Bölüm4- Sirius'un kıskançlığı

80 8 71
                                    

bebeklerim öncelikle hepinizden tek tek özür dilerim. 5 aydır bölüm atmıyorum ama emin olun üzerimde çok büyük bir baskı var. anlatılmaz yaşanır yani öyle söyleyeyim. ama karşınıza çok güzel bir bölümle geldim, ve bu bölüm biraz geçiş bölümü olacak, yani şöyle; artık yavaş yavaş hikayeye giriş yapacağız ve olaylar düzene girecek.

OKURKEN PLAYLİSTİ DİNLEMEYİ (playlist ismi-youtube-:anlamsız rüya) UNUTMAYIN BALLARIM İYİ OKUMALARRR💗💓💖⭐

~~~~

Lucius'la buluşmayı ayarlamamızın üstünden tam yirmi altı gün geçmişti. Eylül ayının son cumartesiydi ve yılın ilk Hogsmade ziyaretiydi, yani Lucius'la buluşacağımız gündü. Açıkçası heyecanlıydım fakat onu bir arkadaş olarak görüyordum. Neticede Sirius'u sevdiğimi düşünüyorum.

Hogwarts'ın ikinci yılından beridir ondan hoşlandığımı hissediyorum ve bu gerçeği ben ve kalbimden başka kimse bilmiyordu. Belki de ona bir gün söylerim, bekli de aşkımız bir daha uyanmak istemeyeceğim bir rüya, uyansam bile etkisinden çıkmayı bile düşünmeyeceğim bir düş olurdu.

Bunları düşünürken pencereden dalıp gitmiştim, beni uyandıran Sirius'un üzgün ve düşünceli sesiydi "Roberta, Lucius kapıda. Seni bekilyor." Kalktım ve yanına gittim, gri gözleri kasvetliydi.

Bana değil yanımdaki pencereden dışarı bakıyordu "Sirius neyin var? Birşey olmuş gibi." bu sözlerimle alay edercesine sırıttı ve sırıtışı hala yüzündeyken konuşmaya başladı "Ne olmuş olabilir ki? Yine ailevi meseleler işte." sorduğum için pişman olmuştum. Zaten üzülüyordu, bende yarasına tuz basarmış gibi soruyordum "Ben... özür dilerim, bilmiyordu-" "Hayır özüre gerek yok, her zamanki şeyler. Lucius'u bekletmeden git istersen."

Uzanıp yanağını öptüm ve "Geri geldiğimde anlatıyorsun yoksa bir daha konuşmam!" dedim, ardından porte deliğine doğru koşar adımlarla gittim.

Karşımdaki Lucius'a gülümsedim "Gelmişsin:)" muzip bir gülümsemeyle dediğime karşılık verip kolunu, koluna girmem için uzattı, bende isteğini yerine getirdim. "Senin için gecenin üçü, dördü olsa bile kalkar gelirim =D" gülerek göz devirdim dediği şeye.

Tabii yürürken maruz kaldığımız bakışları da es geçmek istemem. Lily'ye, Lucius'dan bahsetmeme rağmen bizi görünce göz devirmişti, daha doğrusu Lucius'a göz devirmişti. Yaptığına kızmadım veya darılmadım çünkü Lily, Lucius'u zaten sevmiyordu. ve en başından beri (trende olayları anlattığımdan beri) birbirimizin tam tersi olduğunu, asla yakışmadığımızı her defasında söylüyordu -Lucius'la öyle bir niyetim asla yok-.

Yanımızdan geçen rastgele bir sürü insan şaşırıyordu. Arkadaş olduğumuzu biliyorlardı zaten, garip olan neydi ki? 'Ay noluyoruz? Sevgili falan değiliz!'

Bella yanımıza geldi ve kollarını bağlayarak beni süzdü "Sen hayırdır Roberta? Lucius'u kullandığını bilmiyoruz sanki. Yoksa Sirius tutmayınca Lucius'a sarkıp onu da mı bulanık aşığı yapacaksın?" dediği şeye sadece gülebildim, o kadar kıt ve dar düşünüyordu ki, Lucius'la birlikte bir yere gidip oturmamızı anca buna yorardı zaten.

"Bella dediklerinin ne kadar saçma ve gülünç olduğunun farkında mısın? Daha fazla saçmalama ve çekil önümüzden." diyen Lucius'a karşı gülen Bella'yı, onu şaşkınlığa uğratarak birden arkamızda bırakıp koşmaya başladık. Ve neyin çektiğini bilmediğim arabalara binerek tren istasyonuna vardık

*

Şu an trendeydik ve Hogsmade'e doğru yol alıyorduk. Tren odasında yalnızdık çünkü Lucius kim gelirse gelsin (Bella bile) herkesi özel birşey konuşuyoruz diyerek veya başka -saçma- bir bahane sunarak kovdu. Ben yaptığı şeye razıydım, zaten yanaklarım elma gibi kıpkırmızıydı yalnız kaldığımız için, bir de başka birisinin yüzümü görmesine hiç gerek yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anlamsız Rüya (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin