Bölüm 4 ★

90 10 16
                                    

"Hadi seungmin geç kalacaksın."

Mutfaktan beni çağıran anneme bir cevap vermeden yanına gittim.

"Anne daha yarım saat var."

"Olsun sen yine de erken çık çok yavaş yürüyorsun. At şuradan üç beş bir şeyler ağzına bakalım sonra doğru okula."

Kafamı sallayarak masadan ağzıma bir kaç bi şeyler attıktan sonra ayakkabılarımı giyip kapıdan çıktım. Dünkü olaydan sonra hala gergindim. Wonho ve Minhyuk un bugün elbet üstüme geleceklerini biliyordum. Ama her zamanki gibi elimden bir şey gelmiyordu. Ortaokulda beni döven Wonho yu annemin haklı bulması sonucunda anneme söylemenin de bana yararı değil zararının dokunacağını biliyordum bu yüzden ortaokulda yaşadıklarımın tekrar aynısını yaşayacağımı bilerek psikolojimi buna hazırlamalıydım.

Kulaklığımı taktım ve yol boyu Billie Eilish in Tv şarkısını sürekli asla sıkılmadan başa sararak dinledim. Bu şarkı içimdeki yorgunluğu yumuşatıyor gibiydi. Melodisi kulaklarıma dolduğu an kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum. Tabi ki bu huzurumun uzun sürmeyeceğini de biliyordum...

Okulun kapısının önünde durup bir müddet dışardan okulu izledim. Bugün hiç hoş şeyler yaşanmayacağını biliyordum ve açıkçası hiç hazır değildim. 3 senedir jisungla geçirdiğim okul yılı benim için ortaokula göre bi cennet gibiydi ve şuan cehennemin kapısından içeri giriyormuş gibi hissediyordum.

Aniden omzumda hissettiğim elle elin sahibin döndüm. Karşımda jisung u görünce kısa bi süre gözlerine baktım ve aniden boynuna sarıldım. Jisungta hissettiklerimi anlamış gibi bana destek olmak isteyerek kollarını belime doladı ve bi kaç saniye gözlerimi kapatıp ondan güç almak için sıkı sıkı sarıldım. Okulun çalan ziliyle birbirimizden ayrıldık karşımda jisung gülümseyerek bana bakarken şu dünyada her daim yanında olan birinin olmasının ne kadar büyük bir nimet olduğunu anladım.  Yanınızda sizi her daim destekleyen ve önemseyen biri olmadığında gerçekten bir hiçe dönüşüyordunuz.

Jisungun koluna girdim ve beraber okulun kapısından içeri girdik. Hızlıca sınıfa çıktığımızda o ikiliyi görmediğim icin şükrediyordum. Hadi ama seungmin bırak artık şu korkaklığı hep anneni haklı çıkarıyorsun diye geçirdim içimden fakat yapım buydu ve asla değişmeyecektim. Hayatımı sonuna kadar ezik bir ucube olarak geçirecektim.

...

Çoktan 5. Dersi de geride bırakmıştık ve şuan öğle arasındaydık. Şaşırtıcı bi şekilde hâlâ ne gelen ne de giden vardı. Wonho ve Minhyuk'u bugün asla görmemiştim ve bu açıkçası beni rahatlamıştı.
Jisungun isteği üzerine kantine inmiştik bir kaç yiyecek bir şey alıp tekrar yukarı çıkacaktık. Alacaklarımızı aldığımızda jisung  karnını tutarak bana döndü.

"Seung gerçekten şuan acilen tuvalete gitmem gerek zaten iki merdiven çıkacaksın sen çık ben geliyorum."dedi.

Onu başımla onayladıktan sonra jisung arkasını dönüp hızla tuvaletin yolunu tuttu. Bugün hiç Wonhoyu görmemenin verdiği rahatlıkla merdivenleri çıkmaya başladım.

Yangın merdivenine açılan kapının yanından geçerken kapı aniden açıldı ve biri kolumdan çekerek beni yangın merdivenine sürükledi. Kafamı kaldırdığımda iğrenç gülüşlerle bana bakan Wonho ve Minhyuku gördüm.
İşte şimdi kapana kısıkmış gibi hissediyordum. Yangın merdiveni okulun arka tarafına bakıyordu ve burası genelde hep ıssız olurdu. Ellerimin titremeye başlamasıyla ne yapacağımı bilemiyordum.

Wonho bana doğru eğilip:

"Dün o yanındaki mal kazığı kimdi? Çıkıyor musunuz yoksa bayağı da samimi görünüyordunuz."

here with me ☆ /ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin