[TAMAMLANDI] Kuzeninin düğününe katılan Güney, gelin almak için gittikleri evde gelinin erkek kardeşi Eren'e fena tutulur. Ancak o düğünde Güney'i başka bir sürpriz daha beklemektedir; bir zamanlar ona zorbalık eden Zahit, kız tarafının akrabasıdır...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güney su dolu şişeyi hâlâ elleri titreyen gencin önündeki sehpaya bırakıp iskemleyi çekip oturdu. Said denen serseri ortalığı karıştırıp gittikten sonra Güney ağlama krizine giren Eren'in elinden tuttuğu gibi sahil kenarına getirmiş sakinleşmesini bekliyordu.
"Anlatmak ister misin?
Eren yere eğdiği başını kaldırmayınca Güney derin bir iç çekip söze girdi, "Eren ben aptal değilim başından beri benden bir şeyler gizlediğini biliyorum zaten?
"Senin Zahit abiyle aranızda olanları saklaman gibi mi?
Güney durgun gence baktı öylece. evet, Zahit'le arasında olanları inkar etmişti nasıl olsa konu kapandı diye düşünmüştü ama Zahit kaç gündür fazlasıyla belli etmişti ona olan ilgisini, kâh çaldığı şarkılarla kâh tavırları ve sözleriyle. Belki de Eren'le, onu bırakıp gittiği için konuşmayı kesen Güney'den cesaret almıştı bilmiyordu.
"Zahit konusunda bilmen gereken tek şey.. dedi Güney yüzünde kin dolu bir ifadeyle, "Zamanında bana öyle şeyler yaptı ki, iki cihan bir araya gelse onunla bir araya gelemeyiz. Ha bana nasıl, neden kapıldı bilmiyorum ama sırf eşcinsel olduğumu bildiği için 'adımı ibneye mi çıkaracaksın' diye beni bir gece yarısı öldüresiye dövüp araziye atan birinin şimdi peşimde yavru köpek gibi gezmesi hoşuma gidiyor."
Eren'in gözleri duydukları karşısında dehşetle büyüdü, açık kalan ağzını eliyle kapattı.
Güney sinirle dudaklarını birbirine bastırdı. Eren'in gözünde çok güçlü ve ulaşılmaz bir konumda olduğunu biliyordu, bu algıyı yıkmak istemiyordu ama yalnız olmadığını bilsin istiyordu o yüzden devam etti, "Bizim gibilerin hayatı hep zordur, kötü anılar ve sırlarla doludur. Eğer şimdi kardeşim gibi gördüğüm Taşkın'ın sırrımı öğrendiği zaman bana kaç kere saldırdığını, kaç ay konuşmadığını bilsen şaşırırdın. Ha Yalçın abisinden yediğim dayakları, tehditleri saymıyorum. Bildiğim bir şey varsa bu hayatta pençelerini göstermezsen ezilirsin. Ben de herkese pençelerimi göstermeyi öğrendim. Şimdi bana en derinlere gömdüğüm berbat anıları daha fazla hatırlatmadan konuş artık!
Eren yerinde doğrulup kendisine kararlı bir şekilde bakan Güney'e baktı, başını olumsuzca iki yana salladı,
"Babamı biliyorsun zaten. Eski ülkü ocakları başkanı bir adamın adını Alperen koyduğu tek oğlu ibne çıkarsa ne yapar? Tabi ki en erkek gördüğü kişinin yani Zahit abinin eline verir. Allah var eşcinselliğimi pek sorun etmedi. Bahsini bile açmadı. Ama Zahit abi, Said abi hatta Mecit bile bana abilik, erkeklik taslamaya başladığında hayatım bir açık hava cezaevine dönüştü. Konuştuğum kişilerden, gideceğim okullara, giyeceklerime bile onlar karar verdi. Onlar üzerime geldikçe beni daha çok baskıladıklarını, özgüvenimi yok ettiklerini fark etmediler.
Lise çağına geldiğimde pısırık, ürkek hastalıklı birine dönüşmüştüm. Üst sınıflarda Zahit abinin arkadaşlarından birinin kardeşi vardı, okulun belalı tiplerinden biriydi. Zehir Timur derlerdi. Zahit abi beni onun himayesine verdi. Belki lisede biraz özgür olurum hayalim, Timur'un beni hoşlandığım bir çocukla samimi bir şekilde yakalamasıyla son buldu. Sonrasını tahmin ediyorsundur, Timur'un esareti altında geçen üç işkence dolu yıl. Mezun olup gitmesi de beni ondan kurtarmadı.
Çıkışlarda bile beni bekliyor, bir an olsun yalnız bırakmıyordu. Liseden mezun olup üniversite için sınava hazırlandığım yıl asıl kâbus başladı. Önce bana aşık olduğunu itiraf etti sonra üniversiteye gitmeme izin vermeyeceğini.. saplantı boyutunda kıskançtı. Onunla olmak istemiyordum beni korkutuyordu. Onu istemediğimi söyleyince çıldırdı. Önce tehdit etti işe yaramayınca çıktığım kişileri bulup tehdit etmeye başladı, bazılarına saldırdı. Tabi ki bütün aile olanları duydu. Herkes beni onu ayartmakla suçladı.
Timur onunla olmazsam beni zorla götüreceğini falan söylüyordu, umursamadım. Beni korusun diye yanına verdikleri adamdan bu sefer Zahit abiler beni korumaya çalışıyordu. Bir gün Said abiyle kahveden dönerken yolumuzu kesti, Said abiyi vurdu. Onunla gitmek zorunda kaldım. Polis baskınıyla kurtarıldım. Tabiki tüm komşular, akrabalar olanları duydu. Babam beni rezil ettin deyip kemerle dövdü beni..
Eren gözlerinin rengindeki denize bakıp derin bir nefes aldı, "Beni apar topar önce Artvin'e annemin akrabalarının yanına ordanda Gürcistan'a yolladılar. Yıllarca evimden uzakta Batum'da otellerde çalıştım. Akrabalar üniversite okuyorum sanıyordu. Yalandı. Üniversiteye gidemedim..
Ablamın nişanına bile gelmeme izin vermedi babam, izin vermediği için Zahit abi küsmüş, Eren gelmezse bende gelmem demiş, gitmemiş nişana. Düğüne de gelmez diye babam zahmet edip izin verdi gelmeme.
Gelir gelmez Timur aramaya, tehdit etmeye başladı ama Zahit abi babamla konuşup kahveyi devredeceğini, beni ve kardeşlerini mahalleden çıkaracağını söyleyip burda kalmama ikna etti. Evleride satışa çıkardılar. Yakında mahalleden tamamiyle ayrılacağız. Said abi kabullenemiyor, beni suçluyor.
Her neyse işte her şeyi öğrendin. Eğer ilişkimizi bitirirsen seni anlarım, suçlamam. Çünkü kimse bütün sülalenin bakıcılık yaptığı, peşinde sapığın tekinin olduğu bir ezikle olmak istemez!
Güney yerinden kalkıp denize doğru yürürken ellerini gür saçlarından geçirdi. Bu işe girerken hiç böyle hayal etmemişti, şimdi bu kaosun içine girmeye hazır mıydı, bilmiyordu.
Benim tek felsefem vardır, bu hayatta kimse salt kötü veya iyi değildir. Hepimiz bir şekilde birilerinin hayatını isteyerek veya istemeyerek İyi veya kötü etkiliyoruz.
Sanırım Zahit fanları artık bir nebze olsun Güney'in ona karşı neden bu kadar öfkeli olduğunu anlamıştır.
Zahit efendi önce geçmişte yaptıklarının hesabını vermeli, ibne olmanın zorluklarını yaşamalı !
Bu akşam bir bölüm daha paylaşacağım, Güney ve Zahit'in ilk karşılaşması !
