selamlar uzun zamandır bölüm paylaşmıyordum. liseye yeni başladım ve neye uğradığımı şaşırdım JDBEKSBKSBSKSBS. yavaş yavaş kendime gelmeye çalışıyorum şimdi. tabii bölümlerimi kağıda yazıyorum. sonra buraya aktarıyorum artık. uğraştırıyor ama olsun sizin içinnn. neyse fazla tutmayayım sizi iyi okumalaarrrr<3333
.
.
.Doğan güneşi selamlayarak uyandım -diyebilseydim keşke- ve kendime gelmeye çalışırken Molly'nin "Kızlar, bana bol bol dua edin. Arthur'la buluşmaya gidiyorum!" diyerek cıvıl cıvıl bir şekilde odadan ayrıldığını duymuştum. Lakin Lily tam tersiydi. Zoraki bir şekilde Molly'ye gülümseyen dudakları, Molly odadan çıktıktan sonra yeri süpürmeye başlamıştı.
Pencerenin önünde oturmuş, dışarıyı izliyordu. Sanki bu dünyayla iletişimini kesmiş gibiydi. Yataktan kalktım ve Lily'nin yanına gittim, beni fark etmemişti. Seslenmiştim Lily'yr, kaşlarını çattı fakat cevap vermedi. Dedim ya dünyayla iletişimini kesmiş diye. Beni ne fark ediyordu, ne de duyuyordu.Omzuna elimi koydum, biraz irkildi ve bana baktı. Afallamış gibiydi ama yinede dudağını büzerek gülümsedi. "Neyin var?" sesim merhametle çıkmıştı. Yere bakıyordu, bunu sormamla birlikte ilk önce bana baktı, sonra elini sweatshirtün cebine attı ve bir kağıt parçası çıkardı. Bana uzattı ve "Petunia verdi ve okula gidince okumamı istedi, Başta umutlandım, belki aramız iyi olur diye ama yazdığı şeyler..." dedi ve hıçkırdı.
Kağıdı almadan önce sarıldım. "Bebeğim, emin ol içinde bir yerde kıskançlık var, Lily, muggle doğumlu bir cadı olmak kimin kaderinde yazılıdır ki? Özelsin ama bu onun, senin kardeşin olduğu gerçeğini değiştirmez. Her ne kadar kıskansada emin ol seviyor, emin ol bunları söylemek onunda canını yakıyor." dedim.
"Ama Roberta," dedi itiraz edercesine. Beni kırmak istemiyordu. Asıl şuan kendisi kırılmış olmasına rağmen. Devam etti "bir insanın -karşısında kim olursa olsun- bu kadar ileri gitmesi imkansız-" tekrar hıçkırdı ve yüzünü ellerinin arasına alarak sanki bir daha mutlu olamayacakmış gibi ağladı.
İç çektim, ne diyeceğimi bilemedim. Elimdeki kağıdı aldım ve cebime koydum, Lily'nin omzunu sıvayarak sordum "Derslere katılacak mısın?" Bi an evet diyeceğini sandım, çünkü ne olursa olsun derslere katılırdı. Fakat bu kez öyle olmadı. "Hayır katılmayacağım," tam söze başlamak için ağzımı açmıştım ki başlamayan sözümü kesti "Roberta emin ol Petunia yüzünden değil, ne derse desin derse katılırdım. Gerçekten kendimi iyi hissetmiyorum, derse katılmamak beni de üzüyor."Anlayışlı bir şekilde gülümsedim "Ders aralarında gelip kontrol edeceğim seni," dedim, "Peki tamam, görüşürüz" vedalaştık ve ben hazırlanıp odadan çıktım.
Ortak salona indiğimde saat 9'du, çok da kişi yoktu ve benimde işim olmadığı için bahçeye inme kararı aldım, dersin başlamasına daha 2 saat vardı. Gölün kıyısındaki kayın ağacının gölgesinde oturan Çapulcuları gördüm ve yanlarına gittim. "Günaydın" dememle birlikte "Günüm aymış;)" diyen Sirius'a baktım. Sırıtıyordu, bense gülerek göz devirdim ve James'in yanına oturdum. Oturduğumda James de dizlerime uzanmıştı, bende dağınık olan saçlarını daha da dağıttım.
"Uyandı mı Lily-çiceğim?" diye sordu James bana sunduğu o şapşik tebessümüm arasından. En başta ne diyeceğimi bilememiştin, aklıma Petunia'nın mektubu gelmişti. 'Keşke buraya gelmeden önce okusaydım mektubu.' dedim içimden. Gözümün önünde parmak şıklatan Remus beni kendime getirdi, "Roberta, bizle misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlamsız Rüya (Sirius Black)
Fanfiction"Sizi Profesör McGonagall'a söyleyeceğim!" diye inledi Severus, Sirius'un kahkahaları arasından. James, Severus'u alayla süzdü ve söze başladı "Kim?! Sen mi bizi Profesör McGonagall'a söyleyeceksin?! HAHAHAHAH GÜLDÜRME BENİ! Daha bitki bilim dersind...