~♡8. Bölüm♡~

18 4 3
                                    

Evet başlıyorduk fakat ben hala bu elbise ve taç ile ne yapacağımı bilmiyordum. Elbise bordo renkli ve uzundu. Kumaşı kadife gibiydi ama biraz kalın ve yumuşak hali. Kumaş bilgim gerçekten yoktu. Kolları da balon kol gibiydi. Taç gerçekten çok güzeldi üzerinde kırmızının en koyu tonundan taşlar bulunmaktaydı. Mektupta yapmamız gereken ilk şeyi yapmıştık. Şimdi ise sıra taşı bulmaktaydı. Ama nerde olabileceği hakkında en ufak bir fikrimiz bile yoktu. Yüzümde nasıl bir ifade varsa soru sormak akıllarına gelmeden kabul etmişlerdi. Gerçi macera tutkunu insanlar olduklarından belki de sorgulamadan evet demişlerdi. Bu elbiseye ve taca bakılırsa maceramız bir krallıkta geçecek gibiydi. Bu düşüncem mektubun arkasında beliren haritayla kesilmişti.
İlk maddeyi başarıyla tamamlamıştık. Haritaya baktım. Okulun planı mıydı acaba?

"Bu okulun planı mı?" Diye sordum.

"Evet,okulun planı." Dedi Drew.

Haritaya baktığımızda taşın nerede olabileceğine dair herhangi bir ipucu yoktu. Ta ki bir,iki saniye sonrasına kadar. Haritada bazı yerler parlamaya başlamıştı.

Fera Taşını bulmadan önce Sera Taşını bulmanız gerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fera Taşını bulmadan önce Sera Taşını bulmanız gerek. Sera Taşını bulabileceğiniz yerler haritada işaretli ve onu nasıl bulacağız derseniz yanlızda kızların duyabileceği ses dalgaları üretiyor ve rengi de mor tabi kızlar görebiliyo bu rengi sadece. Bu yüzden ben bulamamıştım. Ama size güveniyorum.

Not:
Bu taşı kullanarak Fera Taşını bulacaksınız. Taşlar yaklaştığında aralarında gözle görülebilir manyetik çizgiler gibi birşeyler oluşuyor. AMA SAKIN BU TAŞLARIN BİRBİRİNE TEMAS ETMESİNE İZİN VERMEYİN !!!

"Acaba temas ettirsek ne olur?" Dedi Drew.
"Kötü birşey oluyor gibi baksana üç tane ünlem var." Dedi Ester.

Zıvanadan çıkmak üzereydim. Matthew kayıp belki başına birşey gelmiş. Bunlar hala çocukluk peşinde.

"Oturup da bunu tartışamayız. Ciddi bir işin içindeyiz ve siz çocukluk yapıyorsunuz." Dedim.
Ben bu kadar çabuk sinirlenen biri değildim. Fakat şuan aşırı gergindim. Gregor yanıma geldi. Ve omzuma destek çıkar gibi dokundu.

"Tamam,sakin ol bulucaz Matthew'i bu kadar gerilme." Dedi.

"Tamam sakinim..." Dedim demesine de hiç sakin değildim.

"Şimdi..." Dedim.
Bir taraftan artık başlamamız gerekiyordu. Ayağa kalktım ve konuşmaya başladım.

"İlk olarak teker teker her yeri gezmek bizi yorar. O yüzden ayrılmamız gerekiyor. İkişer ikişer olsa 1 kız kalıyor. Neyse onu hallederiz. Ayrıca bakmamız gereken yerlerden birisi erkekler tuvaleti olduğu için de okul saatlerinde yapamayız. Yani bir iki günümüz burada geçecek. Açıkçası ne zaman döneriz hiçbir bilgim yok." Dedim.
Belirsizlik beni ne kadar strese soksa da şuan gerçekten bunları düşünemiyordum. Sanırım bundan daha büyük bir stres kaynağı bulmuştum. Nasıl şuana kadar anksiyetem tutmadı şaşırıyordum.

Gizemli OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin