Becon hills denen yere gelmiştik. Julia'ya denen kadını arıyorduk. Bulmuştuk becon hills lisesinde İngilizce öğretmenliği yapıyordu.
Babam ise iki alfa gözüne kestirdi ki biri alfa değildi ama babam olacağını söylüyordu. İkizler liseye gitmişti yakından gözetim altında tutmak için.
"baba ben çıkıyorum biraz ormanı gezicem belki bişiler bulurum." babam odağını bana yönlendirdi"dikkatli ol ve bişi bulursan söyle unutma körüm ama hala bişileri sezebiliyorum. "
" iyi"evden çıktım ve yürümeye başladım. En sonunda ormanın içindeydim. Baya derinlikleri gitmiştim. Bir yerden acı dolu bir uluma geldi bu bir kurda aitti. Güzel kamufle edilmiş olan parmaklıklı bir yer vardı eğilip oturduğumda içeride oldukça yapılı biri vardı.
Uzun boylu geniş omuzlu ve çatık kaşlı bir süredir burda olduğu göz altlarından kesindi. "hey sen iyi misin?" sorduğum soruyla bakışları beni buldu.
"sence nasılım? Nasıl olmamı beklersin?"
"çok ukalısın ve bence bana iyi davran senin çıkış biletini. Eğer rica edersen çıkarırım"
"ciddi misin?" gayet ciddi bir yüz ifadesi ile duruyordum ciddi olduğumu anlamış olucak ki "tamam peki. Çıkarır mısınız beni acaba?"
"lütfen nerde?"
"lütfen beni çıkarır mısınız?"
"tabii"
Demiri büküp içeri girdim. Önce ellektiriği kestim. Ellerinde ki kelepçeleri çıkardığımda üzerinde rahatlamış bir hal vardı yorgun düştüğü belliydi.
"çıksak iyi olur sen bu halde hiç bişi yapamazsın." ikimizde çıktık. Bişi demeden ordan ayrıldım. Eve geldiğimde Enis konuşuyordu "başardı kardeşi hasta şuan ökse otuyla zehirlemiş."
Ne olduğuna önem vermedim hedefim sadece juliaydı. Babam bu akşam bir yere gideceğimizi söyledi. Onayladıktan sonra odama gittim üzerimi değiştirip kot ve triko giydim. Bir binanın çatı katındaydık.
Içeri girdiğimizde sabah ormanda kurtardığım adam oradaydı. Yanında ise ona kıyasla yaşlı olan bir adam. Duruşumu bozmuyordum.
Sabah kurtardığın yanındaki konuşmaya başladı. "talia için yaptıklarını unutamam ama onun için bile olsa ileri giden şeyler yaptın ve ben kendi ailesine zarar veren bir adamın yanında olmam. Yiğenimde öyle"
"ne o Derek kendi konuşamıyor mu? Ben alfa o sanıyordum." dedi babam. Adı derek idi bu ismi daha önce duymamıştım. "tam aksine senle muhatap olmak istemiyorum. O zavallı kadın sana güveniyordu aptal sen bizim doğamıza bile aykırısın."
Kendinden gayet emindi açıkçası tebrik etmiştim sözlerine devam etti. "kurtlar avlanmadan önce ulur ve haber verirler bizde arkadan bıçaklama yoktur sen yüz arasından fazlası değilsin."
Daha fazla sessiz kalamazdım. "yeter ne bu sözler neyden bahsediyorsunuz ne yapmış olabilir? Haddinizi aşmayın."
"Ah zavallı kız babanın anneni öldürdüğünü bilmiyorsun dimi sırf çöl kurdu için sırf kardeşimi sözde kurtulduğunu bilmediği için ama bildiğini biliyorum. İstediğin kadar kaç deucalion. Dikkat et küçük hanım kızı olman pek bişi değiştirmeye bilir." bunları söyleyen derek'in yanındakiydi yalan söylemiyordu kalp atışları normaldi.
" sağlam bir kanıta ihtiyacım var en nihayetinde o babam sizi tanımuyorum" yaşlı olan adam "öncelikle ben peter canım. Senin bu baban tam bir şerefsiz."
"yeter artık gidiyoruz. Bu son uyarımı Derek hale yerinde olsam bu sürüye katılırdım. Hadi kızım." içimde olan his beni yiyordu. Gerçekten annemi öldürmüş olabilirmiydi ya onlar iyi birer yalancıysa.....
.
.
.
.
Bu ilk bölümü umarım beğenirsiniz yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
am I falling in love?
FanficJennefer için alfa sürüsü ile gelen kız deucalion'nun kızı. Becon hillse geldikten sonra ortaya çıkan gerçeklerle birlikte Julia ile birlikte babasını da ortadan kaldırmaya karar verir.