Balkonda olanlar aklımda dönüyordu. Bende bu döngüden zevk alıyordum. Resmen uyuyamıyordum. Şimdi ne olmuştu biz sevgilimiydik? Yoksa sadece öpücük mü? Bir ilişkiye mi çevrilecek ti yoksa böyle kalacakmıydı?
Bu düşünceler içindeyken kendimi uykuda buldum. Sabah uyandığımda yorgun hissediyordum. İstemeyerek yataktan kalktım. Kahvaltımı edip oturmaya başladım. Aslında Derek ile konuşsam aşırı iyi olucaktı ve ne olacağını kestirebilecektim.
Çatı katına Gittiğimde kapıda öylece duruyordum kapıyı çalıp girnelimiydim. Yoksa dönmelimi? Son kararımı verip kapıyı çaldım. Çok uzun sürmeden kapı açılmıştı "avyanna, hoşgeldin."
"umarım rahatsız etmemişimdir." şuan vazgeçmek istiyordum. "hayır etmedin. İçeri gelsene" içeri geçtiğimde yan yana koltuğa geçtik. "Derek ben dün hakkında konuşmak için geldim. İşin doğrusu bu. Sadece bir öpücük müydü yoksa daha fazlası mı?"
"daha fazlasından kastın ne tam olarak? Önce onu söylemelisin." derin bir nefes aldım. "yani bir sevgi ya da bir duygu var mı yoksa sadece öpme isteği mi?" kafamı ona çevirdi yavaşça yaklaştı. "bence kalp atışlarımı duyuyorsun." kalbi hızlıydı aynı benim ki gibi.
"ya sen avyanna? Aynısı senin içinde geçerli mi?" sadece alenen söylememi istiyordu zaten anlamıştı. "kesinlikle evet" bir kaç saniye kadar baka kalmıştık. "aklından neler geçiyor Derek." gözleri dudaklarımı buldu. "bilmem gösteriyim mi?"
Olumlu anlamda kafamı salladım. Çenemden tutup beni öpmesi bir oldu. Alt dudağımı nazikçe dudaklarının arasına aldı. Öpücüğü derinleşmeye ve sertleşmeye başlamıştı.
Bacağımdan çekip beni kucağına oturttu. Ceketimi çıkarıp bir köşeye attı. Dudakları boynuma geçti. Nefes nefeseydim. Sol eli belime, sağ eli ise üst bacağımdaydı. Dudakları dekolteme doğru ilerlerken kapı çaldı.
"kim gelicekti."
"bilmiyorum. Boşversene" tekrar öpmeye başladığında kapıdan ses geldi. "abi Hadi ya anahtarımı unutmuşum." Derek sinirli bir nefes verdi. Ben kucağından kalkıp ceketimi aldım.
Derek o sırada kapıyı açtı "niye bu saatte okulda değilsin?" cora içeri girdi. "sanada merhaba abi. Erken bitti bugün. Aaaaa avyanna hoşgeldin. Hemen gitmiyceksin dimi? Birlikte bişiler yapalım."
"ııııııııı? Neden olmasın." cora hızlıca bana sarıldı. "bu çok güzel. Ben üzerimi değiştirip geliyorum."cora üst kata çıktı." bu kız beni kardeş katili edicek." hafif kıkırdadım." gülme komik değil. "
" tamam" bedenlerimiz dwğicek derecede yaklaştım "nasıl istersen." sertçe yutkundum gözleri Dudaklarımdaydı. "çıldırtma beni." bişi demeden ceketimi çıkarıp koltuğa oturdum. O sırada da cora indi "avyanna ben özür dilerim o gün beni davet ettiğinde öyle bir tepki vermemem gerekirdi."
"siktir etsene oldu zaten ve bitti. Kafana takma"
"saol. Ne yapalım?"
"sen söyle ben çok bilmem sen seç." bir süre düşündükten sonra "şuan tek yapabileceğimiz şey bişiler yiyip konuşmak." olumlu anlamda kafamı salladım. "ben sana rahat bişiler veriyim istersen."
"yok ya iyiyim böyle"
"tamam sen bilirsin." atıştırmalık bişiler getirdi. Okulda olan olayları anlatıyordu. Özellikle kyros denen çocuktan bahsediyordu. Derek'in dikkatini çektiği belliydi. Derek en sonunda dayanamadı "cora kyros kim? Detaylı olarak anlatsana." dedi
"arkadaşım işte" Derek öne doğru eğildi "nasıl arkadaşmış acaba"
"düz arkadaş işte" peki öyle olsun dercesine bir bakış atıp arkasına yaslandı. Saat geç olmuştu. "ben kalkıyım bence artık."
"niye ya?" dedi cora. "geç oldu. Seninde yarın okulun var yat"
"abimleştin ya," sıcakça gülümsedim. "hadi artık ben gidiyim." ayağa kalkıp ceketimi giydiğimde Derek ayaklandı "ben bırakırım seni."
"yooo giderim ben."
"tek gitmene gerek yok ya bende biraz hava alıyım." derek'te benim ile beraber çıktı. Otoparka indik arabaya indiğimizde eli direk bacağımı buldu.
Eli bacağımı sertçe sıktı. Ağzımdan luzumsuz bir inleme çıktı. "bişi mi oldu güzelim."
"hayır. Ne olabilir ki?"
"peki öyle olsun." eli bacağımı okşuyordu. Bir süre sonra eve varmıştık. benim ile birlikte o da çıktı kapıya geldiğimizde ben içeri adımladım. "bence bir görüşürüz öpücüğünü hakediyorum."
Parmak ucuna çıkıp dudaklarına buse kondurdum. "şimdi gitmem gerekiyor sanırım." yüzünde mızmız bir ifade vardı. "belkide gerek yoktur." içeri çekip öptüğümde şaşkınlıktan tepki verememişti.
Kapıyı kapadım. "sana terası göstermiştim dimi?" kafasını olumlu olarak sallayarak "evet. Ne oldu?" iyice yaklaştım. "sırada odam var gibi görünüyo" elinden tutup odama çıkardım. Önce perdeleri çekip ışığı yaktım.
"eeee beğendin mi. Perdeler siyah olunca mükemmel bir dış görüş kapanması sağlıyor" belimden tutup kendine çekti. "bencede mükemmel bir özellik" ceketi kenera fırlatıp yatağa oturdum. Üzerindeki kazağı çıkardı.
Üzerindeki trikoyu çıkarıp beni yatağa itti ve yatar pozisyona getirdi. Üzerime eğildiğinde bacaklarımı beline doladım. Gergin hissediyordum. Altımdan eşortmanımı ve kendi pantolonunu çıkardı.
"avyanna emin olmadığın için gerginsen durabilirim"
"hayır. Hayır durma" İç çamaşırları mızıka çıkardığında üzerime daha fazla eğildi. Boynuma bir öpücük daha kondurdu. Dudakları göğsüme indi göğsümü sıktığında acıyla inledim.
İnlemeleri arasında içime girmesiyle bacaklarım titremişti. Odayı ikimizin inlemeleri kaplamıştı. Ne kadar süre geçtiğini bilmiyordum ama bacaklarım titremeye başlamıştı. İkimizde rahatladığını ter içindeydik.
Yanıma uzadığında sıkıca sarıldı. "iyi misin?" diye soru yöneltti. "iyiyim gayet iyiyim." dudağıma bir öpücük daha bıraktı. "burda kal bu gece sabah yanımda ol" saçımı okşadı "tamam güzelim burdayım." ona döndüm "ama gitme tamam mı?" alnımdan öptü "söz bebeğim niye gidiyim." kafamı göğsüne koydum ve uykuya daldım.
.
.
.
.
Bir bölüm daha bitti. Umarım beğenirsiniz. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum. Unutmayı yorumlarınız ve oylarınızı beni motive eden yegane şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
am I falling in love?
FanfictionJennefer için alfa sürüsü ile gelen kız deucalion'nun kızı. Becon hillse geldikten sonra ortaya çıkan gerçeklerle birlikte Julia ile birlikte babasını da ortadan kaldırmaya karar verir.