Aşk bu kadar zalim mi?

25 3 1
                                    


Multimedia'da Beren ve Sarp...

Kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu. İlk defa Batu'nun babasını görecektim. Yanımda öylece telefona bakan Beren'i dürttüm.
"Beren bu adam nasıl biri?"
"Hangi adam canım?"
"Patron."
"Onu sana sormak lazım."
"Batu değil ya babası?"
"Haa valla ben de ilk kez görücem. Mafya diyorlar ama bilmiyorum."
"Nasıl ilk defa?"
"O hiç buralara uğramaz. Bu gün gelicek olmasına bile şaşırdım."
"Neden?"
"Ben ne biliyim kızım."
"Tamam atar yapma."
"Atar falan yapmıyorum."
"Tamam uzatma Beren."
"Ne uzatıcam ya."
"Yine ne olduda sinirini benden çıkartıyorsun."
"Kapıya baksana."dediğinde kafamı kapıya çevirdim.
"Oha yani."
"Bencede."
Sarp barın girişindeydi, ayrıca yanında bir kız vardı. Kıza baya yavşıyodu.
"Lanet olsun."
"Ya hemen şey yapma yanlış anlamışsındır."
"Yanlış mı? Hazal nefesini yanlış anlamışım? Aha mal ortada işte."diyerek hızla barın girişine ilerledi.
"Ya Beren dur lan."dememe rağmen durmadı. Hızla girişe yöneldi. Ben de arkasından gittim tabi.
Girişe geldiğimizde Beren'in Sarp'a bi seslenişi vardı hâlâ kulaklarımda çınlıyor.
Sarp bize döndüğünde yüzü düştü, şaşkın şaşkın Beren'e bakmaya başladı. Beren yavaş adımlarla ona yaklaştı. Sarp elini yanındaki kızın belinden indirip tamamen Beren'e döndü. Beren elinin tersiyle akan gözyaşlarını sildi. Bense sap gibi dikilmiş onları izliyordum.
"Ben..seni adam sanmıştım. Lanet olsun..yine aynı şeyi yaptın."
Evet ilk ayrılıklarının nedeni buydu. Beren Sarp'ı başka bi kızın koynunda yakalamıştı. Ama seviyodu yine affetti. Ama Sarp böyleydi işte. Beren'i sevip sevmediğini bilmiyorum ama nerde güzel bi kız görse sarkmadan durmazdı. Beren ona gerçekten aşıktı. Bu yüzden onsuz olmak istemiyordu. Mutluydu onla ama bi yere kadar.
Beren gözünden akan son damlayı da silip Sarp'a sert bir tokat attı. Gözlerim kocaman açılmış bi vaziyette Sarp'a bakıyordum. Tepkisizdi. Tokatın etkisiyle sağa kayan başını öne çevirip Beren'in yüzüne baktı. Gözleri kızarmış ve dolmuştu. Hiç bir şey demedi ve öylece kaldı. Beren geri bi kaç adım attıktan sonra arkasını dönüp bara girdi. Bir kaç dakika sonra bende arkasından bara girdim. Sarp ne yaptı, nereye gitti? Hiç bir fikrim yoktu. Hızla Beren'in yanına gittim.
Tuvalete gitmişti. Elini yüzünü yıkadı. Bir yandan da hıçkırıklarla ağlıyordu. Ona sıkı sıkı sarıldım. Ama bu sefer ağlaması daha da arttı. Bir kaç dakika sonra nefes alış verişi yavaşladı. Hâlâ ona sarılıyordum. Hıçkırıkları durduğunda yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Beren canım iyi misin? "
Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.
"Beren Beren..."
Bedenime sardığı kolları gevşemeye başladı. Birden dizlerinin üstüne çöktü. Onunla birlikte ben de çoktüm. Gözleri yavaş yavaş kapandı ve birden yere yığıldı.
"Beren..Beren kendine gel."
Nefes alış verişi daha da yavaşlamıştı ve gözleri kapandı.
"Yardım edin....kimse yok mu? Lütfen!! Yardım edin...Beren Beren..."

***

Ahh hastane kokusu. Kusmak üzereyim. Ahh midem. Bu iğrenç kokuyla uyanmıştım. Ah belim tutulmuştu. E tabi sandalye de iki büklüm olmuştum. Gözlerimi Beren'e çevirdim. Canım benim, kim bilir canı ne kadar yanıyordur. Ellerimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. Sonra da elini sımsıkı tuttum. Gözlerini araladığında yaşadığım mutluluğu anlatamazdım.
"Ne-nerdeyim ben?"
"Hastane."
"Ne oldu..bana?"
"Bayıldın ne olacak."
"Hadi ya..."diyecek doğruldu.
"Bir şey ister misin?"
"Hayır."
"Acıktın mı? Yemek getireyim mi?"
"Gerek yok."
"Susadın mı? Getir-..."
"Hazal yeter..yalnız kalmak istiyorum."
"Ama-.."
"Lütfen. "
Başımı tamam anlamında sallayıp odadan çıktım.

Lanet olası Sarp. Senin yüzünden kız ne hallere düştü.
Telefonumu çıkarttım ve Sarp'ı aramaya karar verdim. Ama biraz sonra bu karardan vazgeçtim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu yüzden kendimi dışarı attım. Bahçede küçük bir havuz vardı. Onun yanına gidip öylece suya bakmaya başladım. Aşk gerçekten bu kadar zalim miydi? Ben de aynı şeyi yaşabilir miydim? Batu benim için neydi? Onu seviyor muydum? O benim canımı yakar mıydı böyle? Peki ya o beni seviyor muydu?
Bilmiyordum...
İlerde ki banklardan birine geçip oturdum. Hava sıcak olmasına ragmen yavaş yavaş esiyordu. Saçlarım da bu ahenge ayak uyduruyordu. Gözlerimi kapatıp esen rüzgarı iliklerimde hissettim. Bu harika bir şeydi. Taki biri gelip gözlerim üstüne ellerini koyana kadar.
"Bil bakalım ben kimim?"
"Bereeen...çek şu ellerini."
"Tamam lan."diyerek ellerini çekti ve yanıma oturdu.
"Yalnız kalmak isteyen biri vardı sanki."
"Hazal...hiç aşık oldun mu?"
Bu nasıl soru lan...
Bende ses yok...
"Oldun mu?"
Yine ses yok...
"Lan cevap versene.."
"Ne biliyim ben?"
Ha ben senin cevabına...kıvır kıvır...
"Ne demek ne biliyim?"
"Öyle işte. "
"Yani kalbin biri için hiç yerinden çıkarcasına attı mı?"
Kalbim mi?
"Yani onun için herşeyi feda edeceğin biri.."
Herşeyi mi?
"Gözlerinde neşe bulduğun.."
Gözler??
"Dudaklarından nefes aldığın.."
Öpücük??
"Gülüşünde hayat bulduğun biri olmadı mı?"
Gülüş??? Neden Beren bunları söylerken aklıma sadece Batu geliyordu. Ne yani ben onu seviyor muydum. Ya da aşık mıydım????

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin