Dünyanın en mutsuz günündeydim. 11 ekim.
Hayatımın değiştiği, Tek başıma itip kakıldığım gündü.
Ama bu sefer mutsuz girmemiştim 11 ekime. Yanımda Doruk vardı. Mutlu Mutlu girmiştim. Hatta öyle mutlu girmiştim ki, Saatin 12 değil de gece 1 buçuk olduğunu yatmadan hemen önce fark etmiştim. Girdiğimi bile anlamamıştım.
Babam, Her zaman beni desteklediğini söyler aklınca beni buna inandırmaya çalışırdı. Ve ben de inanmıştım. Tüm gerçeklerimle ona inanıp onun da aynısını yapmasını beklemiştim. Ama o Bulduğu ilk fırsatta benden vazgeçmişti.
Evet o zaman çok canım yanmıştı, Ama hepsi geçti. Bu yüzden şuan bunları düşünmenin bir faydası olmadığını düşünüp, Hızlıca yataktan kalktım.
Gece her ne kadar sorsun diye dualar etsemde Doruk beraber uyuyalım mı sorusunu sormamıştı. Belki çekinmişti veya belki de hızlı gittiğimizi düşünüp vazgeçmişti ama onun da istediğini düşünüyorum.
Elimi yüzümü yıkayıp doğrudan mutfağa geçtim. Kahvaltılık bir şeyler çıkartacağım zaman aklıma Doruğun varlığı geldiği gibi mutfaktan misafir odasına doğru fırladım.
Bir yandan ona çok alışmış, Asla yabancılığını çekmeden istediğim her şeyi yapabiliyordum.
Ama bir yandan ona hiç alışamamıştım, Sürekli varlığını unutuyordum ve bunun en kısa zamanda yok olması gerekiyordu.
Odanın kapısını 3 kez tıklatıp içeriden ses gelmesini beklemeden odaya daldım.
İstediğim gibi odalara dalamayacaksam neden benim evimdi?
Doruk, Bir yastığa sarılmış, Bir yastığa kafasını koymuş şekilde yatıyordu ve bu görüntü kafamda canlandırdığımdan da daha güzeldi.
Yavaşça gidip Doruğun elindeki yastığı almaya çalıştım ama alamadım.
Sanki Tüm hayatı o yastığa bağlıymış ve o kollarından giderse hayatı bitermiş gibi yastığı tutuyordu. Bu benim sinirlerimle oynamıştı.
Simay, Delirdin kızım sen. Yastığı kıskanmak mağara kadınlığının kaçıncı evresi Allah aşkına?
Fısıltıyla Doruğun ismini sayıkladığımda zaten onu uyandırmak için geldiğimi, Buna rağmen neden Fısıltıyla konuştuğumu sorgulayıp elimi alnıma vurdum.
Gerçekten bazen çok saçma hareketler yapıyordum ve bunların çoğu Doruk yanımdayken oluyordu. Anlayacağınız kısmetse olur cansel gibi bütün nazım sitemim Doruğaydı.
Ellerimi Doruğun kollarına koyup hafifçe onu sarsmaya başladım.
Küçük cüssemle ne kadar başarılı olmayı planlıyordum bilmiyorum ama ne tarafa itersem iteyim kımıldamıyordu.En sonunda ellerimi çekerek Of doruk diye söylenmeye başladım.
Tam yataktan kalkacak pozisyona gelip yapmacık bir şekilde "Kalkmıyorsan gidiyorum" Dediğim sırada direkt olarak Elleriyle beni sarıp yatağa çekti.
Zaten uyandığını bildiğim için rol icabı onu uyandırmaya çalışmıştım ve böyle bir hamlede bulunacağını tahmin ettiğimden şaşırmamıştım ama rolüme devam etmiştim.
"Doruk! Napıyorsun kalksana"
Gülerek onu yataktan itmeye çalıştığımda beni daha fazla sarmaladı ve Başım göğsüne denk gelecek şekilde yatırdı. Bir süre onun konuşmasını bekleyip susmuştum ama o da hiç konuşmamıştı.
Kafamı kaldırıp ona baktığım sırada bu sefer ciddi anlamda uyuduğunu gördüm. Sesimi biraz daha alçaltıp tekrar Doruğa seslendim.
"Simay dur, Gece boyunca bir dakika bile uyumadım. Bırak da azcık uyuyayım yanında"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölçü | Texting
Teen FictionSiz: 88-67-114 Siz: Buyur Sevgi teyze Siz: Öve öve bitiremediğin vücut ölçülerim. Siz: Umarım elbise cumartesi gününe kadar yetişir Yoksa yeni bir elbise bulana kadar kendimi parçalarım. Siz: Elbise olduktan sonra bana yazman yeterli, Adresi atayım...