İlk Çiçek

104 19 17
                                    

Alarmım çalmaya başladığında gözlerimi zar zor açmaya çalışıyordum. Dün kızlarla kafayı fazla dağıtmış olmalıyım ki bugün acısını çekecektim.

Günlerden 12 Mayıs Pazar 2024, saat 09:15. Tatil günlerimden birisi olduğu için spor salonuna gidecektim. Dün arkadaşlarımla kafamız güzel olana kadar içmiş ve eğlenmiştik. Bugün ise hayata dönme vaktiydi.

Banyoya gittim, ellerimi ve yüzümü yıkadım. Mutfağa gittiğimde ablam çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. Tezgaha dönük olan kızın yanına gidip yanağına öpücük kondurdum: "Günaydın ablam."

Aynı tepkiyi bana verdiğinde ona yardım etmiş ve sofranın hazırlanmasını hızlandırmıştım. Birlikte sofraya oturduğumuzda atıştırdım ve sonrasında yeniden odama çekildim.

Üzerime kısa kollu bir tişört, altıma ise spor taytımı giydim. Yanıma da sporda giyeceğim bir adet crop ve deodorant alıp çıktım. Normalde makyajsız dışarıya çıkmayı tercih etmesemde spora giderken bunu yapmamayı seçtim.

Bisikletime binip spor salonunun yolunu tuttum. Bisikleti tercih ederek henüz yoldayken spora başlamıştım. Ortalama yarım saatlik bir yoldan sonra salona varmış ve hemen üzerimi değiştirip spora başlamıştım.

Kaslarımı gevşettim, koşu bandında yürüdüm ve biraz kollarımı çalıştırdım. Spor yapmayı sevmesemde hayat benim için yapılması gereken şeylerle doluydu. Sağlık, her şeyden önceydi ve sağlığım için katlanamayacağım bir şey yoktu.

Ortalama iki, iki buçuk saatlik bir spordan sonra üzerimi yeniden değiştirmek için giyinme odasına gittim. Tişörtümü üzerime geçirmeden önce deodorantı kullanarak insanların benden tiksinmesine ve kötü kokuya engel olmaya çalıştım.

Eşya dolabından çantamı almaya gittiğimde üzerinde gördüğüm beyaz zambak tamamen bir sürpriz olmuştu. Bugün fazla yorulmuştum, evren bana ufak bir sürpriz yapmış gibiydi.

Muhtemelen birisi dolapları karıştırıp benim çantama koymuştu fakat bu çiçeği orada bırakmak istemedim. Bana aitmiş ve beni bulmuş diye düşünerek onu da yanımda eve götürdüm.

Eve vardığımda ablam evde yoktu, muhtemelen arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişti. Bende duşa girmeye hazırlanırken zambak aklıma geldi ve onu bir vazoya bıraktım. Ablamın eski sevgilileri sağ olsun evde bir sürü boş vazo vardı.

Çiçeğin odama yakışmasına şaşırmadım. Odamda onun gibi bembeyaz sayılırdı, aradaki toz pembe eşyaları saymazsak tabi.

***

Bir süre sonra duştan çıkmış ve yatağa uzanmıştım. Pazar günleri içimden başka hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Fakat karnım acıkmıştı ve bir şeyler hazırlamam gerekiyordu.

Mutfağa gittim ve dolabı karıştırdım. Karnabaharı görünce hemen haşladım ve pişirmeye koyuldum.

O pişerken ablam Çağla, en yakın arkadaşı Bilge ile çoktan eve gelmişlerdi. Gelirlerken birkaç içecek ve abur cubur almış olduklarını görmek yüzümü gülümsetti.

"Livya, kuzum ne hazırladın? Ev mis gibi kokuyor."

Ablamın söylediği yüzümü güldürdü. Ona yanıt verdikten sonra ellerindeki poşetleri alıp mutfağa götürdüm.

"Hoşgeldin Bilge, görüşmedik uzun zamandır," dedim arkamdan mutfağa gelen arkadaşımıza.

"Değil mi, bende o yüzden geleyim dedim. Özlemişim kızım seni, nerelerdesin? Hiç arayıp sormuyorsun da."

Notlardan Zambak (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin