"Niki… gerçekten onu nasıl sevebiliyorsun ki? Hani… bakire bile değil. Aklına gelebilecek her şeyi yapabilecek birisi. Üstelik senden büyük." Taki, Niki'nin kararlarını anlamlandırmaya çalışıyordu.Ona göre Niki baskın olan taraftı. Kesinlikle. Havalı, korumacı, sevgili ve baş okşayan taraftı. Ama sevdiği kişinin DR olduğunu duyunca tamamen fikirleri alt üst olmuştu.
"Yani? Benden büyükse ne olmuş? Hem sadece bir yıl, görmezden geliyorum." Niki, Taki'yi biraz umursamadı. Sonuçta, DR'ı sevdiği için kimseden utanacak değildi.
"Sadece dış görünüşü sanırım…hm? Güzel kız, yalan yok."
"Hayır." dedi Niki kesin bir ifadeyle. "Sadece dış görünüşünü sevseydim sigarayı içme şeklinden düşüncelerini anlamazdım."
"Ne?" Taki onun yalan söylediğini düşündü.
"Evet. Sigara içiş şeklinden pek çok şey öğrenebiliyorum. Favori çakmağını bile biliyorum. Hatta şimdiye kadarki üflediği en uzun duman 15 saniye sürmüştü. Midesinin kasılması ve en sonunda yüzündeki tebessümden anladım. Sigarayı tuttuğu parmaklarındaki tırnakları her zaman diğerlerinden daha kısa olur, sigarayı tutarken onları görmeyi sevmiyor. Çilekleri seviyor ama çilek aromalı olan şeyleri daha çok… Cepleri olmayan neredeyse hiçbir şeyi giymez…" konuştukça gerisi geliyordu, söz konusu DR olunca konuşmayı bırakmak zordu Niki için.
"Hey hey hey! Senden onu anlatmanı istemedim."
Alaya aldı Niki. Çünkü başka çaresi yoktu şuan. Taki tarafından aşkı kabul görmemişti ve hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaktan başka seçeneği yoktu. "Hey… Ben sana diyor muyum niye her gün Minji'yi izliyorsun diye? O da senden büyük."
Taki Niki'nin omzundan ittirdi onu, "Ama benimki aşk değil!" başını iki yana sallayarak adımlarını Niki'ninkilere kıyasla hızlandırdı. "Sadece güzel o."
"Hı-hı tabii."
Ve bunu der demez gözlerine O ilişti. Tam kantine açılan cam kapıdan geçecekken bahçede, yürüyüşünden bile tanıyabileceği kızı gördü. DR orada, her zamanki gibi elleri ceplerindeydi. Bu da ceketini aşağı çekiyordu. Boynunda asılı duruyordu bluetooth kulaklığı. Pek kullanmazdı aslında. Kısa saçlarının öndeki kısımları tokayla toplanmıştı sadece, muhtemelen önüne gelmelerinden sıkılmıştı. Okulun arka bahçesine doğru gidiyordu. Orada ne işi olabilir ki?
"Niki?"
Niki Taki'nin sesini duyunca dünyaya geri döndü ve nerede olduğuna baktı. Adımları farkında olmadan yavaşlamış ve Taki'nin gerisinde kalmıştı. Ve Taki ona garip garip bakıyordu. Neyi bekliyorsun, der gibi.
"Sen git Taki, benim işim var."
Niki oradan kaçar gibi uzaklaşmadan önce Taki'ye haber verdi. Ne gördüğünü ve neden birden gittiğini anlamamıştı Taki. Zavallı. Ama tahmin ettiği şeyler vardı. Umursamadı.
Niki'ye geri dönelim. DR'ı gözünden kaybetmeden ona yetişmeye çalışıyordu. Geldiği yolu tekrar koşarak geçti ve birkaç merdiven sonunda okul bahçesindeydi. Koşarken birkaç kişiye çarpıp düşmekten ucuz kurtulmuştu. Gözleri sadece DR'ı arıyordu.
Bahçeye ayak bastığında gözleri biraz önce DR'ın yürüdüğü yeri taradı. Ama yoktu. Çoktan arka bahçeye varmış olmalıydı.
Niki koşar adım gitmeye devam etti. Belki sadece yalnız kalmak istiyordur, onunla tekrar baş başa kalma ihtimalini asla kaçıramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Venom | Nishimura Riki
Fanfiction"Sadece dış görünüşünü sevseydim sigarayı içme şeklinden ne düşündüğünü anlamazdım." [Sweet Venom isimli ilk Enhypen fanfiction!]