#23

137 11 7
                                    

Hiçbir şekilde gururum yokmuş gibi kendimi melih'in evinin kapısında bulmuştum.Öğreneceğim şeylere hazırlıklı mıydım, bilmiyorum.Ama ne olursa olsun soracaktım.
Sormalıydım.
Belirsizliklerle dolu yaşayamazdım.

Tüm hayatım Melih. Hayatımı onun üzerine inşa ettim, sadece onu istiyorum. Onunla mutlu olmak, üzüleceksem onunla üzülmek,yaşayacaksam onunla yaşamak istiyorum.

"Ne işin var burada yine?"

Melih beklemediğim bir anda kapıyı açınca afallamıştım,aklım zaten dağınıktı. Toparlayamıyordum.

"Bir şey soracaktım." Deyip sıkıntılı bir nefes verdim.

"Mesaj yoluyla da sorabilirdin, buraya kadar gelmene gerek yoktu."

"Evet biliyorum ama sorduğum soruya cevabını verirken yüz ifadelerini okumak istiyorum,böylece yalan söyleyip söylemediğini anlayabilirim."

"Şimdide yalancı diyorsun bana ha?" Kapı pervazına yaslandı, kollarını göğsünde birleştirdi ve bana bakmaya başladı.

"Yalancı demiyorum sadece... Neyse unut gitsin."

Melih'in bu şekilde bakmasını istemiyorum,lütfen o şekilde bakma bana Melih.Her an sormaktan vazgeçebilirim.

"Sor." Dedi umursamazca. Gitmemi bekliyor gibiydi.

"Nasıl söylemem gerektiğini bilmiy-"

"Uzatma sor hadi, tüm günüm yok."

"Hayatında biri mi var Melih?"

Sordum, sordum, sordum. Çok mu aptalca göründüm?

"Ne alaka şuan? Şimdide şizofreni olup başkasıyla sevgili olduğumu falan mı görmeye başladın?"

"Soruyorum var mı yok mu?" Yüzsüz gibiydim,gururum ayaklar altındaydı.

"Sanane Eray. Neden bu sorularını yanıtlamalıyım?"

"Sadece şunu yanıtla, dün yanında olan çocuk kimdi? Lütfen." Kendimi bomboş hissediyordum, hiçbir işe yaramıyordum.

Kısaca çöp.

Çöpüm.

"Birisi işte,bilmek zorunda değilsin." Bıkkınlıkla konuşuyordu, görebiliyordum.

"Söyle lütfen. Her şeyi yaparım söylemen için." Şansımı zorluyor gibi hissediyorum.

"Beni rahat bırak Eray. Bu konu hakkında konuşmayacağım."

"Lütfen Melih lütfen. Seni sevdiğimi ve senin için her şeyi yapabileceğimi biliyorsun."

"Eray, beni dinle." dedi Melih kararlı ve ciddi bir şekilde.

"Senin hakkında aynı şeyleri hissetmiyorum ve asla da hissetmeyeceğim.
Seni hep hayal kırıklığına uğratmaya çalışıyorum ama bu açıkça işe yaramıyor. Hala peşimdesin. O halde durumu senin için açıklığa kavuşturayım: Seninle hiçbir şey olmak istemiyorum. Bunu kafana sok ve hayatına devam et. Beni unut lütfen Eray. Beni rahat bırak."

Susmasını istiyordum ama o konuşmaya devam ediyordu.

"Çok zavallısın Eray" dedi, umursamaz ses tonu kalbime hançer gibi saplanmıştı.

"Sen bana biraz fazla bağlanan üzgün küçük bir çocuktan başka bir şey değilsin. Seni hiç sevmedim ama bunu söylemeyecek kadar nazik davrandım..Şu ana kadar.Ama sen asla anlayamıyorsun."

Melih nefes bile almadan soğuk bir tavırla konuşmaya devam etti ve tekrarladı.

"Ben seni hiç sevmedim Eray."

Etrafımdaki dünyanın eriyip gittiğini hissediyordum. Gözyaşlarımı tutmaya çalışarak Melih'e baktım.Melih'e bir şeyler söylemek istedim ama kelimeler boğazımda düğümlendi. Onun söylediği şeylerle yüzleşemedim.

O yüzden hareket edemeden, konuşamadan ve hiçbir şeyi inkar edemeden orada öylece durdum.

Yüreğimin derinliklerinde sakladığım umudun tüm izleri paramparça oldu.

Melih ile ben olamazdım.
Biliyorum.
Ama olmalıyım.
Olacağım.

"Melih, fazla kırıcısın. İçinde bir yerlerde bunları söylemek istemediğini biliyorum. Neden bunu yapıyorsun? 3 yıldır hayatındayım. Acısıyla veya tatlısıyla -gerçi hiç tatlı bir olay olmadı.- Kendini bunlara zorluyor musun? Seni ömrümün sonuna kadar seveceğimi biliyorsun, neden bir kere bana değer vermeyi deneyemiyorsun?" Yanaklarımdan gözyaşlarımın aktığını hissediyordum.

"Senin sevgine ihtiyacım yok Eray, uzatma."

Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?

"Ama ben tarafından sevil istiyorum. Sana ömründe hiç görmediğin derecede fazla sevgi veririm, ne istersen yaparım lütfen."

Yalvarmam gerekirse yalvaracağım. Gurur diye bir şeye sahip değilim.

Melih gözlerini devirdi. "Evet, evet, her neyse." Diye alay ederek bana bakmaya devam etti.

"Çok önemliymişsin gibi davranıyorsun ama dürüst olmak gerekirse bensiz bir hiçsin Eray. Zamanımı senin için harcadığıma bile inanamıyorum, şuan yapacak daha önemli işlerim var."

Bir anlığına duraksadı ve ekledi. "Beni istediğin için bu kadar gurursuz davranıyor olman çok üzücü Eray. Senin adına utanıyorum. Tutunacak başka birini bulmalısın,veya tedavi olma seçeneğini de gözden geçirebilirsin."

Melih'in söylediği şeyler hayatımdaki her şeyden daha çok canımı acıtıyordu.Şimdilik susacaktım.

"Tamam" dedim. "Umarım mutlusundur."

Arkama bakmadan oradan uzaklaştım,gözümdeki yaşları durduramıyordum ,mutsuzdum ve gurursuz, onu orada öylece bırakmıştım.
Ama bu Melihten vazgeçeceğim anlamına gelmiyordu.

Melih, istesen de istemesen de seni ölene kadar seveceğim.

.

Yazdığım en uzun bölüm sanırım,normalde sıkıcı olmasın diye bölümleri kısa tutuyordum.

Fazla mı hızlı ilerliyorum acaba.

Beyaz güller - BxB yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin