8. Bölüm

29 5 48
                                    

|Doğa|

"Aşkın'cım, canımın içi, barbie bebeğim, bebek yüzlüm.. BABAN MI DOĞURDU SENİ ÇOCUĞUM?!"

Tam tamına, abartmıyorum bir saat yirmi beş dakika ve yirmi yedi saniyedir aynı çarşafı katlamaya çalışıyoruz. Ama olmuyor! Neden olmuyor? Çünkü Aşkın, bir saat yirmi beş dakikadır çapraz katlayıp beni komalık ediyor.

"Ya vallahi oluyor ama gülme krizinden yapamıyorum Doğa."

Ha evet birde aralıksız kıçı yarılana kadar güldü. Tam odaklanacak tekrar bir kahkaha şöleni başlıyor. Nedeni ise...

(Yaklaşık 2 saat önce)

"Siz askeriyedeyken böyle aşırı saçma olaylar oluyor mu? Hani ne bileyim.. her zaman ciddi değilsinizdir yani?" diye çok mantıklı bir soru sormuştum Aşkına.

Kahvaltı ederken biraz konuşmak istedim çünkü Aşkın'la dedikodu yapmak acayip sarıyordu.

"Her zaman ciddi değiliz, hele Batu komutanım varken asla ciddi değiliz." dedi gülümseyerek.

"Batu'yu tanıyorum yani aslında ayaküstü tanıştık." Harbi biraz kırık bir elemana benziyordu, aynı ben yani.

"Genelde bana takılır." diyince ona şöyle bir baktım.

"Nasıl bir takılma o?" diye çay bardağımı elime aldım ve höpürdöte höpürdöte içtim.

"Bilmem, genelde en beklemediğim anlarda birden sağdan soldan çıkıveriyor." Elindeki çatalla tabağındaki zeytinlerle oynayarak konuştu.

"Neler diyor ki sana?" diye iyice ortamı Seda Sayanla Evleneceksen Gel'e çevirdim.

"Sarı civciv." Pat diye söylemesini beklemediğim çayım soluk boruma kaçmıştı. Geberiyorum.

"Doğa iyi misin?!" Yanıma gelecekken onu durdurdum.

"Zank diye söyleyince beklemiyordum, pardon." dedim götü toparlayarak.

"Ya neyse işte, uzun lafın kısası Batu komutanım varken ciddi kalamıyoruz." dedi diğer konuyu kapatarak.

^Şüpheli...^

^Katılıyorum sana iç ses.^

^Biz bu konuya sonra dönelim.^

^Döneriz.^

Ekmeğimi çilek reçeline banarken sordum. "Var mı birkaç anın peki?"

Biraz düşündü ve aklına bir şey gelmiş gibi gülümsedi. "Evet var, bir keresinde dedik ki öğle yemeğini hep beraber hazırlayalım."

"Eyvah! Aşkın, askeriyeyi yaktık deme sakın."

"Hayır hayır yakmadık ama Kaya komutanım yetişmese yakıyorduk."

^Süperman gibi adam.^

^Sus.^

"Neyse işte, Oğuz komutanım dedi ki patates kızartalım. Hepimiz dedik olabilir. Ben patatesleri aldım getirdim neyse. Batu komutanım da ben yaparım diyip atladı ortaya."

"Biriniz keşke tutsaydınız."

"Yasin komutanım ikna etmeye çalıştı ama olmadı. Neyse işte hepimize siz oturun dedi. Sonra Kağan komutanım yapamazsın diye idda attı ortaya."

"Çok tehlikeli sularda yüzüyoruz gibi hissediyorum."

Aşkın gülerek anlatmaya devam etti. "Batu komutanım da yaparım diye geri diklendi. İkisi karagöz hacivat gibi yediler birbirlerini, bizde oturduk izliyoruz. Sonra işte her şey hazır, patatesler kesilmiş falan yağa atma faslı geliyor."

YONCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin