9. Bölüm

38 7 48
                                    

|Doğa|

Günün son dersine girmeyi ve onun bitmesini beklemek kadar acı verici bir şey olmadı meslek hayatımda. Buna okul yıllarım da dahil.

Şu an teneffüsteydim ve öğretmenler odasında Nazlı ile dedikodu yapıyorduk. Öğrenciyken de böyle her teneffüs dedikodu yapardım. Geleneğimi sürdürmem beni duygulandırıyor.

İkimizinde elinde birer fincan çay vardı, evet kendi fincanımı okulda kullanıyorum. Turuncu renk bir fincan ve üzerinde beyaz noktalar var. Babamın ben küçükken bize aldığı hediyelerden biriydi bu fincan da.

İkimiz de öğretmenler odasının en köşesinde kalan ikili koltuktaydık, milleti izleyip eleştiriyorduk. Hem iyi hem kötü şekilde.

Ben tabi okula yeni geldiğimden, eski dedikodulardan tutun yeni flaş haberlerin hepsini Nazlı'dan almıştım.

Müzikçinin yavşadığı resimciye, her dönem istikrarlı bir şekilde hamile kalan ingilizce öğretmenine ve asla odasında durmayan müdür yardımcısı klişesi bu okulda da mevcuttu.

Galiba bizim ülkenin npcleri de bunlar.

Tabi başıma gelen olaydan sonra okulda bayağı kahraman ilan edilmiştim. Üzerinden iki buçuk hafta geçmesine rağmen hala herkesin dillerinde adım geziyordu. Öğrencilerimin gözünde itibarım tavan yapmıştı. Kadir'cim ise bana çikolata alıp teşekkür etmişti, yerim yer.

Babasınında bana teşekkürleri iletti bende başım üstüne diyerekten ricalarımı yollamıştım. Normalde kendisi okula gelicekmiş ama taburda tek kişi çalıştığından fazla vakti olmuyormuş.

Bir ara acaba ben mi gidip görsem diye düşünmüştüm ama Kaya'yı evden paketleyip atmam aklıma gelince ayaklarım gerisin geriye gidiyordu.

Belki sonra.

Gerçi onu da o günden beri görmemiştim, sadece arada Aşkın ile mesajlaşıyorduk. Neysecimler, benim süper aksiyonlu hayatım biraz daha sakinleşmişti anlayacağınız, kolumda iyileşti merak edeniniz varsa şekercimler. Umarım sizde iyisinizdir ki iyi olun portakal reçellerim yoksa götünüze şamar geliyor.

Ahh taşına toprağına kurban olduğumun Mardin'i beni temposuna hızlı bir şekilde alıştırmıştı. Neyse ben bunları konuşurken Nazlı omzuma omzuma vuruyordu hemen ona baktım.

"Ne oldu kız?" dedim, fincanıma sarılıp sessiz sessiz.

"Hacer Hanım varyaaa boşanmış." dedi kafasını aşağı yukarı sallayarak. "Aldatılmış diye duydum." dedi, eline bir tane un kurabiyesi alıp ağzına atarken.

Sesimi fısıltıda tutmaya çalıştım. "Neler diyorsuun?" Elime bir tane çikolatalı kurabiye alarak. "Ay demee.. tövbe dağlara taşlara."

Üzülmüştüm ulan, neden yaptın it herif diye yapışasım geldi adamın boğazına ama Doğa Ziyagil olarak beyefendiliğimi bozamam.

Sonra bozarım.

"Vallahi yaa.. bana olacak varya gebertirim o adamı!" diye yükseldi birden Nazlı. Haklı yani ben olsam bende sinirlenirdim.

Sikini keser eline veririz.

"Sus sus anma." dedim kulak mememi çekip tahtaya vururken.

"Ayy Doğa sana ne anlatıcam." Tüm vücudunu bana çevirerek ellerini dizlerine vurdu.

Yeni dedikodu kokusu alıyordum. Taze taze miss.

"Eymen Bey varyaaa..." diyerek koluma girdi ve biraz önümüzde oturan fen öğretmeni olan Eymen'i parmağıyla belli etmeden göstermişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YONCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin