T

145 21 10
                                    

"Komik görünüyoruz…"

Niki elindeki kalemi kitabın ortasına sertçe bırakıp masaya, DR'a yaklaştı, "Senin suçun!" dedi ama biliyordu ki onun umrunda olmayacaktı. "Sen dedin dersini çalış diye. Good boy olup ders çalışıyorum işte."

"Ne oluyorsun, ne oluyorsun?" En başta dalga geçmeye başlasa bile bundan vazgeçti DR, çünkü Niki'nin hoşuna gitmediği açıktı. "Tamam tamam, demedim bir şey."

"Bir şey soracağım." Niki kalemi tekrar aynı yerine bırakıp arkasına yaslandı. Masanın altındaki demire ayaklarını koyup DR'ın sigarasının son nefesini çekip şimdilik zehir seansını bitirmesini bekledi. Burnuna boğucu havayı çekip kendine tatlı bir işkence çektirdi ve kızı izlemeye devam etti.

DR saçlarını geriye tarayıp bir bacağını sandalyeye, kendine çekti. İki kolunu da gevşekçe ona doladı ve "Hm?"ladı Niki'ye.

"Her gün aynı saatlerde içiyorsun, değil mi? Öğle arasından önce, okuldan çıkınca, ve gece."

"Ve sabah." diye ekledi DR. Kahvenin yanında güzel oluyordu ona göre.

"Dört tane ha? Çok değil mi?"

Hah'ladı DR. "Bazılarına göre az bile." Bahçede voleybol oynayan, nöbetçi hocalarla konuşan, kol kola gezen, oturan, kedileri seven ve daha birkaç şeyle uğraşan çocuklara göz gezdirdi DR. Hepsi bir şeyle uğraşırken kendisi burada her gün sigara içiyordu. Onun yeri haline bile gelmişti resmen.

"Bence çok. Bana diyorsun boşuna zehirlenme, diye ama kendin…"

"Beni karıştırma." DR onun lafını bilenmiş bıçak misali keserken masanın üzerindeki çakmağı cebine koydu.

Niki en başta onun gideceğini sanıp paniğe kapılsa da öyle olmadığını anlayınca rahatça geri yaslandı tekrar.

"Sen kendin yapma, yeter. İyi hissettiğim için mi içiyorum zannediyorsun?"

"Bilmem. Hiç denemedim." Niki ortasından açık olan kitabı kapattı ve başını ıslanmış yavru köpekten farksız şekilde salladı. Tüm saçları gözünün önüne gelince hepsinin uzunluklarını kontrol etmeye başladı.

"Sadece…" DR'a bakmadan konuştuğu nadir zamanlardan biriydi bu. "Sigaraların senin ağlamaktan kaçış yolun olduğunu biliyorum." DR'a göz attı.

Bir şey demedi DR. Sadece uzanıp Niki'nin biraz önce kapattığı kitabın kapağını açtı. "Dersini çalış, Niki."

"Aah hadi ama…" tüm saçlarını arkaya savurup isyankar sesini kullandı Niki. DR'ın cevaplarını istiyordu…

"Eğer derse kadar bu testi fulleyebilirsen beni öpersin, anlaştık mı? Biraz önce sigara içtim zaten." Artık öğrenmişti Niki'nin, DR'ın dudaklarından kalan sigara tadını öpmeyi sevdiğini. Tatlıydı ona göre, tatlı küçük bir doz zehir.

Niki duyar duymaz kalemi eline aldı ve kalan soruları hızlıca gözden geçirdi. Beş tane kalmıştı. Ve dersin başlaması için kalan süre üç dakikaydı. "Ama…"

"Kural kuraldır, Good Boy." DR onu tekrar kitabına odaklamaya çalıştı. Zayıf noktasını
biliyordu.

Niki'nin bu hayatta belki de en çok sevdiği şeydi DR'ı öpmek. Nerede, ne şekilde, ne kadar veya niçin olursa olsun… Zehir ve tatlılık içeren o dudaklara kendi dudaklarını değdirip o yumuşaklığı hissetmek için her şeyi yapardı. Kötü olan her şey güzeldir.

Öperkenki yüzlerinin yakın oluşu, çilekli dudak yağıyla kendini mahveden zehrin garip kombinasyonu onu deli ediyordu.

Ne alkol bağımlılığı, ne teknoloji bağımlılığı, ne kumar, ne uyuşturucu, ne eroin… Niki'nin DR'a olan bağımlılığı hepsinden büyük ve kapsamlıydı. Öyle ki, siz bu bağımlılığın %10'luk kısmını bile okumadınız. Ben de onları anlatabilecek kadar kabiliyetli değilim.

"Bitirdim! Öpücüğümü alabilir miyim?"

***⁰² ⁰¹ ²⁰²⁴

Sweet Venom | Nishimura Riki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin