuk sen sabah sabah kapımı alacaklı gibi çalıyosun,hayır sorun kapıysa al götür beni uyandırma oda yetmezmiş gibi(başımı tutup) kafamı kırıyodun dingil beyin hücrelerim öldü sayende süper devam helal bravoo...'' diye çemkirirken buğranın
''Ulan kızım kalk siktir git hazırlan okula gitcez okula'' diye kükremesiyle susmak zorunda kaldım.Kısa sürede bön bön baktıktan sonra
''Ne? Okul mu? Bugün mü? Okul mu varmış? Hemde bugün? Ben almıyım sağol canım ya'' dedim tam kapıyı kapatıyodum ki eliyle tuttu içeri girip
''Tılsım beni delirtme istersen hemen üstümü değiştir yoksa kucaklar böyle götürürüm'' dedi sonra bir üstüme baktım, ve bu tiple okula gidersem kötü olucağını düşündüm evet düşünüp hareket de edebiliyorum.El mahkum buğraya arkamı dönüp yürüyordum ki aklıma birşey geldi.
''İyi de sen bizim okulda değilsin ki buğra'' diye konuşmaya çalıştım o kadar uykum vardı ki konuşamıyordum.
''Sizin okuldayım artık hadi çok konuşma hazırlan'' diyince buğra konuşmamaya karar kıldım.Hayır arkdslr kıl değilim.Odama girer girmez banyoya girip rutin işlerimi hallettikten sonra,dolabımın başına geçıp bordo kotumu beyaz kısa kollu yarım üzerinde smile yazan gülücüklü tişörtümü giydim altınada siyah kalın topuklu ayakkabılarımı.Saçımı acıp taradım bir eyeliner hafif bir ruj,maskaravee işte tamamım.Tam işim bitti Buğra anırarak
''Kızım hadisene be saat 8:15 geç kaldık'' diye bağırdı hatta başta da dediğim gibi anırdı.
''Tamam be çatlama'' diye çemkirdim,kapıyı açıp yanına gittim.Kısa bir ıslık çalıp
''Çok güzel olmuşsun ama geç kaldık'' diyip kolumdan çekiştirdi anahtarı çantamı alıp sürüklenerek evden çıktım,evet tam anlamıyla sürüklendim buğra sayesinde.Okula gitmeye hiç niyetim yok neden mi? Siz sevmediğiniz insanlarla aynı okulda bulunmak istermisiniz? Tabiki de hayır.Hah işte bende o sebepten dolayı istemiyorum,bu berbat bişey lanet olsun.Buğra arabayı uçuruyodu sanki ve okulun içine giriş yaptık.Okula girmemizle bütün gözler bize döndü,haliyle okulun içine arabayı kaydırarak giren birine ben de bakardım.Arabadan inmemle mert'in yanımıza gelmesi bir oldu,kolunu omzuma atıp
''Günaydın çiçeğim'' diyip kahkaha attı kolunu omzumdan çekip gözlerimi pörtlettim
''Mert sen kimlerle takılıyosun başımıza kromançimi olcan be'' diye çemkirdim evet çünkü sabahları hep çemkiririm.Dudaklarını büzüp
''Yolun başında ki kromançi kankilerimle takılmış olabilirim birazcık'' diyince kahkaha attım tavuk götüne benziyodu dudağını büzünce,kahkaha atarak buğraya bakmak için kafamı çevirdim bakmamla kahkaham sona erdi neden mi? Tuğçe ve poyraz tanımadığım bir kaç kişi daha ve poyrazla göz göze geldik sanki... Sanki birşeyler anlatmak istiyodu gözleriyle bana ama onu dinlemicek kadar kararlıydım hala bakışırken tuğçe farketti alaycı bir gülümseme taktı yüzüne hemen kafa mı çevirdim.
''Şurdan bir an önce gitsek mi? Yoksa katil olabilirim'' diyip gülümsedim.Bu gülümsemem içten değildi gelecek felaketin habercisiydi,bizim dingillerde anlayınca bir sağıma biri soluma geçti sanki meleklerim gibi.Şok şok şok tılsımın melekleri diye bir haber olsa ay ne güzel lan.Okulun içine girince tüm gözler bizde gibiydi hatta gibisi fazla herkes bize bakıyodu,değişimime mi? yoksa geri gelmeme mi? ya da yanımda iki yakışıklının olmasına mı? Şaşırdılar bilemedim.Yiycek gibi bakan erkekler,dövecekmiş gibi bakan kızlar...Tabiki de beni dövemiceklerini adım gibi biliyorum.Yanımda ki iki taş varlığı kıskanmış olmalılar hah bide bakan şu erkekler baştan aşşağı süzmüyolar mı? Şeytan diyo al kafasını vur duvara kıvılcım çıkar.Bu psikopatlık değil arkadaşlar sevgi gösterisiii.Ben salak gibi etrafıma bakarken sınıfın önüne gelmiştik.
''Hadi artık gidin'' diye bizim dingillere baktım.
''Niye gidiyormuşuz'' diye dik dik baktı buğra.
''Burası benim sınıfım ya hani sizde sınıflarınıza gidin'' diye konuştum.
''Güzelim aynı sınıftayız üçümüz'' dedi buğra.
''Ne aynı sınıf mı? Burda da mı rahat yok piki teşekkürler'' diye sıralayınca kelimeleri mert kafama vurdu
''Ne istemiyomusun bizi ama biz yüzsüzüz gitmicez'' dedi ve iki kolunu omzuma attı sınıfa girdik.
Yaklaşık 15 dakikadır hoca yok ve mal mal kafa mı sıraya koymuş etrafa uzaylı görmüş gibi bakıyorum neden mi uzaylı? Cak cak sakız çiğneyenler balon yapıp patlatmalar kağıttan uçak yapıp fırlatan erkekler.Bu tiplerden her sınıfta var mı arizona kertenkeleleri gibiler be.Tamam kabul 3-5 yakuşuklu çocuklar var arada göz göze geliyoruz ama ilgimi pek çekmiyolar.Ne bileyim poyrazdan sonra bunlar basit geliyo bana o kadar yüksekteyken benim yere çakılmamı sağlayan çocuğu hala seviyorum ben.Evet tuaf ama seviyorum veya bu aşk.Aşk mıdır sahiden? Daha önce hiç yaşamadığım duygular bunlar.Kapının açılmasıyla hoca geldi sanıp kafa mı kaldırdım kaldırmaz olaydım.Tuğçe poyraz ve şu bahçede olan kişiler.Aynı sınıf mı? Şaka gibi birşey. Tuğçe beni görüp soğuk itici imalı bir gülüş yaptı.Bunu yapınca kasıldım ve bu iyi birşey değildi, Kasıldığımı farkeden buğra sessizce
''Şşş sakin ol yoksa elimde kalıcak bu sürtük'' dedi.
Buğranın gözlerinin içine bakıp güldüm gözlerimi kapattım tamam anlamında.Buğra bu yapardı kız olmasına rağmen döverdi tuğçeyi.Poyrazı hala sevdiğimi biliyodu buğra o yüzden ben varken ona birşey yapmazdı,çünkü çok üzüleceğimi biliyodu.Tekrar sıraya kafa mı gömdüm.
Birinin kolumu dürtmesiyle uyandım baktığımda buğra veya mert değildi,hatta bizim sınıftan bilre değildi.
Gözlerimi ovuşturduktan sonra tek kaşımı kaldırıp baktım ve
''Beni uykumdan uyandıracak ne var ?'' dedim en soğuk sesimle.Biraz şaşırıp afallasa da
''Sınıfta tektin bende uyandırmak istedim'' dedi sevecen bir şekilde.
Baştan aşşağı süzdüm yakışıklıydı çocuk kumral ve yeşil gözlüydü uzun boylu olduğunu otururken bile anlıyabiliyorum o derece.
''Tamam sağol'' dedim taviz vermiyerek.Soğuk davranmama rağmen güldü elini uzatıp
''Ben ege sende tılsımsın biliyorum'' dedi kesin sapık valla sapık beni kescek biççek Allahım sen duamı biliyosun amin.Aslında bakarsanız yakışıklı çocuk ölumüm onun elinden olsa fena olmaz.Elini sıkıp
''Nerden biliyosun ismimi'' dedim ve elimi geri çektim.
''Arkadaşlar konuşurken duydum sonrada dikkati mi çektim baktım uyuyosun geliyim dedim'' dedi yine gülerek.Yav sen gülmeden duramazmısın hayır gülmekte yakışıyo adının ege olduğunu öğrendiğim çocuğa.
Baya bi laflamıştık kahkaha atarak gülüyordum ve çok iyi anlaşıyoduk sürekli espiri falan yarım saatte çok iyi anlaşır olmuştuk.Tam bir espiri yaptım kahkaha atıyoduk ki o sıra da kapı açıldı kafamızı kapıya çevirdik ve poyrazı gördüm.Bize doğru gelirken ellerini yumruk yaptığını rahatlıkla görebiliyodum.Egeye bakıp
''Tılsımla özel birşey konuşucam dışarı çıkarmısın'' diye sert bir şekilde konuştu.Egeye fırsat vermeden
''Bizim senle konuşacak birşeyimiz yok'' diye dik dik baktım suratına çenesinı kastı ve bu iyiye işaret değildi
''Tılsım ya o çocuğu sen göndrerirsin yada ben kendi yöntemlerimle halederim'' diye kükredi.Ege küfür edip birşey dicekken
''Tamam ege sorun yok sonra konuşalım lütfen'' dedim yanağına masum bir öpücük kondurdum cidden arkadaşca.
''Peki öyle olsun senin için gidiyorum'' dedi göz kırptı buna karşılık gülümsedim.Kapıdan çıkmasıyla yüzüm soğuk halini geri aldı poyrazın suratına bakmaya başladım.Sinirli olduğu belliydi ya kıskanmıştı yada başka bişey olmuştu.Sonra tabiki de beni kıskanmıcağı aklıma geldi bu düşünceyi savurdum aklımdan.Çok sessiz duruyodu bu sessizlik iyi değildi farkındayım ve bizim burda tek kalmamızda iyi sayılmazdı.

EZİĞİN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin