"Bir de başımıza gay mi olup çıktın. Beni utandırmaktan başka hiç bir şey yapmıyorsun, hiç bir işe yaramıyorsun. Bir daha o serserinin elini tuttuğunu görürsem o bileklerini kendim keserim duydun mu!"
Annem bizi Chan ile beraber görmüştü ve bu sefer apartmanı ayağa kaldıracak şekilde bağırırken elinin altındaki vazoyu bana fırlatacağını anladığım anda kafamı kollarımın arasına alıp yere eğdim. Son cümlesinin ardından gözümde gözümdeki yaşlarla ilk defa ona bağırarak tepki verdim.
"Senin zahmet etmene gerek yok senin yerine hallediyorum ben o işi merak etme anne."
Islak gözlerle ona bakarken söylediğim cümlenin şaşkınlığıyla bana bakarken ben yerden çantamı aldım ve hızlı adımlarla evden çıktım. Ardımdan aralık bıraktığım kapıdan hala annemin bağırışlarını duyuyordum bu yüzden merdivenlerden aşağı doğru koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bile bilmeden akan trafiğin olduğu ana caddeye kadar koştum ve en son daha fazla gücümün olmadığını anladığımda kaldırım kenarına oturdum.
Peki şimdi ne yapabilirdim ki? Kime ve nereye gidebilirdim? Tam o anda aklıma gelen isimle telefonumu cebimden çıkardım ve ilk defa onu aradım.
"Alo tek tanem,bir sorun mu var?"
Bir kaç saniye ne söylemem gerektiğini düşündüm ve gücümün son damlalarıyla konuşmaya çalıştım.
"Beni buradan gelip alır mısın Chan? Gerçekten çok üşüyorum."
...
Kollarımla bacaklarımı sarmış hala aynı yerde oturuyordum. Sebebini bilmiyorum ama böyle anlarda hep üşüdüğümü hissediyordum. O kadar berbat bir his ki böyle anlarda vücudumun her bir zerresinde hissediyordum.
Gücümün yavaş yavaş tükendiğini hissettiğimde kafamı dizime yasladım. Chani beklemeye devam ediyordum aramamın üzerinden yaklaşık 5 dakika geçmişti. Tam bir sorun olup gelmeyeceğini düşündüğümde birinin koşarak yanıma geldiğini hissettim. Başımı kaldırdığımda nefes nefese kalmış endişeyle bakan bir çift göz gördüm. Ağlamaktan şişmiş yüzümü gördüğünde dizlerini yere koyarak yanıma oturdu ve ellerimden tuttu.
Bir insanın ellerindeki sıcaklık bile güven verebilir miydi?
Ellerimdeki soğukluğu hissetmesiyle avuçlarının için aldı ve nefesiyle bir kaç saniye ısıtmaya çalıştı ve son bir kez öpücük bıraktıktan sonra gözlerimin içine baktı.
Bir insanın sadece gözlerine baktığınızda bile rahatladığınızı hissedebilir misiniz?
Ellerimi bıraktı ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Omzumu okşamaya başlamasıyla gözlerimi kapattım ve huzuru hissettim. Ve bunca senelik hayatım boyunca tek eksiğimin Chan gibi biri olduğunu fark ettim.
Bir kaç saniye insanların bakışlarını umursamayarak o şekilde kaldık. Chanin benden ayrılmasıyla içimde küçük bir boşluk duygusuyla beraber gözlerinin içine baktım. Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Eline kısa bir anlığına baktım ve ondan yardım alarak ayağa kalktım. Elimden tuttu ve beni arkasına aldı yürümeye başladık.
"Chan nereye gidiyoruz?"
Yüzünü bana çevirdi ve o tatlı gülümsemesiyle cevap verdi.
"O çok merak ettiğin benim evime."
...
Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından tek katlı bir evin önünde durduk. Chan cebinden anahtarı çıkarmak için elimi bıraktığında boş kalan elime baktım. Her defasında böyle mi hissedecektim gerçekten?
Chan kapıyı açtı, tekrar elimi tuttu ve beraber içeriye girdik. O kadar halim yoktu ki etrafı bile inceleyecek durumda değildim. Oturma odasının önünden geçerken Chanin dedesi ve ninesi olduğunu anladığı yaşlı çift televizyona bakıyorlardı. Dikkatlerini çekmemizle ne yapacağımı bilemeyerek ona baktım. O ise tepkisiz bir şekilde,
"Benim odamdayız bizi rahatsız etmeyin." diyerek başka bir kapıdan içeriye girdik.
Chan büyük ihtimalle içeriye girmemeleri için kapıyı kilitlerken odasının canlılığı dikkatimi çekmişti. Duvarda farklı farklı posterler, beyaz ve düzenli geniş bir çalışma masası, renkli yatak örtüsü ve üzerinde bir kaç tane peluş yastık... Burası gerçekten onun dünyası gibiydi.
"Fazla hayran kalmış gibisin."
Ona yorgun gülümsememi verdim ve nereden geldiğini anlamadığım bir rahatlıkla gidip yatağına yan bir şekilde oturdum. Bu halim onun hoşuna gitmiş olacak ki bana gülümsedi ve karşıma geçip o da oturdu. Yatıklarını incelemeye başlamıştım ve aralarında aşırı hoş duran sarı yıldız figürlü yastığı elime aldım. Kucağıma koyup kollarımla onu sardım.
"Anlatmayacak mısın?"
Sorusuyla gözlerine baktım. Hoş olmayan bir gülümseme takındım.
"Annem bizi görmüş."
Gözleri donuklaştı ne diyeceğini bilemez bir şekilde gözlerini kaçırdı.
"İş kafama bir şeyler fırlatmaya başlamasına kadar gelince dayanamadım galiba." başımı eğdim ve dalgaya aldığımı belli eden bir gülümseme takındım. Cümlemi bitirmemle Chanin dik ve anlamaz bakışlarını hissetmiştim. Aradaki mesafeyi kapattı, eli çenemi buldu ve yüzümü boynumu incelemeye başladı. Daha sonra önce sağ kolumu tuttu sweatim sıyırarak omzuma kadar inceledi.
Sol kolum içinde aynı şeyi yapacakken elimle sweatimin ucunu sıkıca tuttum. Aslında yeni bir şey yoktu ama o bunu gördükçe kötü hissediyordum. Elimden tuttu ve gözlerimin içine baktı.
"Lütfen izin verir misin?"
Kendimi hazırlamak için kısa süreliğine derin nefes alıp verdikten sonra ellerimle sweatimi serbest bıraktım. Canımı acıtmak istemeyerek bu defa bu işlemi yavaşça yaptı. Gerçekten yeni bir şey yoktu. Görünen tek şey eski kabuk bağlamış yaralardı. Chane baktığımda yutkunmaya çalıştığını gördüm. Kolumu sweatimi çekerek kendim kapattım ve ellerinden tuttum.
"Gerçekten iyiyim, bir şey olmadan kaçtım evden sadece yorgunum biraz."
"Uyumak ister misin?" sorusuyla sadece başımı salladım. Ayağa kalktı ve nazikçe kolumdan tutup beni de kaldırdı. Örtüyü açtı ve ilk benim yatmam için işaret etti. Ben yatağa yerleşirken o da odanın diğer duvarındaki düğmeden ışığı kapattı. Yatağa doğru geldi ve yanıma uzandı. Kolunun üzerin yatmamı istediğini anladığımda başımı kaldırdım ve koluna yerleştim.
Şu pozisyonda hayal edebilirsiniz
Ona bu kadar bağlanmam ne kadar doğru bilmiyordum ama onun yanında rahatladığımı hissediyordum. Konuşmayıp sadece gözlerinin baksam bile beni anlayabileceğini biliyordum ve neredeyse emindim. Bu bir insana duyulabilecek sevgiden daha fazlasıydı. Bu kelimenin tam anlamıyla iki ruhun eşleşmesiydi... Evet, Chan tam olarak benim yarım kalan ruhumun tamamlayıcısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
here with me ☆ /Chanmin
Teen FictionYaralarımı ilk defa birisi görüyordu ve o kişi chandi.